En az ilk buluşmada hesabı kimin ödeyeceği kadar tartışılan bir konu...
En az ilk buluşmada hesabı kimin ödeyeceği kadar tartışılan bir konu...
Kolay değil, insan sevgilisini tabii ki yanında ister. İşte tüm bu gidip gelme, dönme ve ne zaman görüşüleceği konusunda sık sık tartışmalara yol açan bir konu var: Uçaktan inince toplu taşımaya ya da transfer araçlarına binilmesi...
Kadınların havalimanında karşılanması ve toplu taşımaya ya da transfer araçlarına bindirilmemesi gerektiğini düşünen pek çok kişi bu paylaşıma destek verdi ancak bir kısım insan da tam tersini savundu. Biz de bu paylaşımlar üzerinden konuyu sizin için masaya yatırdık.
Bu noktada aslında ilişkinin dinamiklerine bakmakta fayda var elbette; yani kadın ilişkisinin herhangi bir yerinde kendini değersiz hissetmişse, gördüğü bu 'Kendin gel' tavrı üzerinden erkeği yargılayabilir. Haklı da çıkabilir.
Kadınların bu bırakılma/evden alınma mevzusunu önemsedikleri kesin ama hem karşılaştırma yapmak anlamsız hem de ilişkinin geri kalanında yaşananları göz ardı etmek... Kadın bunu dert edecek duruma geldiyse hiç şüphesiz o ilişkinin farklı sorunları vardır ama bizim konumuz bu değil elbette; asıl mesele bu tavır...
Öyle ya, sonuçta herkesin otomobili olmayabilir, istese bile sevdiceğini gidip alamayabilir. Bu nedenle imkanının olma konusu tartışmada önemliydi.
Twitter'dan hocafaktörü'nün haklı isyanına göre o kadar trafiğe girmek hem ekonomik açıdan hem de vakit harcama yönünden anlamsız...
Olabilecek koşulları mizahi açıdan ele aldıktan sonra üstüne bir de İstanbul'ı değerlendirdi ancak dediğimiz gibi romantiklerin elinden kaçamadı.
'Sen sevgilisisin, gidip alacaksın' diyerek bitirdiği paylaşımında kadınları savunan Mehmet Coşkundeniz, kadınların kendisini havalimanından almayan erkeklerle sevgili olmaması gerektiğini tane tane anlattı.
Bir süre sonra kişisel tartışmaya dönen ikiliyi bir tarafa bırakalım ve kimler bu konuda ne düşünüyor ona bakalım...
Bu yalnızca sevgililer için geçerli değil ki. "Eli ayağı tutuyorsa, okuma yazma biliyorsa kendi gelir" diyenlerdeki tavrı anlayamıyorum. Akrabalarıma gittiğimde muhakkak karşılamaya gelirler. Onlar bana geldiğinde de ben karşılamaya giderim. Kaç arkadaşım geldi, hepsini karşılamak için onlardan önce orada oldum. Kaç saat yol çekiyorlar gelmek için, bu kadar zor mu gerçekten gitmek? Arabam da yok bu arada, öğrenciyim taksi de imkansız, dönüşte toplu taşıma kullandık hep. Ha birkaç kez söylersin, baktın ben gelirim diyor, tamam. Ya da önemli bir mazeretin var. Ama gitmeyi anlamsız bulmak da ne bileyim.
olay ne biliyo musunuz? siz o kişiyi seviyosanız zaten onun o havalimanına ineceğini bildiğiniz an sabırsızlanırsınız, saniyeleri sayarsınız. yok insin binsin gelsin falan bunlar boş laf. ben de mesafe ilişkisi yürütüyorum ve sevgilim 3 saatlik uzaktaki havalimanına ineceğini bilsem bi de 1 saat erkenden gider beklerim o hasreti yaşayan bilir, diğerleri konuşsun dursun.
Bazı insanlar en ufak şeyleri bile hesap ediyor. Fedakarlık yapmamak, emek vermemek, ilgi göstermemek için her zaman bir bahaneleri var. Kadın erkek fark etmez, birini karşılamaya gitmek nezakettir. Ki uzun zamandır görmediğin aşık olduğun kişiyse bu, koşa koşa gitme gerek. Paran, vaktin yoksa açıkça söylersin ama keyfine gitmemek çok saçma.