ŞEHİT ANNELERİNİ, SOMA ANNELERİNİ ANDI
Devlet Bahçeli, konuşmasında, Anneler Günü'nde annelerin önemine dikkat çekti şehit annelerini ve Soma'da evladını kaybeden anneleri anarak, şöyle konuştu:
'Sizlerle anlamlı çok önemli bir günde binlikteyiz. Bugün Anneler Günü'dür. Anne fedakarlık ve fazilettir. Anne hoşgörü ve adanmışlıktır. Anne sevgi ve sıcacık ilgidir. Annelerimiz bizim göz nurumuzdur. Annelerimiz bizim kurumayacak kaynağımızdır. Annelerimiz yalnızca doğuran değil ömürleri yettiği sürece arkamızda duran manevi kalelerdir. Onlara çok şey borçluyuz. Vefa sorumluluğumuz vardır. Nezaket onlardadır. Zarafet onlarla ete kemiğe bürünür. Bağışlama onların özelliğidir. Onlar ki sevgi sancağıdır. Bereket ve dua hazinesidir. Şefkat abidesi annelerimizi kırmayalım incitmeyelim en tatlı sözlerle gönüllerini alalım. 'Öf' bile demeyelim, kaşımızı bile çatmayalım, yüzümüzü asmayalım. Hayır dualarını alalım yorgun bakışlarını neşelendirelim. Unutmayalım ki bereket büyüklerdedir. Cennet annelerin ayakları altındadır. Şehit annelerini ihmal etmeyelim. Evlat acısıyla yanan annelerini unutmayalım. 'Oğlum yüzme bilmezdi suyun içinde ne yaptı' diyen Ermenekli Fatma Ana'yı unutmayalım. Soma'da evladını kaybeden analarımızın sızısını vicdanımızda duyalım. Ana gibi yar olmayacağını Aydın gibi diyar olmayacağını unutmayalım.'
'UYDURUK BAŞBAKAN, 17- 25 ERDOĞAN'
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, iktidarın şehit ailelerini zor durumda bıraktığını öne sürerek, sert sözlerle şöyle eleştirdi:
'Yıllardır annelerimizin gözyaşları istismar edildi, korkuları üzerinden oynandı, annelik duygusu hiç bu kadar aşındırılmadı. Annelik vicdanını yaraladılar. PKK ile pazarlık masasına oturdular 'Analar ağlamasın' diyerek ihaneti maskelediler. Taviz ve teslimiyet mesaisine kaldılar, analar ağlasın sözünün arkasına saklandılar. 'Açılım' dediler; açılmadık, yarılmadık bir şey bırakmadılar. 'Barış' dediler, batışın kapısını araladılar. Analarımız ağlamaya devam etti. Teröriste 'Dağdaki genç' dediler, şehit analarını bir kez daha ağlattılar. Mehmetçiklerini ensesinden vuranlarla BOP kafesine girdiler. İslam'a zehir saçan kin kusan kiralık tetikçilerle aynı yolun yolcusu oldular. Bu ağır tahribata yol açan işbirlikçilere yol gösteren saldırganlara yardım eden uyduruk Başbakan ve saraya çöreklenen 17- 25 Erdoğan'dır.'
'DAVUTOĞLU'NUN AYARI BOZULMUŞ ŞAFTI KAYMIŞTIR'
MHP Genel Başkanı Bahçeli, Başbakan Davutoğlu'nu eleştirmeye devam ederek, şunları söyledi:
'Türkiye hiç böyle bir iktidar görmemiştir. Karaborsa siyasete rastlanmamıştır. Yalan, talan, riyakarlık, yalama, Allah ile aldatma, gıybet ve iftara bunlarla iç içedir. Aydın bu yüzsüzlere fırsat ve şans tanımaz. Aydın milli asaletin yanında dik duruşun tarafındadır. Aydın temizliğin çizgisinde ahlaklı yönetimin safındadır. Başbakan Davutoğlu 17 Ocak 2015 tarihinde Aydın'a gelmiş. Partisinin 5. Olağan İl Kongresi'nde konuşmuştu. Geçmişten örnekler vererek, 'Ordular dağılmış düşman Anadolu'nun içine doğru ilerlerken Aydın efeleri Türkmen efeleri, zeybekler ayağa kalkarak bu toprak Türk yurdudur demiştir' diye konuşmuştu. Davutoğlu Aydın'a gelince bu toprakların Türk yurdu olduğunu fark etmiştir. Adıyaman'a gidince başka, Bitlis'e varınca başka. Aydın'a gelince başka dil kullanıyor. Diyarbakır'da 'Serok Ahmet', Adıyaman'da 'Melo Ahmet', Osmaniye'de 'Ahmet Sami' olan, doğuda Kobani'ye Kandil'e gülücükler saçan, batıda 'Bayrak' diyen, Aydın'da Yörük sömürüsü yapan Davutoğlu'nun ayarı bozulmuş, şaftı kaymıştır. Başbakan'ın kartvizitinde boş yer kalmamıştır. Başbakan unvan konusunda rekor kırmıştır.'
'NE MİLLİ NE GAYRİ MİLLİ GEMİCİĞİMİZ YOK'
Bahçeli, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun dün Mersin mitinginde MHP'nin de ortadığı olduğu koalisyon döneminde milli gemilerin olmadığını söylediğini hatırlatarak, sözlerine şöyle devam etti:
'Davutoğlu, dün Mersin'de şahsımı hedef alarak 2002 yılında Türkiye'nin itibarını sorgulamıştır. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin kendi silahlarını kullanıp kullanmadığını yargılamıştır. Kontrolsüz şekilde milli gemimizin olup olmadığını tartışmıştır. Gemiden kastın bakan ve başbakan çocuklarının filolarıysa bizim ne milli ve ne de gayri milli gemiciğimiz dahi olmamıştır. Davutoğlu Erdoğan'ın limanında bağlı olan üstüne kayıtlı gemileri milli olarak görüyorsa bunu da yutturacağını sanıyorsa, Aydınlı'dan hak ettiği cevabı alacaktır. 2002 yılına Türk Silahlı Kuvvetleri'nin kendi silahlarını kullanmadığını söyleyen Davutoğlu! Terörü 2002 yılında sıfırlayan Türk Silahlı Kuveetleri'dir. Bugün süngü düşmüştür. Bugün terörle mütareke ve müzakere hayasızca ilerletilmektedir. Polisleri karakollara hapseden Türk Silahlı Kuvvetleri'ni kışlaya sıkıştıran özel adamlarıyla birlikte Davutoğlu ve Saray'daki ağasıdır. Savurduğu yalan öğüttüğü aldatmadır. AKP'nin teröre yanaşmasını ve bölücülüğü okşamasını doğru buluyor musunuz? Terörle masa kurup Türkiye'yi parçalama niyetini meşru görüyor musunuz? Davutoğlu'nun yere ve zamana göre farklı konuşan diline inanıyor musunuz? Başbakan desteksiz atmaktan rahatsız olmamaktadır.'
'ÇEYREK BAŞBAKAN'
Davutoğlu, eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile Başbakan Ahmet Davutoğlu arasında geçen Fethullah Gülen ile görüşme konusundaki polemiği hatırlatarak, şöyle konuştu:
'Başbakan'ın eski Cumhurbaşkanı Gül ile girdiği polemiği duymuşsunuzdur. Davutoğlu 'O beyanının benimle ilgili kısmı yanlıştır. Zihnim berrak' dedi. Gül 'Benim de zihnim berrak' dedi. Davutoğlu, saray tetikçiliğine soyunarak, eski dostluklara sırt dönmektedir. Bu tip bir alçalmaya göze girmek amacıyla tevessül etmektedir. Çeyrek Başbakan düşe kalka 7 Haziran'a gitmektedir. Başbakan, belirsiz ve tanımsız bir şahsiyettir. İpleri Erdoğan'ın eline vermiştir. Başkanlık sistemi için mücadele veren Truva atıdır. 7 Haziran'dan sonra her şartta süresi dolacak, buruşturulup kenara konacaktır. Erdoğan'ın başkanlık rüyası gerçek olursa Davutoğlu'na ihtiyaç kalmayacaktır. Partisi için değil de Erdoğan'ın başkanlığı için oy isteyen birinden ülkeye fayda gelir mi? Kendi makamını yok etmek isteyen birine Türkiye'nin geleceği emanet edilir mi? O zaman bizimle yürümeye var mısınız?'