Büyürken her şeyden etkilenmeye açık olan çocuklara karşı hareketlerimizin yanı sıra sözlerimizin de büyük önemi vardır. Hadi bugün uzmanların derlediğimiz ve çocuklarımıza söylemekten kesinlikle çekinmemiz gereken şeyler nelermiş öğrenelim...👇
Büyürken her şeyden etkilenmeye açık olan çocuklara karşı hareketlerimizin yanı sıra sözlerimizin de büyük önemi vardır. Hadi bugün uzmanların derlediğimiz ve çocuklarımıza söylemekten kesinlikle çekinmemiz gereken şeyler nelermiş öğrenelim...👇
Çocukları bağımsız olarak bir şeyler yapmaya teşvik etmek olumludur, ancak belirli ifadelerin kullanılması onları daha sonra ebeveyn desteği aramak istemeden caydırabilir. On Our Sleeves klinik direktör yardımcısı Whitney Raglin Bignall, gerektiğinde destek sunarken çocuklarınızın yeteneklerine olan inancınızı ifade eden 'Önce kendi başınıza yapmayı deneyin, işe yaramazsa birlikte yapabiliriz' demeyi öneriyor.
Çocukken çoğumuz davranışlarımızı yetişkinlerden övgü alacak şekilde ayarlamaya alıştık, ancak belirsiz övgüler çocuklar için yararlı değildir. Çocukları bir şeyi doğru yapıyorlarsa, o belirli şeyi tek övün böylece gelecekte yapacakları şeyleri buna göre şekillendirirler ve kötü davranışlardan kaçınmaya çalışırlar.
Birçoğumuz, çeşitli durumlarda iyi davranmamızın hatırlatıldığını hatırlıyoruz, ancak 'uslu olun' gibi belirsiz talimatlar çocuklar için yararlı değildir. Farklı bağlamlarda neyin iyi davranışı oluşturduğunu anlamayabilirler. Bu durumda 'Alışveriş arabasının yanında kalın ve yalnızca satın aldığımız şeylere dokunun' gibi spesifik talimatlar vermek daha iyidir.
Çocuklara talimat verirken, onları kafa karışıklığına düşürmemek için soru gibi görünen ifadelerden kaçınılması önerilir. Bir emir verirken seçenek sunan bir soru ile başlamak yerine, 'Eşyalarını topla, lütfen' veya 'Eşyalarını toplaman gerekiyor' gibi net komutlar vermek daha iyidir. Başka bir yaklaşım ise 'Eşyalarını toplamanın zamanı geldi' gibi talimatları günlük planın bir parçası olarak sunmaktır. Bu netlik, çocukların belirsizlik olmadan beklentileri anlamalarına yardımcı olur.
Çığlık atan bir çocuğa sakin olmasını söylemek normal bir durumdur ancak bu pek etkili değildir. Uzmanlar, çocukların güçlü duygulara sahip olmanın sorun olmadığını anlamaları gerektiğini ve sadece sakinleşmeleri söylenmek yerine kendilerini nasıl düzenleyeceklerinin öğretilmesi gerektiğini öne sürüyor. Sarılmak, birlikte derin nefesler almak veya dikkati yeniden yönlendirmek, çocukların yoğun duyguları yönetmelerine yardımcı olabilir. Ayrıca sakin ve destekleyici varlığınız onlar için güven verici ve faydalı olabilir.
Bir konuyu önemsiz olarak algılasak bile bu konu çocuğumuz için önemli olabilir. Duygularını göz ardı eden ifadeler, kendilerini geçersiz veya değersiz hissetmelerine neden olabilir ve bu da kendilerinden şüphe duymalarına yol açabilir. Raglin Bignall, çocukların duygularını daha iyi kabul etmek ve anlamak için 'Bu senin için önemli görünüyor; bana neden üzgün olduğunu söyleyebilir misin?' gibi açık uçlu sorular sormayı öneriyor.
Uzmanlar, çocuklara size açıldıklarında kendilerini cezalandırılmış hissettirmemenin önemini vurguluyor. Onların duygularını kendi duygularımızdan daha ön planda tutmak ve onları dinlemeye hazır olduğumuz konusunda güvence verirken konuyu sizinle paylaştıkları için onları övmek çok önemlidir. 'Bunu bana anlattığın için çok teşekkür ederim' gibi minnettarlıkla yanıt vermek, açık iletişimi ve güveni teşvik eder.
Çoğu kişi sıklıkla talimatlarının sonuna 'Tamam mı?' ifadesini ekler. Bu ifade uzlaşmacı görünmek için yapılabilir, ancak çocuklar bu inceliği kavrayamayabilirler. Ek sorular olmadan net talimatlar vermek daha iyidir. Benzer şekilde, 'Ben şimdi gidiyorum' gibi bildirim niteliğinde ifadeler kullanırken 'Tamam mı?' ifadesini eklemenize gerek yoktur. Çünkü bu durum izin istemek değil, çocuğa ne olacağı konusunda bilgi vermektir ve bu çocuğun kafasını karıştırabilir.
Acil bir durum olmadığında, çocuklara ne yapmamaları yerine ne yapmaları gerektiğini söyleyerek olumlu komutlar vermek daha iyidir. 'Yapma' demek yerine 'Yanımda yürü' veya 'Topu yerde tut' gibi belirgin talimatlar vermek faydalıdır. Öğretmenler genellikle olumlu bir tonu korumak ve istenen davranışı teşvik etmek için öğrencilerine 'koşmayın' yerine 'sadece yürüyün' veya 'bağırmayın' yerine 'içinizden konuşun' gibi olumlu ifadeler kullanırlar.
Uzmanlar, çocukların 'kötü' olmayı seçtiklerini ima eden ifadelerden kaçınmayı öneriyor çünkü bu çocuklara olumsuz bir mesaj gönderebilir. Bunun yerine, çocuğu kendi başına çözümler bulmaya teşvik eden sorular sorarak onları düşünmeye teşvik edin. Ayrıca çocuğunuza davranışlarında hata olsa bile bir çocuğun doğası gereği iyi olduğunu anlatın.
Bu ifade, bir çocuğun sıkıntısının genellikle duygularını etkili bir şekilde iletememesinden kaynaklandığını anlamakta yetersiz kalır. Bunun yerine uzmanlar, 'Neye ihtiyacın var? Anlatmaya çalış.' ya da 'Sana nasıl yardımcı olabilirim?' gibi açık uçlu soruların sakin bir şekilde sorulmasını tavsiye ediyor. Çocuklarınızı, öfke veya üzüntü gibi duygularla baş etme yöntemlerini denemek için iletişim kurmanın alternatif yollarına ya da rol yapmaya teşvik edin. Ek olarak, çocuklar stresinizi algılayabildikleri için onlarla iletişim kurarken kendi tavrınıza ve verdiğiniz sinyallere dikkat etmeniz önemlidir. Sakinleşmek için biraz kendinize zaman ayırmak ve duygularınız üzerinde düşünmek, çocuklara değerli beceriler öğretir. Çocuklarınız üzgün olduklarında sakin kalmak, çocukların zor duygular ve durumlarla başa çıkmalarına yardımcı olur.