Üzüldüğümüzde Boğazımıza Neden Koca Bir Yumru Oturur?

Mutlu olduğumuzda ya da aksine üzüldüğümüzde gözyaşlarımız bizimle olur. Düşününce ne kadar tuhaf değil mi? Ayrıca hüznümüze eşlik eden sadece gözyaşlarımız olmuyor. Bu tip durumlarda boğazımıza yerleşen tuhaf bir yumruyu da zaman zaman hissedebiliyoruz. Bu yumrunun neden olduğunu anlamak için önce neden ağladığımızı ve ağladığımızda vücudumuzda neler gerçekleştiğini bilmemiz gerek. Haydi, vücudumuzdaki bu sürece beraber bakalım.

Neden ağladığımızın gizemi hala tam olarak çözülebilmiş değil. Doğamız gereği iletişim halinde olmamız kaçınılmaz, ağlamanın bizim için sözsüz bir iletişim yolu olduğuna dair sağlam kanıtlar da var.

Aslında ağlamak etrafımıza kendimiz ve duygusal durumumuz hakkında bir şeyler söylemek anlamına geliyor. Araştırmacı Bec Crew, geçtiğimiz yıl bu konuyla ilgili şöyle bir açıklamada bulundu:

Duygusal gözyaşı olarak adlandırdığımız gözyaşı tipi kontrolü kaybetme hissini yaşadığınız zaman kalp ritminin artması, ağır soluma gibi diğer fizyolojik reaksiyonların etkisini düşürmeye çalışır. Etrafımızdakilere bir sarılmaya ihtiyacımız olduğunun açık bir mesajı olabilir.

Biz insanlar için sosyal ilişkilerin ne denli önemli olduğunu biliyoruz. Ağladığımız zaman, başka birinin bizi rahatlatma çabası bu tür ilişkilerimizi güçlendirmeye yardımcı oluyor.

Fakat ağlamanın şüphe edilen tek nedeni bu değil. Bazı araştırmacılar ağlamanın bize zarar veren kişi veya durumlara teslim olma şeklimiz olduğunu düşünüyor.

Peki bunu da göz önünde bulundurduğumuzda, duygusallaştığımızda vücudumuzda gerçekten neler oluyor?

The Independent gazetesinde, Nick Knight konuyla ilgili şu açıklamalarda bulunuyor: 

Otonom sinir sistemimiz sempatik sinir sistemimiz gibi diğer tüm sinir sitemlerini kontrol eden kapsayıcı sistemdir ve bulunduğumuz duruma bağlı olarak vücudumuzda bir çok farklı etkiye neden olur.

Sindirim gibi diğer bilinçdışı vücut işlemlerimizle beraber kaç ya da savaş denilen tepkiyi kontrol altına alan sistemle ile aynıdır.

Bu sistem hiper moda geçtiğinde, karşılaştığınız durum karşısında kalıp savaşmanızı veya kaçmanızı kolaylaştıracak şekilde tüm vücudunuza oksijen akışı sağlar. Oksijeni tüm kaslarınıza iletmek için de nefes almanıza ihtiyaç duyulur.

Sinir sistemi oksijen alımını arttırmak amacıyla glotise olabildiğince açılması için sinyal gönderir. Glotis, soluduğumuz havayı yönlendiren boğazımızın iç kısmındakı açıklıktır.

Yani boğazınız normalden daha geniş açılır. Aslında glotisinizin genişlediğini hissetmezsiniz. Eğer hissetseydiniz rahatsız edici bir durum olurdu. Yutkunmaya çalıştığınızda hissettiğiniz şey ise vücudunuzun glotisinizi açık tutmak için kaslarınıza uyguladığı gerilimdir.

Glotisiniz ağlamadığınız durumlarda gün boyunca yutkunurken açılır ve kapanır.

Bu da yemeğin ve havanın ayrı yollardan gitmesini sağlamakta. Ağlarken ya da ağlamanın eşiğine geldiğinizde glotisiniz açık kalmaya çalışır ama siz her yutkunduğunuzda ise kapanmaya zorlanır. Oluşan bu gerilim boğazınızdaki kasları zorlar ve bir yumru hissi oluşur.

Bu his, globus hissi olarak adlandırılır. Stres durumlarında, birçok insanda görülür.

Stres alanından çıkıp sakinleştiğinizde ise glotis eski haline döner. Gözyaşlarımız da benzer bir şekilde sinir sistemimizin omları harekete geçirmesiyle oluşmakta. Her ağlayan insanın da bildiği üzere ağlamanın burun akıntısı, yüz kızarması ve hatta baş ağrısı gibi birçok başka yan etkisi vardır. Bunların sebebi ise gözyaşı kanallarınız sinüslerinize çok yakın olmasıdır, sümük oluşumu da bu yüzden gerçekleşir.

Farz edelim ki sevgiliniz sizden ayrılıyor.

Haberi aldığınızda sinir sisteminiz harekete geçer ve savaş veya kaç durumunu tetikler. Gözyaşı kanallarınız gerekli mesajı alır ve vücudunuz kaslarınıza daha fazla oksijen akışı sağlamaya başlar.

Ağladığınızda daha fazla oksijen almak için derin nefesler almaya başlarsınız. Bu durumu telafi etmek adına glotisiniz açık tutulur.

Bu noktada ağlarsınız ve gözyaşlarınız aktıkça mukus burnunuzu ve boğazınızı ele geçirerek yutkunmanıza sebep olur.

Bundan sonra keyfinizi yerine getirecek şeylerle uğraşmaktan başka yapabileceğiniz bir şey yok. Neticede boğazınızdaki bu yumru vücudumuzun bize daha iyi nefes almamıza yardımcı olmasının sebebi. Bundan sonra bu gibi durumlarda kafanızdaki tüm tetikleyici düşünceleri atmaya ve bulunduğunuz ana odaklanmaya çalışın. :)

Bu içerikler de ilginizi çekebilir;

Kış Kapıya Dayanmışken Açıkladık: Bağışıklığınızı Güçlendirecek Besinler
Dünyanın Belki de En Garip ve En Nadir Hastalığı: Yabancı Aksan Sendromu
Çağımızın Psikolojik Hastalığı, Ruhsallığın Gribi Denilen Depresyon ile İlgili Bilmeniz Gereken Her Şey

Popüler İçerikler

Almanya’da Noel Pazarına Saldırı: Saldırgan Suudi Arabistan Vatandaşı Bir Doktor Çıktı!
HTŞ Lideri Colani Kadına Başını Örtme Talimatı Verdiği Videoyla İlgili İlk Kez Konuştu
Okullardaki Yılbaşı Kutlamalarına Gelen Yasağa Mustafa Sandal'dan "Onlara İnat 'Duble' Kutlayacağız!" Tepkisi