Uzayda Yaşam Arayışımızı Şekillendirerek Mineraller Hakkında Bildiklerimizi Değiştirebilecek Yeni Koleksiyon!

Bilim insanları ilk kez, bilinen her mineralin oluşturabileceği her farklı bileşimi katalogladı ve tüm bu bilgileri tek bir yerde topladı. Bu mineral kökenli hikayeler koleksiyonu, Dünya'nın düşünülenden daha önce yaşamı barındırmış olabileceğini ima ediyor ve suyun jeolojideki en dönüştürücü bileşen olarak önemini vurguluyor. Biz de bu yazımızda minerallerin anlattığı hikayelere kulak veriyoruz.

Yeni bulgular araştırmacıların diğer gezegenlerde yaşam ve su belirtileri arama şeklini değiştirebilir.

Washington'daki Carnegie Bilim Enstitüsü'nde mineralog ve astrobiyolog olan Robert Hazen, “Bu tam bir patlama olacak' diyor. 'Daha önce cevaplayamadığımız binlerce sorunun yanıtlarını artık bulabiliriz' diye sözlerine devam ediyor. 100 yılı aşkın bir süredir bilim insanları, kimyasal yapılarına odaklanarak minerallerin tam olarak “ne” olduğunu düşünürek tanımladılar. Ancak bu, kafamızda eksik bir resim oluşturabilir. Örneğin, tüm elmaslar bir tür kristal karbon olsa da, üç farklı elmas üç farklı hikaye anlatabilir: Bu elmaslardan biri 5 milyar yıl önce uzak bir yıldızda oluşup buraya gelmiş olabilir, bir diğeri göktaşı çarpmasında doğmuş olabilir, ve üçüncüsü Dünya kabuğunun derinliklerinde pişirilmiş olabilir.

Hazen ve meslektaşları, mineral sınıflandırmasına farklı bir yaklaşım tanımlamaya başladılar.

Bu yeni açı, minerallerin geçmişine odaklanıp bunları Dünya ve Güneş Sistemi dışında gelişen şeyler olarak düşünerek “nasıl” sorusuna daha çok kafa yormakta. Araştırmacılar, yıldızlar arasındaki boşluktan yarasaların dışkısının oluşumuna kadar değişen seçeneklerle “mineral krallığı”nın oluşturduğu 57 ana yolu tanımladılar. Katalogdaki bilgiler yeni olmasa da, daha önce binlerce bilimsel makaleye dağılmış vaziyetteydiler. Hazen, çalışmalarının 'cüretkarlığının', bilinen 5 bin 600'den fazla mineral türünü bir araya getirmek ve derlemek olduğunu söylüyor. Bu da kataloğu, minerallerin geçmişini anlamak için bir olmazsa olmaz haline getiriyor.

Derleme ayrıca ekibin geri adım atmasına ve mineral evrimi hakkında daha geniş bir perspektiften düşünmesine izin vermekte.

Kataloğun derlemesinin ortaya sunduğu desenler hemen kendini göstermeye başladı. Yeni araştırmalardan biri, bilinen tüm mineral türlerinin yarısından fazlasının, Dünya ilk oluştuğu zamanlarda gezegende bulunması gereken şekillerde oluştuğunu gösteriyor. Yani, bilim insanlarının Dünya'da yaşamın başlangıcı için potansiyel potalar olarak gördükleri jeolojik ortamların çoğu, 4,3 milyar yıl önce de var olmuş olabilir. Bu nedenle yaşam, neredeyse Dünya oluşur oluşmaz var olmuş olabilir. Yaşam izleri taşıyan kayaçlar ise 3.4 milyar yıl öncesine tarihleniyor. Wisconsin-Madison Üniversitesi'nden paleobiyolog Zachary Adam, 'Yaşam potansiyelinin bir gezegenin ilk evrelerinde pişirilip ortaya çıkmasının ihtimali, genel olarak yaşamı anlayışımızda derin bir değişiklik yaratabilir' diyor.

Yeni sonuçlar aynı zamanda Dünya'daki minerallerin çoğunun oluşumu için suyun önemini vurguluyor.

Ekip, bilinen mineral türlerinin kabaca yüzde 80'inin oluşması için suya ihtiyaç duyduğunu bildiriyor. Hazen, 'Su inanılmaz derecede önemli' diyor ve oran tahmininin iyimser olabileceğini söylüyor. 'Yüzde 90'a yakın bile olabilir' şeklinde devam ediyor. Bir yönden bakıldığında bu, araştırmacıların Mars gibi bir gezegende su gördüklerinde, bu gezegenin zengin bir mineral ekosistemine sahip olduğunu tahmin edebilecekleri anlamına geliyor. Ancak bu fikri tersine çevirmek daha yararlı olabilir: Bilim insanları, Kızıl Gezegende hangi minerallerin olduğunu belirleyebilir ve daha sonra yeni kataloğu kullanarak geriye doğru çalışıp Mars'ın geçmişte nasıl bir yer olduğunu anlamaya çalışabilir. Örneğin şu anda orada bulunan bir mineral grubunun varlığı, ancak geçmişte Mars'ta su ve hatta yaşam olsaydı mantıklı olurdu.

Şu anda, bilim insanları bu tür araştırmalarını aynı anda sadece birkaç mineral üzerinde yapıyor.

Ancak araştırmacılar, diğer gezegenlerden toplanan örneklerden en iyi şekilde yararlanmak istiyorsa, daha kapsamlı bir kataloğa ihtiyaç olduğunu söylüyor. Ki bu sadece başlangıç. Adam, “Bu kataloğun en büyük değeri sürekli devam eden bir çalışma olması, ve potansiyel olarak çok kuşaklı olmasıdır” diyor. “Farklı türden sorular için yıllar sonra tekrar tekrar bu kataloğa dönebiliriz.”

Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorumlarda buluşalım!

Bu içerikler de ilginizi çekebilir

Bunları Petrolden Daha Çok Konuşacağız! Dünyada Krizin Yeni Adı: Mineraller
Bir Buçuk Milyar Yıllık Gizem Çözülecek: Yeni Bir Mineral Bulundu
Türkiye'den Mineraller de Bulundu! Vikinglerin Kıyametten Kurtulmak İçin Yaptığı Taş Tekne Ortaya Çıktı

Popüler İçerikler

Kılıçlı Yemin Olayında Yeni Gelişme: Teğmenlerden Sonra Komutanlar da Disipline Sevk Edildi
"Bir Evim Varsa Onun Sayesinde": Hakan Meriçliler'den Vural Çelik Tartışmasında Gülse Birsel'e Büyük Destek!
Türkiye Kaçıncı Sırada? Bir Ankete Göre En Güzel Kadınların Bulunduğu Ülkeler Açıklandı