İstanbul Kağıthane’de birlikte yaşadığı uzman çavuş nişanlısı Zeynel Yıldırım’ı beylik silahıyla vurarak öldüren Gizem Erdoğan hakim karşısına çıktı. Duruşmada savunma yapan sanık Erdoğan, Yıldırım'ın 'Beni bıçaklayanı öldürdüğüm gibi seni de öldürürüm, uygunsuz fotoğraflarını ailene veririm, herkese rezil olursun' diyerek kendisine şantaj yaptığını öne sürdü. Savunmasına gözyaşları ile devam eden Erdoğan, maktulün olaydan önceki gece kendisine tecavüz ettiğini de belirtti.
İstanbul Kağıthane’de birlikte yaşadığı Sahil Güvenlik Komutanlığında görevli Topçu Uzman Çavuş rütbesindeki Zeynel Yıldırım’ı beylik tabancasıyla öldüren nişanlısı Gizem Erdoğan’ın ‘kasten adam öldürme’ suçundan müebbet hapis istemiyle yargılanmasına başlandı. İstanbul 17. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmada tutuklu sanık Gizem Erdoğan ve avukatları hazır bulundu.
Duruşmada ilk savunmasını yapan tutuklu sanık Gizem Erdoğan, icra katibi olarak Samsun’da çalışırken, maktul Zeynel Yıldırım ile bir arkadaşlık uygulaması aracılığıyla tanışıp evlilik planladıkları bir ilişki içerisine girdiklerini söyledi. Savunmasında maktul Zeynel Yıldırım’ın evlilik vaatleriyle İstanbul’a taşınmasını sağladıktan sonra hal ve hareketlerinin değiştiğini belirten sanık Erdoğan, “Her şey 4 Mayıs’a kadar normaldi ve güzel gidiyordu. Bir gün evde temizlik yaparken maktul Zeynel Yıldırım’ı markete gönderdim eksiklikler için. Eve döndüğünde ben temizlik yaparken oturma odasında içki içmeye başladı ve telefonda biriyle ‘canım müsait misin, buluşalım’ şeklinde konuşuyordu. Kendisine ne yaptığını sorduğumda bana tokat attı ve üzerime çıkıp boğazımı sıktı. Bana ‘beni bıçaklayanı öldürdüğüm gibi seni de öldürürüm, uygunsuz fotoğraflarını ailene veririm, herkese rezil olursun’ dedi” diye konuştu.
Savunmasına gözyaşları ile devam eden tutuklu sanık Gizem Erdoğan, maktulün olaydan önceki gece kendisine tecavüz ettiğini de belirterek, “Zaten bavulumu hazırlamış, gitme kararı almıştım ama aklım hala uygunsuz fotoğraflarımdaydı. Bunalıma girdim. Önceki akşam bana yaşattığı olay ve onun vermiş olduğu psikoloji ile kendime zarar vermeyi düşündüm çünkü kendimi ilk defa bu kadar çaresiz hissediyordum. Silahı çenemin altına dayadım, o esnada kapı açılma sesi geldi. Kapıyı açamadı, arkasında anahtar varmış. Silahı kanepenin üzerine koyup kapıyı açmaya gittim. Bana ‘aç kapıyı, geberteceğim seni’ diyerek küfür etti. Holden döndüm ve silahı alıp korksun diye ayaklarına, yere doğru tuttum. Ona doğru ateş ettim çünkü bana zarar verecekti, beni öldürecekti. Bana ‘ya sen kendini öldür ya da ben seni öldüreceğim’ diyordu. Üç, dört el silah sesini hatırlıyorum, onun dışında bir şey hatırlamıyorum. Ben onu isteyerek, bilerek öldürmedim. Kendini koruyan nadir kadınlardan olduğumu hissediyorum. Cezaevinde şu an özgürlüğümden mahrumum ama dayak yemiyorum, yaşıyorum” ifadelerini kullandı.
Tutuklu sanık Gizem Erdoğan’ın avukatları, dosya kapsamındaki suçun meşru müdafaa sınırları içerisinde olduğunu söyleyerek tutuksuz yargılanmasını talep ettiler.
Duruşmada görüşü sorulan Cumhuriyet savcısı, eksik hususların giderilmesini ve sanığın tutukluluk halinin devam etmesini talep etti.
Mahkeme, dinlenecek tanıklar hakkında bir sonraki celse için zorla getirme kararı çıkarılmasına ve sanık Gizem Erdoğan’ın tutukluluk halinin devam etmesine hükmederek duruşmayı erteledi.
Olay, Kağıthane Seyrantepe Çile Sokak’ta, 5 Temmuz günü, 19.30 sıralarında meydana gelmişti. Sahil Güvenlik Komutanlığında görevli Topçu Uzman Çavuş rütbesindeki Zeynel Yıldırım (26), bir süredir aynı evde yaşadığı nişanlısı Gizem Erdoğan (30) tarafından beylik tabancasıyla öldürülmüştü. Olayın ardından Gizem Erdoğan, Kağıthane İlçe Emniyet Müdürlüğü ekiplerince gözaltına alınmıştı. Gayrettepe Asayiş Şube Müdürlüğü’ne götürülen şüpheli, emniyetteki işlemlerinin tamamlanmasının ardından Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’na sevk edilmiş ve burada çıkarıldığı hakimlikçe, ‘kasten öldürme’ suçundan tutuklanarak cezaevine gönderilmişti.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında hazırlanan iddianamede, şüpheli Gizem Erdoğan’ın ‘kasten öldürme’ suçundan müebbet hapsi talep edildi.
Şimdi anlattıkları doğru da olabilir, olay anlattığından çok çok farklı da olabilir. Çünkü avukatlar sanıklara gerçeği anlattırmak yerine olaya en uygun ve en az ceza alacağı senaryoyu yazıp onu anlattırıyor. Bunları da gözardı etmemek gerekiyor. Mesela uygulamada tanıştık(o uygulamalar arkadaş değil partner bulmak için kullanılır), evlenmeye karar verdik aynı evde yaşamaya başladık kısmı bana inandırıcı gelmedi hiç.
Darp raporu yok, tecavuz edildiğine dair bir belge yok. Önce kendi intihar edecekmiş de sonra bir anda adamın ayağına nişan alıp ateş etmeye karar verip nihayetinde 3-4 el sıkıvermiş. Kadına şiddet ülkemiz adına kanayan yaramız bu bir gerçek. Ama bazı iyi niyetli olmayan kadınlarında bu durumdan avantaj sağlamaya çalışıyor bu da bir gerçek. Bana bu abla pek inandırıcı gelmedi. Umarım hakettiği cezayı alır.
Yahu, öldür öldür, sonra "bana tecavüz etti" de, halk kahramanı ol. Ölmüş adamı yılın sapığı, kadını da namusunu korumaya çalışan masum kadın ilan ettiler. 15 yıldır avukatlık yapıyorum ve kadının ifadesi tamamen avukatı tarafından verilmiş hafifletici sebepler kokteyli tadında. Ayrıca bu haberler kesinlikle sanık müdafi tarafından servis ediliyor. Şimdi, iki kadın hakları derneği sanığın fotoğrafını pankart yapar, mahkemede baskıya dayanamaz en alt sınırdan ceza verir. Bari bekleyin mahkeme yargılamasını yapsın. Kadının iddiaları ispatı kolay şeyler. Eğer kadının doğru söylediği tespit olursa sonra ölmüş adamı hep beraber linç ederiz.