Uzmanlar Yorumladı: "Boş Tencerenin Yıkamayacağı İktidar Yoktur" Seçimde Geçerli Olmadı mı?

Türkiye Cumhuriyeti'nin 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in ekopolitik literatürdeki en önemli söylemidir: 'Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur.' Yıllardır bu tespitin geçerliliği üzerine birçok fikir sunulurken, 14 Mayıs seçimlerinde, ekonomik konjonktürün seçim sonuçlarını yüksek oranda etkileyeceği düşünülüyordu. Ancak ana hatlara bakıldığında hiç de öyle olmadı. Peki detaylara inildiğinde ne görülüyor? Özellikle ekonomistler ile 'resmi' seçim sonuçlarına yansıyanlarda siyaset ve sosyal bilimciler ne diyor?

Türkiye, son yılların gerçek anlamda en kritik ve gergin seçim sürecinden geçiyor. 14 Mayıs'ta sandık başında toplanan vatandaşın açıklanan "resmi" sonuçlara göre ülkeyi kimin yöneteceğine karar veremediği anlaşıldı. Mevcut Cumhurbaşkanı Erdoğan ile muhalefet ittifakının adayı Kılıçdaroğlu, "salt" çoğunluğu sağlayamadı.

2000'ler öncesinde Türkiye'nin sistematik bozukluklarından ve yönetsel sorunlarında kaynaklı, birkaç yıllık döngüler halinde yaşadığı ekonomik krizler, 2001'de tavan yapmıştı. Bir kesimin halen eleştirdiği Kemal Derviş, o dönemde ekonomiye (dolayısıyla vatandaşa da) tabiri caizse neşteri vurmuştu. Ancak tam etkiler görülmeden yaşanan köklü siyasi değişimle (2002 Kasım-AKP'nin tek başına iktidara gelmesi) bu etkilerin sonuçlarını mevcut iktidar aldı.

İlk dönemlerindeki ekonomi politikaları "genel hatlarıyla" başarılı bulunan Erdoğan, ülkede bir refah ortamı oluştururken, dünya konjonktürü ve bürokratik kadrolar da bu ortamı destekler nitelikteydi. Sonra rüzgar dönmeye başladı.

Politikalarda farklı yollara girilmesi, dünyadaki bol para ortamının tökezlemesi, kadrolarda büyük değişimler derken ekonomide de "motor ışığı" yanmaya başladı.

Bir şekilde her seferinde tamir edilmeye çalışılan ekonomide, 2018'de Cumhurbaşkanlığı sistemine ilk geçildiği dönemde, 'hiçbir şey olmasa bile bir şey olurken' 2021 yılında dünyada sorunların büyümeye başladığı bir zamanda tam aksi yönde hareket edileceği açıklandı. Direksiyonun patikaya kırılması, bozuk yolda hedefe varmak (büyüme/seçim) adına lastiğin patlayıp jant üzerinde gitmeye benzedi. Kamyon kasasındaki ürünlerin (enflasyon/alım gücü/orta sınıf/TL/dolar) çok sarsıldığını, kırıldığını, ezildiğini gördük. Merkez Bankası da bu ortamda her düşen kasayı etiketlemekle meşguldü.

Beklentiler anketlerde görülüyordu.

Tüm Seçim Anket Sonuçları Birleşti: Seçmenlerde Ekonominin Etkisi de Öfkesi de Yüksek!

Ekonominin seçimlerin ana belirleyicisi olacağı vurgulanıyordu.

Bloomberg'e Göre Seçimlerde Erdoğan'ı En Çok Ekonomi Zorluyor

Bu ortamda seçime geldik ve tüm ekonomistler seçimde büyük değişim beklemeye başladı. Ama öyle olmadı. "6 kere gidip 7 kere gelen" deneyimli merhum siyasetçi Demirel'in görüşleri artık geçerli değil miydi?

Doç. Dr. Ümit Akçay, boş tencere için "doğru ancak eksik" yorumunu yapıyor.

twitter.com

Tencere şimdi daha az doluyor evet ama muhalefet kemer sıkma + faiz artışı önerdikçe tencerenin daha fazla dolabileceğine dair bir inanç ortaya çıkmıyor. 

Ekonomik durumun tasvirinde büyük yanılgılar var, ezbere yapılan yorumlar bizi bir yere götürmüyor maalesef. Bu neden önemli?

Ezberden gidince ve düşündüğün çıkmayınca 'demek ki millet toggmuş' gibi lümpen bir yorum yapabiliyorsun.

TOBB öğretim üyesi Dr. Fatih Özatay da boş tencerenin "aslında etkili olduğunu" belirtiyor.

twitter.com

Mahfi Eğilmez, ülkede devlet yardımlarıyla geçinen büyük kitleye dikkat çekerken, yardımların kesilmesinin bir motivasyon olduğunu, ve buna "sadaka ekonomisi" dendiğini belirtiyor.

Dr. Mahfi Eğilmez, kendi blogunda yazdığı seçim değerlendirmesinde, 'Kan, zahmet, gözyaşı ve ter' başlıklı yazısında, insanlar ekonominin ne durumda olduğunu çok iyi anlamış olmadığını belirtiyor. 

Yardım alan vatandaşların yardımların 'devlet tarafından değil iktidar partisi hatta Cumhurbaşkanı tarafından yapıldığını' düşündüğünü iletirken, bunu kaybedilmek istenmemesinin iktidarın sürmesiyle olabileceğini tahmin ediyor. 

Bunun dışında kalanların hayat pahalılığı, işsizliğe karşı bir şekilde bozulmanın aşılabileceğini düşündüğünü ekleyen Eğilmez, sadece işçi kesim değil, beyaz yakalı kesimde de bu düşüncenin 'yaygın' olduğuna dikkat çekiyor.

Abdurrahman Yıldırım, seçim öncesinde durumu tasvir ediyor. Seçim sonrasına yönelik de değerlendirme yapıyor.

Seçmen kutuplaştı ve “güvenlik kaygısı” öne çıktı. 

Tencere sorununu muhalefet hem anlatamadı hem de sınırlandı. 

Seçim sonrasında, Erdoğan kazanırsa politikalarının değişmemesi halinde de 'ekonomi daha kötüye gider ki, tencere de, tava da boş kalır.' diye de ekliyor. Kaynak: Habertürk

Seçim öncesi politikalar mı etkili oldu?

Bolu İzzet Baysal Üniversitesi İktisat Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serap Durusoy, Independent Türkçe'de Abdulhakim Günaydın'a yaptığı değerlendirmede, seçim sonucunun ülkenin ekonomik gerçeklerini gölgeleyemediğini belirtirken, seçim öncesi ekonomideki düzenlemelerin hissedilirligi etkilediğini vurguladı.

"Tencere boştu. Sıyıra sıyıra dibini de delmek üzereyiz."

İstanbul Aydın Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Selimler, son tabloda enflasyondaki düşüşe karşı artık ev ve araba almanın oranının azaldığını vurgularken, 'Tencere boştu. Sıyıra sıyıra dibini de delmek üzereyiz.' ifadelerini kullandı. 

Selimler, vatandaşın seçimlerde vaatlere baktığını, 'Tencerenin boş olmasının' 'sandığa yansımadığını' teyit etti. Kaynak: Independent Türkçe

Siyaset biliminin duayeni Prof. Dr. Ersin Kalaycıoğlu, "boş tencerenin" rakiplerinin güç bulduğuna işaret etti.

Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kalaycıoğlu, sosyal yardımların etkili olduğunu hatta arttığını belirtirken, ekonominin sandığa yansımasının 'basit' olmadığını, daha uzun vadede etki ettiğini belirtti. Ekonomiden ziyade kültür, din, aidiyet, etnik gerçeklerin devreye girdiğini, 'Terörle bağlantılı söylemler, insanların düşünceleri değiştirmiş olabilir' değerlendirmesini yaptı. Kaynak: Independent Türkçe

Atilla Yeşilada da "Sandıktan Ekonomik Kriz Çıktı" başlığıyla, 28 Mayıs sonrası Kılıçdaroğlu'nda resesyon, Erdoğan'da ise ekonomik sıkıntıların çok büyüyeceğini öngördü ve ikinci tur senaryolarını paylaştı.

Bu içerikler de ilginizi çekebilir.

Ekonomiden Ne Anladığınıza Bağlı Ama Seçimden Sonra Ekonominin Düzelmesi Ne Kadar Sürecek?
İlk ve Son Söz Onda: Genel Seçimlerin En Büyük Belirleyicisi Ekonominin 2018'den Sonraki Karnesi
20 Yılda En Çok Zam Gelen Ürünler: Ürün ve Hizmetlerin Fiyatı 2003'ten 2023'e Ne Olmuş?
Cevdet Akçay, Enflasyonun Neden Düşmediğini Anlattı: 'Enflasyonu Kendi Kendimize Yarattık Döngü İçine Girdik'

Popüler İçerikler

Gazeteci Özlem Gürses TSK Hakkındaki İfadeleri Nedeniyle Gözaltına Alındı
Kızılcık Şerbeti'nin Görkem'i Özge Özacar'dan Pembe'nin Osmanlı Tokadına Yanıt
Müge Anlı'da Yeni Bir Fenomen Doğdu: Habibe Kendine Has Tarzı ve Tavrıyla Hepimizi Fena Gaza Getirdi!
YORUMLAR
17.05.2023

Sabır ve şükür telkinleri ile dizginlenip aç kalmanın karşılığı olarak dünyayı yöneteceği fantezisi dışında bir hayali olmayan, ülkesinde yapıldığını zannettiği ithal ürünleri görünce far tutulmuş kediye dönen, siyasi olgunluğa erişmemiş niteliksiz seçmen profili ile oy oranı doğru orantılı olan siyasi bir hareket için çok fazla gereksiz tespitler yapmaya çalışılıyor.

17.05.2023

sofrasındaki yemeği içtiği çayı kahveyi recep den daha az seven,seçime koyduk mu,kudurun,topunuz gelin gibi taraftar ağzı söylemleri ile yaklaşan anlaması açıklanması kıt bir topluluğa yattığı mezardan s.demirel bile hayret etmiştir

17.05.2023

Kayda değer bir çoğunluğunda düzgün bir aile yapısı olmadığı için aidiyet hissettikleri tek yer AKP. Acınası bir durum aslında. İş, ülkeyi uçurumdan atmalarına kadar gitmese hallerine üzülürdüm.

17.05.2023

Ünlü sol tiyatro yazarı Brecht’in şu sözlerini hiç unutmayın: “Bulanık sularda bilsen ne balıklar avlanır sonra yine hep birlikte yoksulun hakkı yenir.”

17.05.2023

Abicim kazanılmış seçimi verdiler kılıçtaroğlu hala suskun. Bunun üzerine konuşulacak bir şey var mı

TÜM YORUMLARI OKU (76)