Dünyanın en büyük problemlerinden birisi de içme suyu veya tatlı su diyebiliriz. 8 milyara ulaşan nüfusla birlikte içme suyuna olan ihtiyaçta her geçen gün artmaya devam ediyor. Uzmanlar Dünya'da yeterince tatlı su kaynağı olmadığını ve yakında su krizlerinin yaşanabileceğini düşünüyor. Ancak yeni araştırmalar neredeyse sınırsız bir kaynağın içme suyu ihtiyacına çözüm olabileceğini söylüyor.
Günümüzde okyanusların üzerinde bulunan su buharı içme suyuna dönüştürülemiyor. Ancak yapılan yeni bir çalışmada bu biriken buharın toplanarak içme suyuna dönüştürülebileceği bir mekanizma tasarlandı. Bu mekanizmayla insanların içme suyuna erişimi hem sınırsız hem de daha kolay olabilecek.
Illinois Urbana-Champaign Üniversitesi'nden inşaat ve çevre mühendisi Praveen Kumar, 'Mevcut kaynaklardan gelen veya geri dönüştürülmüş su insanların ihtiyaçlarını karşılamak için yeterli olmayacağından, tatlı su arzını artırmanın bir yolunu bulmamız gerek' ifadelerini kullandı.
Araştırmacılar büyük bir yolcu gemisi kadar bir sistemle su krizine katkı sağlayacak mekanizmanın büyük şehirlerin su ihtiyacının karşılanabileceğini düşünüyor.
Mekanizmanın tasarımı okyanus yüzeyinin üzerindeki nemli havayı kıyıdaki yapıya taşıyacak şekilde görünüyor. Burada yer alan soğutma sistemleri sayesinde su buharı yoğunlaştırılarak sıvıya dönüşecek. Ekip bu sistemin rüzgar veya Güneş enerjisiyle çalışabileceğini söyledi.
Bu bölgelerde kurulacak mekanizmaların her biri 500 bin kişinin günlük içme suyu ihtiyacını karşılayabilecek. Atmosfer bilimcisi Francina Dominguez, 'bu daha önce yapılmadı ve bence bunun asıl nedeni araştırmacılar şimdiye kadar sadece kara tabanlı çözümlere odaklanmıştı. Öte yandan bizim çalışmamız aslında başka seçeneklerin de olduğunu gösteriyor' dedi.
Çalışmada yer alan yüksek lisans öğrencisi Afife Rahman, 'İklim projeksiyonları, okyanuslardaki buhar akışının zamanla artacağını ve daha da fazla tatlı su kaynağı sağlayacağını gösteriyor. Önerdiğimiz fikir iklim değişikliği altında da uygulanabilir olacak. Bu özellikle de kurak ve yarı kurak bölgelerinde yaşayan savunmasız nüfusların iklim değişikliğine uyum sağlaması için çok gerekli ve etkili bir yaklaşım sağlıyor.'