İnsanlar nasıl bu kadar acımasız olabiliyor?
İnsanlar nasıl bu kadar acımasız olabiliyor?
1957 yılında Philadelphia'da karton bir kutu içerisinde darp edilmiş ve çırılçıplak soyulmuş bir çocuk cesedi bulundu. Çocuğun kim olduğuna dair hala herhangi bir bulgu olmamasının yanı sıra olayı kimin gerçekleştirdiği de bilinmiyor. Bu olay hala açık davalar arasında yer alıyor.
Münih yakınlarında gerçekleşen bu cinayetler silsilesinde yaşı bir çift, dul kızları, kızlarının iki çocuğu ve evin hizmetçisi aynı gün içerisinde kazma ile öldürüldü. Olaydan birkaç gün önce aile üyeleri karda ayak izleri görmüş ve hatta evin tavan arasından sesler geldiğini işitmiş. Evde sürekli eşyaların değiştiğine tanık olduktan 4 gün sonra komşuları ailenin hiç dışarı çıkmadığını fark ediyor ve kontrol etmek üzere gidince tüm aileyi ölü bir şekilde buluyor. İşin tuhaf yanı cesetler birkaç günlük olmasına rağmen o süre zarfında evin sürekli bacası tütüyor yani evde yaşam oluyor. 1922 yılında gerçekleşen olayda tüm kurbanların kafası kesilmiş. Cinayetleri kazma ile işleyen katil asla bulunamadı. Bir diğer garip olay ise katilin gitmeden önce tüm çiftlik hayvanlarını beslemesi...
2013 yılında Los Angeles'da turist olarak geziye gelen Elisa Lam, kalmış olduğu Cecil Hotel'de su tankerinin içerisinde ölü olarak bulunuyor. Oteldeki insanların suyun tadının farklı olduğunu anlaması üzerine cesedi bulunan Elisa Lam'ın tankerlerin yanına giderken otel asansöründeki güvenlik kamerası görüntüleri internette ciddi bir fenomen yaratmıştı ve olay paranormal olarak kayıt edilmişti. Görünmeyen bir şeyle konuşan ve elleri garip bir şekilde ters dönen Elisa Lam'ın asansörden çıktıktan sonra asla bir güvenlik kamerasına yakalanmaması oldukça garip. Doğrudan su tankerlerine giden Elisa Lam'ın 2 farklı güvenlik anahtarıyla kilitlenmiş alana çıkabilmesi zaten garipken aynı zamanda su tankerine girdikten sonra tankerin ağzını kapatabilmesi yani intihar edebilmesi son derece güç görünüyor. Olay hala aydınlatılmamış olsa da polisler sosyal medyanın paranormal düşüncesine karşılık bu olayı cinayet olarak yorumluyor.
9 kayakçının Ural Dağlarında kamp kurdukları esnada vahşice katledilmesi olan bu durum, pek çok kişi tarafında uzaylıların varlığına işaret olarak görülüyordu. -30 derece sıcaklıkta çadırlarını terk eden dağcıların cesetleri birkaç metre aralıklarla bulunmuştu. Çadırlara bakıldığında net bir şekilde yırtıklar görülebiliyordu. Aynı zamanda birkaç dağcının kıyafetlerinde yüksek oranda radyasyona rastlanmıştı. Ural dağında meydana gelen bu olay hakkında hala neler olduğuna dair net bir açıklama yok, fakat olayın cinayetlerden oluştuğu çok açık!
1990 yılında adeta bomba etkisi yaratan bu olay, çocuk güzellik kraliçesi JoBenet Ramsey'in evlerinin bodrumunda ölü bulunmasını konu alıyor. Günümüzde olay hala bir sonuca varamadı ve bunun yanı sıra anne-baba ve erkek kardeş dahil olmak üzere herkes bu olayda birer şüpheli! Olay mahalinin geç bulunması ve söz konusu delillerin bozulması, cinayetin aydınlatılamamasının en büyük nedeni.
El Salvador'da yaşayan Katolik rahip Oscar Romero, uzun süre boyunca ülkesindeki insan hakları ihlallerini eleştiriyordu. Bu konuda toplumdan oldukça tepki toplayan Romero, ülkedeki iç savaş esnasında rahibi olduğu katedralin yakınlarında vurularak öldürüldü. Romero'yu kimin öldürdüğü hala bilinmiyor.
1982 ile 1986 yılları arasında İsveç'te başbakanlık yapan Palme, İsveç'te tüm nükleer santrallerin kapatılmasında öncülük yapmıştı. Sivri dilli bir siyasetçi olan Palme, halk tarafından sevilse de siyasetçiler tarafından sıklıkla tepki topluyordu. Olof Palme, eşiyle sinema dönüşünde yolu kesilerek öldürüldü. Kimin öldürdüğü ise tamamen muamma.
Tarihler 1918'i gösterdiğinde bir bakkal işletmecisi olan Joseph Maggio ve karısı evlerinde uyurken doğranarak öldürüldü. Polis, olayı soruştururken katilin kullandığı baltayı bulmayı başardı. Asıl garip olan ise katilin evdeki hiçbir değerli eşyayı çalmamış olmasıydı. Bu olaydan 1 ay sonra bir başka bakkal yine balta ile öldürüldü. Yaklaşık 8 cinayet işlenmesine rağmen hala baltalı katilin kim olduğu bilinmiyor.
Karındeşen Jack, pek çok kişinin gözünde en kan donduran cinayetlerin baş zanlısı olarak görülüyor. 1888 yılında Londra'da gerçekleştirdiği cinayetler ile bilinen Jack, 5 hayat kadınını önce boğarak öldürmüş, daha sonra onların boğazını kesmişti. Her cinayeti birbirinin aynısı olduğu için polisler artık onu tanıyordu. Polise ve medyaya çok sayıda mektup göndererek kafaları karıştıran Karındeşen Jack'in kim olduğu asla öğrenilemedi.
içim ürperdi gece gece ama okumasam da olmaz vazgeçmeliyim bu huyumdan...
JonBenetRamsey TLC'de izlediğim bu programda görmüştüm bence o gün evde olan misafirlerden biri yada aile üyelerinden biri öldürdü çünkü fidye istendi ve bazı notlar yazıldı notların yazıldığı kağıt evdendi hatırladığım kadarıyla.
moruq sabah sabah kanim dondu aq papichulo dinleyim de keyfim yerine gelsin aq.