'Uzaylılar Gerçekten Var mı?' Diye Düşünenlerin Beynini Yakacak Paradoks: Fermi Paradoksu

Evet dostlar, bildiğiniz gibi içinde yaşadığımız evren henüz sınırlarını (eğer varsa...) bilmediğimiz kadar büyük ve bizim çıplak gözle görebildiğimiz kısmı gerçekten de hiç denecek kadar önemsiz bir bölümünü oluşturuyor. Bu durumda da hâliyle pek çoğumuzun aklına zaman zaman aynı soru geliyor: 'Evrende yalnız mıyız?'

Öncelikle evrenin görebildiğimiz kısmına dair ufak bir fikir verelim...

Yıldızlı gökyüzüne baktığımızda evrenin ne kadar büyük, ne kadar bilinmez olduğunu düşünürüz değil mi? Ancak görebildiğimiz tüm yıldızlar aslında gezegenimizin yakın komşusu olan yıldızlardır. Bizler en iyi şartlar altında gökyüzüne baktığımız zaman 2,500 yıldız görebiliriz ve bu yıldızların hemen hepsi 1,000 ışık yılından (galaksimizin çapının %1'i) daha yakın mesafededir. Yukarıdaki resimde görebildiğimiz bu kısım kırmızı yuvarlak içinde gösterilmiştir.

Galaksimizde toplam 100-400 milyar arası yıldız olduğu düşünülmektedir.

Bu aralık, aynı zamanda evrenimizde var olduğu düşünülen galaksi sayısına denk gelmektedir. Bu durumda evrenimizde bulunduğu düşünülen yıldız sayısı da 10^22-10^24 olmaktadır.

Şimdi biraz daha öteye gidelim...

Bilim insanları, evrenimizdeki bu yıldızların kaç tanesinin boyut, ısı ve parlaklık açısından Güneş'e benzediği konusunda fikir birliğine sahip değildir ancak tahminler 5%-20% aralığındadır. En düşük ihtimali tercih ederek evrenimizde 10^22 yıldız bulunduğunu ve bunların %5'inin Güneş'e benzediğini kabul etsek bile, bu, evrende 500 kentilyon Güneş benzeri yıldız bulunduğu anlamına gelir. Kafa yormaya gerek yok, bu epey büyük bir sayı...

Gelelim evrenimizde bulunması olası Dünya sayısına...

Güneş benzeri yıldızların yörüngesinde dönen ve Dünyamızla benzer sıcaklıklara, sıvı suya ve yaşamı destekleyecek şartlara sahip olduğu düşünülen gezegenlerin sayısı bilim insanlarına göre %22-%50 aralığındadır. Yine en düşük ihtimali ele alacak olursak, bu, evrenimizde bulunan tüm yıldızların en az %1'inin yörüngesinde dönen Dünya benzeri bir gezegenin bulunduğu anlamına gelir. Bu da toplamda 100 kentilyon Dünya'ya işaret eder.

Ve evrendeki beyin yakan yolculuğumuza noktayı koyalım...

Şimdi evrenimizin milyarlarca yıllık tarihini göz önünde bulundurarak, Dünya benzeri bu gezegenlerin %1'lik kısmında yaşamın ortaya çıktığını ve onun da %1'lik kısmında insan benzeri zeki canlıların evrimleştiğini hayal edelim. Bu, gözlemlenebilir evrende 10 katrilyon kadar, yalnızca bizim galaksimizde ise 100,000 kadar gelişmiş medeniyet bulunduğu anlamına gelir.

Bu bilgiler ışığında gelelim ünlü fizikçi Enrico Fermi'nin sorduğu soruya: "Herkes nerede?"

Yukarda yer alan çıkarımları hesaba katan İtalyan fizikçi Enrico Fermi, pek haklı olarak bu soruyu ortaya koyuyor ve bu meşhur soru günümüzde Fermi Paradoksu olarak anılıyor. Neden bizim kadar, hatta bizden çok daha fazla gelişmiş canlılarla iletişim kuramıyoruz, onlardan sinyal alamıyoruz? Gerçekten, neredeler?

Bu soru üzerine ortaya atılan birkaç farklı teori bulunuyor...

Bunlardan birkaçı şöyle: 

  • Kimseden haber almıyoruz, çünkü evrendeki tek gelişmiş canlı türü biziz.

  • Bu canlılar Dünya'yı biz henüz buralarda değilken ziyaret etmiş olabilirler. 

  • Galaksimiz çoktan kolonileşmiştir de bizler ıssız bir noktasında kalmışızdır. 

  • Onlarla iletişim kurmaya yarayacak teknolojik araçları henüz geliştiremeyecek kadar ilkelizdir. 

  • Hem varlar, hem de iletişim kuruyoruz; ancak devletler bunu bizden saklıyor. 

  • Onlar bizim farkımızda ve bizi uzaktan gözlemliyorlar. 

  • Onlar bizim etrafımızda ancak duyu organlarımız onları algılamak için yetersiz.

Popüler İçerikler

Bahis Reklam ve Teşvik! Acun Ilıcalı, TV8 ve Exxen Yetkilileri Hakkında Soruşturma Başlatıldı
Icardi'nin A Milli Takım Forması Giymesi İçin CİMER'e Başvuruda Bulunuldu!
"Bir Evim Varsa Onun Sayesinde": Hakan Meriçliler'den Vural Çelik Tartışmasında Gülse Birsel'e Büyük Destek!
YORUMLAR
17.12.2016

Dünyaca ünlü astrofizikçi Neil deGrasse Tyson'ın bir konuşmasından özet alıntı yapacağım; "Genetik olarak en yakın akrabalarımıza, şempanzelere, bakarsak %99 ortak DNA'yı paylaşıyoruz. Bizi şempanzelerden ayıran herşey bu %1'lik farktan kaynaklanmakta. Bunlar sanat, matematik, bilim yapabilmek gibi şeyler. Şimdi başka bir yaşam formu düşünün. Bizim şempanzelerle olan farkımızla aynı yönde, %1 farklı olan. %1 ilerideyiz ve Hubble teleskobunu, CERN deneylerini yapabiliyoruz; %1 daha ileriye gidin? Onlara salyalar akıtan aptallar gibi görünmez miydik? Kuantum mekaniği, sicim teorisi bebekleri için içgüdüsel olabilirdi. En son ne zaman durup bir şempanzeyle muhabbet ettiniz? Dünyada %99 ortak DNA'mız bulunan bir yaşam formu ile iletişim kuramıyoruz ve dünya dışı zeki bir yaşam formuyla iletişim kurabileceğimize veya bizimle iletişim kuracak kadar ilgilendiğine inanıyoruz" Fermi paradoksunun atladığı nokta kısaca budur =)

Pasif Kullanıcı
19.12.2016

Cihan aliğoğlunun yazısını okumaya üşenenler +1 :D

16.12.2016

"Kanıtların yokluğu, yokluğun kanıtı değildir" -Carl Sagan

17.12.2016

neden dünyaya benzeyen gezegenleri araştırıyoruz ki. bekli farklı yaşam koşulları olan farklı canlılardır. ona göre adapte olmuşlardır.

ben de öyle düşünüyorum ama nasa bunun imkansız olduğu kanaatinde çünkü algılama kapasiteleri sınırlı

TÜM YORUMLARI OKU (64)