'Uzun Saçlı ve Satanist' Diyenlere İnat Vatan Aşkıyla Gönüllü Komando Olarak Askere Gidip Şehit Düşen Gitarist

İnsanların içinde yarattığı ön yargıların ve şekilciliğin ne kadar haksız olduğunu hepimiz biliyoruz. Hele konu vatanını sevmekse, kimsenin kimseye ahkam kesmemesi lazım. Böyle düşünenlere Şehit Ümit Yılbar'ı anlatın!

Pentagram grubunu, özellikle rock dinleyicileri iyi bilir. Türkiye'nin gelmiş geçmiş en köklü ve en efsane heavy metal gruplarından biridir. Hele bazı şarkıları, ağızlarda neredeyse marş gibi olmuştur.

Grubun tarihi, belki de birçoğumuzun çocukluğundan eski. Zaten Ümit'in gruba girişi de hemen hemen o yıllara denk geliyor.

1984 yılında Bursa'da bir lise grubu olarak Cenk Ünnü, Hakan Utangaç, Kaan Bozoğlu tarafından kuruluyor Pentagram. Henüz kimsenin metal müziği tam olarak bilmediği zamanlar hatta. İki yıl sonra Hakan Utangaç gruptan çıkıyor ve yerinde Tarkan Gözübüyük geliyor. Böylece Pentagram'ın kemik kadrosu da oluşuyor ama tabii daha gruba eklenecekler var: Mesela Ümit Yılbar.

Bir Heavy Metal grubunun Bağcılar'daki düğün salonunda 200 kişilik konser verdiğini söylesek herhalde pek inanmazsınız ama gerçekten de durum bu.

Pentagram'ın ilk konseri, bir düğün salonunda gerçekleşiyor. Sene 1988. Öyle bir izdiham oluyor ki, düğün salonunda sandalyeler havada uçuşuyor ve salon, konserden sonra ciddi bir tadilata giriyor. Bu konserden sonra da ikinci bir gitarist arayışı doğuyor ve nihayet Ümit Yılbar, Pentagram'a giriş yapıyor.

Daha ilkokul çağlarındayken eline gitar alıp çalan bir adamın müzik aşkını tahmin edebilirsiniz. Fakat o, sadece iyi bir müzisyen olarak yoluna devam etmiyor.

İktisat fakültesini bitiriyor bir kere. Disk atma dalında milli atlet oluyor, aynı zamanda da kayak yapıyor. Yetenek kelimesi Ümit'in bedeninde bir kere daha hayat buluyor.

Gitaristliği aynı zamanda eğitmenliğe de dönüşüyor. Athena grubundan tanıdığımız Gökhan ve Hakan Özoğuz gibi bir çok sanatçının da gitar hocalığını yapıyor.

Dönem öyle bir dönem ki, uzun saçlı olan bütün erkekler "kız gibi"; sert müzikler dinleyip siyah giyinenler ise "satanist". Ümit de bu kesin hükümlerden nasibini alıp metanetle yoluna devam edenlerden.

Yetenek ve başarının toplum tarafından kimsenin umrunda olmadığı bir zaman dilimi. Hatta bu sebepten tartaklanıp hakarete maruz kalanlar bile oldu. Tüm bu baskı dolu atmosfere rağmen ne yaptığı müzikten ne de yeteneklerinden vazgeçti Ümit Yılbar. Ama önce yapması gereken daha önemli bir işi vardı: Askere gitmek!

Kariyerinin en üst noktasındayken gruptan ayrılıp askere gitmeyi kafasına koymuştu bir kere. Hem de komando olarak!

Terör belasının ciğerleri dağladığı bir dönemde, bazı kişilerin bir kılıf bularak askerlikten 'yırtmanın' yollarını aradığı zamanlardan bahsediyoruz.

Öyle ki, yedek subay sınavına gözlüklerini evde bırakıp lenslerini takarak gidiyor ve orada da gönüllü olarak komando seçiliyor.

Eğitimde dereceye girmesine rağmen Güneydoğu'ya gidebilmek için derecesini düşürüyor ve istediği oluyor: Siirt'in Eruh ilçesi Bağgözü Jandarma Komutanlığı'na komando olarak gidiyor.

Hep yaptığı gibi, annesine gülen yüzü ile çekilmiş bir fotoğraf göndermeyi ihmal etmiyor çünkü herkes onu sürekli gülen o meşhur ifadesiyle tanımış, öyle bilmiş.

Annesinin oğlunun hasretine dayanmasındaki en büyük güç ise oğlunun vatan için teröristlerle çatışmaktan onur duyması.

Ümit bunu annesine sık sık dile getirmiş. Vatan aşkı böyle bir şey!

17 Kasım 1993'de terhis olup evine dönecek, yeniden müzik çalışmalarına başlayacak diye beklenirken 25 Eylül'de teröristlerle girdiği çatışma sonrası şehit düşüyor Ümit.

Ümit'in, ölümünden 11 gün önce eşyaları arasında bulunan bir deftere karaladığı şiiri şöyle:

Bilmiyordum dağların bu kadar dik olduğunu

Bilmiyordum gecelerin bu kadar uzun olduğunu

Bilmiyordum zamanın bu kadar yavaş geçtiğini

Ama biliyordum içimdeki vatan sevgisini

Biliyordum içimdeki aşkı.

Kanımı istersin toprağım

Yoksa cesedimi mi

Yeter ki sen susa

Suyun olurum senin

Tasmasından bağlanmış çılgın köpek gibiyim

Salıvermiyorlar ki gideyim

Bilmiyorlar mı ki ben Türk evladıyım

Bırakın ben ölmeye gideyim

Ben koymuşum bu yola baş

İsterse düşsün kafama taş

Vazgeçmem bu yoldan arkadaş

Gelsin yedi düvel ezerim hepsini

Ümit Yılbar

14.05.1993

Bağgöze/SİİRT

26 yaşında, hayatının en güzel çağında olan bu "uzun saçlı" ve "asi" adam, içinde taşıdığı ve belki de tam istediği gibi vatan aşkıyla, vatan uğruna şehit düştü.

Vatanı, bayrağı, bizi ve hatta onu bulanık zihinlerinde yargılayan şekilci insanları korumak uğruna...

Bizler için, vatan için canını veren tüm şehitlerimizi saygı ile anıyoruz. Vatan size minnettar!

Pentagram'ın, Ümit Yılbar anısına bestelediği ve konserlerinde onun fotoğrafları eşliğinde çaldığı Fly Forever şarkısı.

Popüler İçerikler

Kanseri Yenen Eski Arka Sokaklar Oyuncusu Dizi Setlerine Yeniden Dönme Kararı Aldı
İzmir'de 5 Küçük Kardeşin Öldüğü Yangın Faciası: Bakanlık, Aileyi 18 Kez Ziyaret Etmiş!
"Bana Bilmediğim Bir Şey Söyle" Akımına Gelen Tıkanan Muhabbeti Açmalık Bilgiler
YORUMLAR
04.06.2021

rock müzik yapanlar antimilitaristmiş! az ötede yapın kendinizi tatmininizi. adamın yaptığı yoruma bak. kaç tane rock parça çevirisi yaptın ya da okudun? ayrıca vatani görevini yapmanın neresi militarizm? neresinden tutsan elinde kalıyor. başkaları yaşasın diye ölmenin faziletini anlayamayan küçük beyinleri kendi karanlığında bırakmak insanlığa yapılacak en büyük iyiliktir.

Pasif Kullanıcı
27.05.2021

FLY FOREVER

01.06.2021

Yazık olmuş. Yaptığı müzik ve düşünceleri siyah-beyaz gibi. Yanlış bilmiyorsam böyle sert müzik yapan insanlar daha global düşünür ve militarizmi reddeder. Her ne olursa olsun gencecik bir insan kaybı üzücü.

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ