Uyarlamasını Ekranda İzlemeden Önce Muhakkak Okumanız Gereken Kitaplar

İzlediğimiz pek çok film ve dizinin aslında kitaplardan uyarlandığını biliyor musunuz? Eğer kitapla filmleri kıyaslamak konusunda iyiyseniz, işte izlemeden önce okumanız gereken kitaplar...

Not: Kitap açıklamaları tanıtım bülteninden alınmıştır.

1. Yeşilin Kızı Anne - L. M. Montgomery

Sıra dışı tavırları ve kızıl saçlarıyla, Avonlea isimli küçük bir kasabadaki insanların kalplerini teker teker kazanan bu ele avuca sığmaz küçük kızla, Anne Shirley’le tanışın.

Anne, yetimhaneden çıkıp Prince Edward Adası’nın uzak bir köşesindeki Green Gables’a geldiğinde, onu bekleyen Matthew ve Marilla Cuthbert’ın aslında bir erkek çocuğu görmeyi umduklarından habersizdir. Gerçek bir yuvaya kavuşmanın hayalleriyle âdeta uçarak geldiği bu evde istenmediğini, geri gönderilebileceğini öğrenince derin bir umutsuzluğa kapılır. Ancak biraz tuhaf ve inatçı olsa da tertemiz, sevgi dolu kalbi sayesinde sadece Cuthbertlar’ı değil, tüm kasabayı etkilemeyi başaracaktır.

2. Gurur ve Önyargı - Jane Austen

Jane Austen (1775-1817): Sadece kırk iki yıllık, gözden uzak ve sade yaşantısına karşın yazdıklarıyla 'roman tarihinin ilk büyük (ve sahici) kültü' olmayı başaran bir 19. yüzyıl romancısıdır. Sayısız TV ve sinema uyarlamalarının yanı sıra tüm 'satış / okunma' anketlerinin de gösterdiği üzere, yazarın 1813'de yayınlanan ikinci romanı Gurur ve Önyargı tüm zamanların en sevilen romanlarının başında gelir. Bu da, sanırız, Austen'in, dünyanın pek çok yerinde geleneklerin kadına biçtiği 'en iyi gelecek' rolüyle kadınların aşklarını seçme hakkı arasındaki gerilimi 'mizah, zeka ve sevecenlik'le yansıtmasından kaynaklanmaktadır.

3. Muhteşem Gatsby - F. Scott Fitzgerald

Muhteşem Gatsby yalnızca Fitzgerald’ın en parlak yapıtı değil, aynı zamanda 20. Yüzyıl Amerikan edebiyatının en iyi romanlarından biridir. Kahramanı Jay Gatsby’nin Long Island’da bir malikanede sürdürdüğü debdebeli yaşam tarzı, *Caz Çağı* olarak bilinen 1920’li yılları bütün coşkusu, aşırılıkları, şiddeti ve çöküşüyle yansıtır.

Eğitimsiz bir aileden gelen yoksul Gatsby, kendini baştan yaratır. Servet ve güç kazanarak yeni umutlar ve başlangıçlar vaat eden bir hayatın eşiğine gelen bu gizemli milyonerin tek dürtüsü saplantı haline getirdiği ilk aşkı Daisy’ye kavuşmaktır. En parlak düşlerinin bir öpücükte cisimleştiği beş yıl önceki bir anı yeniden yakalamaktır aslında. Ama geçmiş geçmiştir ve tekrar edilmesi mümkün değildir. Gatsby’nin uğradığı yıkım, Amerikan Rüyası’nın da çöküşüdür.

4. Fareler ve İnsanlar - John Steinbeck

Pulitzer ve Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazanan John Steinbeck’in çağımızın toplumsal ve insani meselelerini ustalıkla resmettiği eserleri modern dünya edebiyatının başyapıtları arasında yer alır. Steinbeck romanlarında yalın ve keskin bir gerçeklik sunarken yine de her seferinde çarpıcı bir öykü ile çıkar okurunun karşısına. Tarihin bir kesitindeki dramı insani ayrıntıları kaçırmadan sergilerken, 'tozpembe olmayan gerçekçi bir umudun' türküsünü dillendirir. Bu nedenle eserleri edebi değerleri kadar güncelliklerini de hiç yitirmemiştir.

Fareler ve İnsanlar, birbirine zıt karakterdeki iki mevsimlik tarım işçisinin, zeki George Milton ve onun güçlü kuvvetli ama akli dengesi bozuk yoldaşı Lennie Small’un öyküsünü anlatır. Küçük bir toprak satın alıp insanca bir hayat yaşamanın hayalini kuran bu ikilinin öyküsünde dostluk ve dayanışma duygusu önemli bir yer tutar. Steinbeck insanın insanla ilişkisini anlatmakla kalmaz insanın doğayla ve toplumla kurduğu ilişkileri de konu eder bu destansı romanında. Kitabın ismine ilham veren Robert Burns şiirindeki gibi; 'En iyi planları farelerin ve insanların / Sıkça ters gider...'

5. Uğultulu Tepeler - Emily Bronte

İngiltere’de 19. yüzyılın ikinci yarısı (Victoria dönemi) orta sınıfın yükselişini, gösterişli yaşamların moda oluşunu simgeler. Bronte kardeşler, kadının edebiyatla uğraşmasının hoş görülmediği bu yıllarda, önce erkek kimliğiyle şiirler yazmış sonra kendi adlarıyla, klasikler arasında yer alacak üç önemli romana imza atmışlardır. Emily Brontë 1848’de öldüğünde dünya edebiyatının en güzel yapıtlarından birini, ilk ve tek romanı Uğultulu Tepeler’i bırakmıştır ardında. Bu Victoria dönemi romanı, kimine göre dünyanın gelmiş geçmiş en büyük aşk romanı; kimine göre her okunuşunda değişik tatlar veren çağlar ötesi bir eser ya da insanın içine işleyen bir anlatımla dile getirilmiş uzun bir şiirdir.

Ölümünden bir yıl önce bitirdiği Uğultulu Tepeler’deki karakterlerin yalnızca hayal ürünü kişiler olmadığı, Brontë’nin çevresindeki gerçek kişilerden derin izler taşıdığı da bir gerçektir. Sevgi, kin, nefret, intikam, tutku  gibi güçlü duygularla örülü bu gençlik öyküsü, aynı zamanda marazi bir aşkın hikayesidir.

6. Anayurt Oteli - Yusuf Atılgan

ir oteli yönetmekle bir kurumu, geniş bir işletmeyi, bir ülkeyi yönetmek aynı şeydi aslında. İnsan kendini, olanaklarını tanımaya, gerçek sorumluluğun ne olduğunu anlamaya başlayınca bocalıyordu, dayanamıyordu. Ülkeleri yönetenler iyi ki bilmiyorlardı bunu; yoksa bir otel yöneticisinin yapabileceğinden çok daha büyük hasarlar yaparlardı yeryüzünde. Defteri kapadı. Ne gereği vardı artık bunları yazmanın ya da birkaç satır yazıp bırakmanın?

Çağdaş edebiyatımızın en ünlü kişilerinden Zebercet, yaşamını günlük yaşamın gerektirdiği en basit işlevlere odaklamış biri. Görünüşüyle son derece gerçek, basit ve sıradan. Ama içimizde bıraktığı etki öyle mi? Yusuf Atılgan’ın unutulmaz romanı Anayurt Oteli, bir memleket portresi, bir mizaç izahı. Yayımlandığı ilk günden bu yana başucumuzda. Okura düşen de onu daha yakından tanımak.

7. Koku - Patrick Süskind

18. yüzyıl Fransa. Kitabın kahramanı Jean-Baptiste Grenouille, tüm insancıl duyumlardan ve duygulardan yoksun, yalnız kokulara karşı görülmedik ölçüde duyarlı, istediği kokuları üretebilmek için cinayet işlemekten bile çekinmeyen bir katildir. Herkesin, her şeyin kokusunu almak, dilediği tüm kokuları üretmek konusunda gerçek bir dâhi olan bu genç adam, kendi kokusunun olmadığını, bulunduğu yerlerde insanların kendisinden çıkan kokuyu alamadıklarını anladığı gün dünyasını yitirmiştir. Tek çıkar yol, başkalarına sanki insanmış izlenimi verecek kokular sürünmektir. Toplum içinde bir birey olarak var olamamış, ama kendi benliği dışında her istediğini yaratabilmiş bir dâhiyi sergileyen bu görkemli alegorinin olağanüstü bir akıcılıkla erişilen son bölümü, benzeri herhalde ancak Kafka’nın eserinde görülebilecek bir insanlık tragedyasının anlatısıdır.

8. Dune - Frank Herbert

Modern edebiyatın en epik mesih anlatılarından biri sayılan Dune, genç Paul Atreides’in hikâyesini anlatır. Atreides’in ailesi, evrendeki en önemli ve en değerli madde olan melanj ‘baharatının’ tek kaynağı olarak bilinen Arrakis gezegeninin kontrolünü kabul etmiştir. İmpatorluğun güçleri Arrakis’in kontrolü için birbirlerinin boğazına sarılırken, politika, din, ekoloji, teknoloji ve insani duyguların çok katmanlı, karmaşık etkileşiminden benzersiz bir hikaye doğacaktır.

Frank Herbert’ın yarattığı evren, yıllar boyunca milyonlarca okurun zihninde gerçekliğini kabul ettirdi ve bugün de ayakta.

9. Marslı - Andy Weir

Altı gün önce, Mark Watney Mars’a ayak basan ilk insanlardan biriydi. Şimdi ise, orada ölmesi neredeyse kesin.

10. Dünyanın Uyanışı - Şengül Boybaş

Bir rüyayla başladı her şey. İki nehrin arasındaki bereketli topraklarda yürüyordu Atiye, birden hoş manzara yerini karanlık, kan gölü ve çığlıklarla süslenmiş bir senfoniye bıraktı. Toprak ana yeni bir çağa, Atiye kendi uyanışına gebeydi. Karanlığın sahibi içindekini çekip çıkarmak için karnına yöneldi ve uyandı Atiye. Hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı, çünkü o da biliyordu ki geçmişin hikâyeleri sonsuza dek gömülü kalamazdı. Ve gerçeğin izlerini sürmek için yola çıktı, varacağı yerin sırrını bilmeden… Çünkü insanoğlunun hikâyesinin bittiği yerde onun hikâyesi başlıyordu.

Şengül Boybaş ilk romanı Dünyanın Uyanışı ile okurunu insanlığa çağlar boyunca ev sahipliği yapmış kadim topraklara, 2018 yılında UNESCO Dünya Mirası listesinde yerini alan Göbeklitepe’nin gizemli hikâyesine davet ediyor. Üzerinde yaşadığımız bereketli toprakları, hayatın yanlış yaşanışını ve insanlığın sonsuz kez yenilişinin çarpıcı romanı Dünyanın Uyanışı’nı bir solukta okuyacaksınız!

11. Hayvan Mezarlığı - Stephen King

Bu eseri beyazperdeye de aktarıldı. Film, bütün dünyada yankılar yaratmaya devam ediyor. Dr. Louis Creed ve ailesi eski kızılderili mezarlığındaki ruhların gazabına uğramışlardı... Bunun elbette nedenleri olmalıydı!...STEPHEN KiNG okurlarını, doğaüstü olaylarla bezenmiş heyecanların doruğuna götürüyor.

12. Fikrimin İnce Gülü - Adalet Ağaoğlu

'Bir tomofil taksi, Bayram`ın kafasında şimdi kağnının iki kanat takınmışı, öküzlerin ayaklarına da yaldızlı tekerler bağlanmışıdır artık. Artık, neye nasıl kurban edileceğini düşünmeye gerek yok. Kanatlara binip uçacak, kendini kurtaracak.' 

*Fikrimin ince Gülü*, Adalet Ağaoğlu’nun başeserlerinden biriyse, çağdaş Türk romanının da en güzel örneklerinden biridir. Kendine yabancılaşmış `insan teması olsa olsa bu kadar güzel anlatılabilir.

13. Taht Oyunları - George R. R. Martin

Yazların on yıllar, kışların bir insan ömrü sürebildiği diyarda, dehşetli ve  soğuk zamanlar yaklaşıyor. Kışyarı’nın kuzeyindeki buzul topraklarda, yedi Krallık’ı koruyan Sur’un ötesinde tehditkâr doğaüstü güçler toplanıyor... Acımasız soğuğun hüküm sürdüğü kuzeyden, uzak güneydeki sıcak zevk yurduna uzanan, leydiler, lordlar, savaşçılar, büyücüler ve katillerle dolu öykü, korkunç kehanetlerin işaret ettiği bir devirde başlar. Komplo, trajedi, ihanet, zafer ve dehşet dolu olayların ortasında Starklar’ın, dostlarının ve düşmanlarının kaderi bıçak sırtında. Hedef, en ölümcül savaş olan taht oyununda muzaffer olmak.

14. Harry Potter Serisi - J. K. Rowling

Harry, elleri titreyerek zarfı çevirince mor balmumundan bir mühür gördü; bir arma koca bir ‘H’ harfinin çevresinde bir aslan, bir kartal, bir porsuk, bir de yılan.*Harry Potter sıradan bir çocuk olduğunu sanırken, bir baykuşun getirdiği mektupla yaşamı değişir: Başvurmadığı halde Hogwarts Cadılık ve Büyücülük Okulu’na kabul edilmiştir. Burada birbirinden ilginç dersler alır, iki arkadaşıyla birlikte maceradan maceraya koşar. Yaşayarak öğrendikleri sayesinde küçük yaşta becerikli bir büyücü olup çıkar.

15. Yüzüklerin Efendisi Serisi - J.R.R. Tolkien

Dünya ikiye bölünmüştür, denir Tolkien’ın yapıtı söz konusu olduğunda: Yüzüklerin Efendisi’ni okumuş olanlar ve okuyacak olanlar. 1997 ile birlikte, çok sayıda Türkiyeli okur da 'okumuş olanlar' safına geçme fırsatı buldu. Kitabın Türkçe basımı Yüzüklerin Efendisi’ne duyulan ilginin evrenselliğini kanıtladı. Yapıtın bu başarısını taçlandırmak için üç kısmı bir araya getiren bu özel, tek cilt edisyonu sunuyoruz. Hem hala okumamış, 'okuyacak olanlar' için, hem de bu güzel kitabın kütüphanenizde gelecek kuşaklara devrolacak kadar kalıcı olması için... Yüzüklerin Efendisi yirminci yüzyılın en çok okunan yüz kitabı arasında en başta geliyor; bilimkurgu, fantazi, polisiye, best-seller ya da ana akım demeden, tüm edebiyat türleri arasında tartışmasız bir önderliğe sahip. Bir açıdan bakarsanız bir fantazi romanı, başka bir açıdan baktığınızda, insanlık durumu, sorumluluk, iktidar ve savaş üzerine bir roman. bir yolculuk, bir büyüme öyküsü; fedakarlık ve dostluk üzerine, hırs ve ihanet üzerine bir roman.

16. Sherlock Holmes Serisi - Sir Arthur Conan Doyle

Sherlock Holmes’un hikâyeleri sırasıyla bir bütün halinde okuduğunda o girift örümcek ağı görülecektir ve aslında müstakil olarak okunabilen metinlerin bile ayrıntılar sayesinde koca bir bütünün sadece parçaları olduğu gerçeği sıra dışı bir okuma deneyimini de beraberinde getiriyor. Neredeyse çoğu hikâye kendi bünyesinde, kendinden önceki ve sonraki hikâyelere dair muazzam parçalar barındırdığı için bu kitap, bir solukta okunabilecek kitaplardan çok daha fazlası…

17. Fantastik Canavarlar Serisi - J. K. Rowling

Yıl 1926, New York...

Bir avuç insan... ve yaratık... birçoklarının kaderini belirleyecektir. Büyüzoolog Newt Scamander şehre yeni gelmiştir ve fazla kalmaya niyeti yoktur. Fakat Newt’ın sihirli valizi başkasınınkiyle karışıp fantastik canavarlarının bazıları kaçınca, ortalık iyiden iyiye karışır.

Dünyanın her yerinde sevilen ve çok satan Harry Potter kitaplarının yazarı J.K. Rowling, Newt Scamander’ın yazdığı özgün Hogwarts ders kitaplarından Fantastik Canavarlar Nelerdir, Nerede Bulunurlar?’dan ilham alarak ilk senaryosunu yazdı. J.K. Rowling’in parlak hayal gücünün hayranları onun ortaya koyduğu mizah yeteneğini, yarattığı sihirli evrenin inanılmaz imgelemini ve her türden kişiye (asaları olsun ya da olmasın) duyduğu derin sempatiyi ve anlayışı her sayfada tanıyacaklar.

18. Değiştirilmiş Karbon Serisi - Richard K. Morgan

25. yüzyıl. İnsanlık BM’nin gözetimi altında tüm galakside hüküm sürmekte. Irk, inanç ve sınıf farklılıklarının hâlâ devam ettiği bu dönemde teknolojideki yükseliş hayatı âdeta baştan tanımladı. Bir insanın bilinci depolanarak yeni bir bedene (ya da *kılıf*a) kolayca indirilebilir hale geldi ve ölüm olgusu, ekrandaki bir bip sesine indirgendi.

Eski bir asker ve BM elçisi olan Takeshi Kovacs daha önce de öldürülmesine rağmen son ölümü bilhassa acı vericiydi. Evinden 180 ışık yılı uzakta, eski adıyla San Francisco, yeni adıyla Bay City’de yeni bir bedende uyanan Kovacs kendini, *varoluş*u alınıp satılır şeyler olarak gören bir topluma göre bile karanlık ve büyük ölçekli bir komplonun tam merkezinde buldu. Dünyanın en güçlü insanlarından biri olan Laurens Bancroft bir ölümün sırrını açığa çıkarmak için Kovacs’ı tutmuştu: Kendi ölümünün.

Blade Runner ve Neuromancer gibi eserlerin izinden giden siberpunk türündeki Değiştirilmiş Karbon, son zamanların en dikkat çeken bilimkurgu-distopya romanlarından biri.

19. Ateşböceği Yolu - Kristin Hannah

Bu muhteşem romanın sayfalarını çok hızlı geçmek istemeyeceksiniz. Kapıyı kilitleyin, telefonunuzu kapatın, ve yanınıza bir paket mendil alıp koltuğunuza yerleşin. (Sonra uyarmadı demeyin.) Kristin Hannah'dan başka hiç kimse kadınların dostluğunu tüm acısı, tatlısıyla bu kadar güzel yazamazdı.

20. Yeşil Yol - Stephen King

Acımasız katillerin bulunduğu Could Mountain hapishanesinin E bloğuna hoş geldiniz. Buradaki mahkumlar ‘Yaşlı Sparky’ diye bilinen elektrikli sandalye için sıralarını beklerlerdi. Hapishane gardiyanlarından Paul Edgecombe için bütün katiller aynıydı. Ta ki John Coffey adındaki mahkumla tanışıncaya dek. Dev cüsseli, çocuk kalpli bu adam Edgecombe’un hayatını değiştirecekti.

21. Guguk Kuşu - Ken Kesey

Bu dünya… güçlülerin dünyası arkadaş! Var oluş ritüelimizin temelinde, güçlünün zayıfı yutarak daha da güçlenmesi yatıyor. Buna göğüs germeliyiz. Doğrusu da bu zaten. Doğal dünyanın bir kanunu olarak kabul etmeyi öğrenmeliyiz bu gerçeği. Bir tavşan bu ritüelin içindeki rolünü kabullenir ve kurdu güçlü beller. Kurt yakınındayken tavşan kendini savunmak için sinsileşir, korkaklaşır, atikleşir, kendine delik kazar ve saklanır. Böylece sebat eder ve hayatını sürdürür. Yerini bilir. Kurda asla ve asla meydan okumaz.

Akıllılık olur mu hiç öylesi?

Söylesene, olur mu?*

Amerikalı yazar Ken Kesey’nin en önemli eseri kabul edilen ve aynı isimle sinemaya uyarlandığında büyük ses getiren Guguk Kuşu, en kısa tabirle, bir düzene başkaldırma hikâyesidir. Akıl hastanesindeki mahkûmlar onca yıldır kendilerine dayatılan düzeni açıkça sorgulamaya başladıklarında her şey hızla değişime uğrayacaktır...

22. The Witcher Serisi - Andrzej Sapkowski

İngiltere için Tolkien, Amerika için George R. R. Martin neyse Doğu avrupa için Sapkowski odur.

Rivyalı Geralt bir Witcher’dır. Henüz küçük bir çocukken seçilmiş, eğitilmiş, büyülerle donatılmış ve mutasyon geçirmiş bir canavar avcısı. Acımasız, tekinsiz, karanlık ve canavarlarla dolu bir dünyada yaşar. Onun dünyasında peri masalları hiç de saf değildir. Pamuk Prenses bir haydut çetesinin başındadır. Güzel ve Çirkin’deki roller çok farklıdır. Üç dilek hakkı sunan cinlerle karşılaşmak bile istemezsiniz. Masumların savunucusu Geralt, kızları canavara dönüşmüş Ensest krallarla, intikam hırsıyla yanan cinlerle, âşık vampirlerle ve daha nicesiyle karşılaşıyor. Hepsi çok tehlikeli ve hiçbiri göründüğü gibi değil.

23. The 100 Serisi - Kass Morgan

Kolonicilerin, Dünya’daki 100 ekibine katılmasının üzerinden aylar geçmiş, bir zamanların çocuk suçluları kurulan yeni düzenin liderleri arasındaki yerlerini almıştır.

Ne var ki huzur içinde geçen günler uzun sürmez ve birlikte ilk bayramlarını kutlamaya hazırlanan Koloniciler ile Dünyalılar bir anda yabancı bir grubun saldırısına uğrar. Saldırganlar çok sayıda insanı öldürüp bir o kadarını da esir alır ve kampın stoklarını yağmalarlar.

Kaçırılanların arasında Wells’in, Octavia’nın ve Glass’ın da olduğunu öğrenen Bellamy ile Clarke arkadaşlarını kurtarmak için kurdukları bir ekiple birlikte yola çıkar.

Başka yerleşimleri yakıp yıkıp yağmalayan bu fanatik topluluğun amacı saflarını büyütüp nükleer savaşın mahvettiği gezegeni *iyileştirmek* ve bunu yapmak için de kendileri dışında herkesi ortadan kaldırmaktır.

Birbirlerine olan bağlılıkları bir kez daha sınanan 100 ekibinin kurtuluş için yapacakları tek bir şey vardır: onları bu ekibin bir parçası yapan isyan ruhunu yeniden uyandırmak.

24. The Originals Serisi - Julie Plec

Köken Vampir ailesi bin sene evvel birbirlerine bir söz verdi. Her zaman ve sonsuza dek bir arada kalacaklardı. Ama verilen sözleri tutmak ölümsüzken bile kolay değildi.

1722 yılında New Orleans’a ayak basan Köken Vampirler Klaus, Elijah ve Rebekah Mikaelson tehlikeli geçmişlerini arkalarında bıraktıklarını zannederler. Ne var ki bölgelerini kimseyle paylaşmak istemeyen cadılar ve kurt adamlar bu kanunsuz şehirde cirit atmaktadır. Üstelik çok yakında gerçekleşmesi planlanan bir evlilikle birlikte aralarındaki ittifak sonsuza dek mühürlenecektir. Ama düşmanları birbirine düştüğünde kendilerini çok daha güvende hisseden Köken Vampirlerin şehri bu iki klana teslim etmeye hiç niyetleri yoktur. Özellikle de müstakbel gelin Vivianne’e gönlünü kaptıran Klaus’un. Elijah ailesi ile birlikte güvende olabilecekleri bir yuva aramakla, Rebekah da Fransız ordusunu kendi saflarına katmakla uğraşırken aşk sarhoşu Klaus hem kendisini hem de ailesini büyük bir tehlikeye atacak olayların içine sürüklenmektedir.

25. Arsen Lüpen Serisi - Maurice LeBlanc

Maurice Leblanc’ın 20. yüzyılda yarattığı Arsen Lüpen efsane bir karaktere, ölümsüz bir ‘hırsız’a can veriyor. Arsen Lüpen’i diğer polisiyelerden ayıran en önemli özellik, onun kanunun yanında değil suçlu tarafta bulunmasıdır.

Zamanla efsaneye dönüşen Arsen Lüpen adı, yazarının dahi önüne geçiyor. Maurice Leblanc da yarattığı karakter hakkında *Lüpen beni her yerde takip ediyor. O benim gölgem değil, ben onun gölgesiyim,* diyor. Herlock Sholmes’e Karşı’da Arsen Lüpen, ünlü İngiliz dedektif Herlock Sholmes’ün zekâsıyla karşı karşıya kalarak okurlara büyük bir mücadele sunuyor. Bu kitapla Maurice Leblanc, İngiliz meslektaşı Arthur Conan Doyle’e selam gönderiyor.

26. Bridgerton Serisi - Julia Quinn

Kadere inanır mısınız? Peki ya kader bir gün yolunuzu aşkla keserse...

Tutkuyu ilişkilerinizde hissederken aşktan korkup her şeyden vazgeçmek zorunda kalırsınız... Bazen imkansızlıklar geçicidir, bazen ise imkansızlıklar hayallerle kesişir...

Julia Quinn, New York Times'in 'Çok Satanlar' listesine giren romanıyla okuyucularıyla buluşuyor. Quinn'in etkileyici üslubu karşısında duygulanacak, gerçek aşkın varlığına inanmaya başlayacaksınız. Bir yandan da gülümsemenizi sağlayacak bu içli aşk romanının her sayfasında kendinizden bir parça bulacaksınız...

27. Otomatik Portakal - Anthony Burgess

Tüm hayvanların en zekisi, iyiliğin ne demek olduğunu bilen insanoğluna bir baskı yöntemi uygulayarak onu otomatik işleyen bir makine haline getirenlere kılıç kadar keskin olan kalemimle saldırmaktan başka hiçbir şey yapamıyorum…* Karabasan gibi bir gelecek atmosferi… Geceleyin sokakları terörize eden, yaşamları şiddet üzerine kurulu gençler ve bu hikâyenin anti-kahramanı Alex... Yayımlandığı günden bu yana *kült roman* özelliğini kaybetmeyen Otomatik Portakal’ın 15 yaşındaki kahramanı, *iyi ya da kötü nedir?*, *İnsan özgür iradesiyle kaderini seçebilir mi?* gibi soruların yanıtlarını kurcalarken, şiddet dolu sahnelere Beethoven’ın, Mozart’ın müziği eşlik ediyor; Alex ve *çete kardeşleri* Pete, Georgie ve Aptalof, yarattıkları yepyeni dilin kelimelerini okurun zihnine kazıyorlar. Ünlü yönetmen Stanley Kubrick tarafından 1971’de filme de çekilen Otomatik Portakal tüm zamanların en sarsıcı romanlarından. *Cockney dilinde (İngiliz argosu) bir deyiş vardır. ‘Uqueer as as clockwork orange’. Bu deyiş, olabilecek en yüksek derecede gariplikleri barındıran kişi anlamına gelir. Bu çok sevdiğim lafı, yıllarca bir kitap başlığında kullanmayı düşünmüşümdür. Bir de tabii Malezya’da ‘canlı’ anlamına gelen ‘orang’ sözcüğü var. Kitabı yazmaya başladığımda, rengi ve kokusu hoş bir meyvenin kullanıldığı bu deyişin, tam da anlatmak istediğim duruma, Pavlov kanunlarının uygulanmasına dayalı bir hikâyeye çok iyi oturduğunu düşündüm.

28. Akıl Oyunları - Sylvia Nasar

Meslek hayatı çok kısa süren Nash otuz yıl şizofreninin pençesinde kıvrandıktan sonra mucizevi şekilde iyileşir ve Nobel Ödülü’yle onurlandırılır. Akıl Oyunları, otuz yaşında bir efsaneye dönüşen büyük dahi John Forbes Nash’in göz kamaştırıcı yükselişini, dünyadaki diğer matematikçilerin 'olanaksız' diye niteledikleri bir dizi bugüne dek çözülmemiş problemleri çözerek matematik dünyasını büyülemesini sergiliyor. Duygusal bir öykü olarak Akıl Oyunları, matematik ilminin gizemli dünyası ile deliliğin trajedisini gözler önüne seriyor. Akıl Oyunları bir Rembrandt tablosunda olduğu gibi parlak ışık efektleriyle bezenmiş, çok iyi yazılmış, büyüleyici harika bir kitap...

29. Chalie'nin Çikolata Fabrikası - Roald Dahl

Charlie; annesi, babası, iki ninesi ve iki dedesiyle, büyük bir kentin bitiminde, küçük bir tahta barakada yaşamaktadır. Yoksuldurlar. Charlie çikolataya bayılır, ama alacak parası yoktur. Biriktirilen parayla, yılda bir kez, küçük bir çikolata girer evlerine. Bu büyük kentte, Charlie`lerin evinden bile görülen, kocaman bir çikolata fabrikası vardır; dünyanın en ünlü çikolatalarını üretir. Günlerden bir gün, fabrikanın sahibi Bay Wonka, imparatorluğunu devredeceği bir varis seçmek için yarışma düzenlediğini açıklar; Charlie de adaylardan biridir...

30. Vezir Gambiti - Walter Tevis

Sekiz yaşında ve hayatta yapayalnız kalmış Beth Harmon diğerleri arasında göze batmayan, sıradan bir çocuktu, ta ki ilk gördüğü andan itibaren aklını çelen bu garip oyunla tanışana kadar. Bu altmış dört karelik tahta üzerinde bambaşka bir gelecekle karşılaşan Beth adım adım, her hamlesinde didinip çabalayarak kadınlara kapalı satranç camiasının zirvesini hedeflemekte. Her oyunda rakibinin yanı sıra koca bir geleneğe karşı da hamle yapıyor. Durumu tartıyor, geleceği öngörüyor, rakibinin aklını okumaya çalışıyor ve taşları yerinden oynatıyor. Satrancın siyah beyaz dünyasında zirve dâhilere her zaman açık olsa da gerçekte işler bundan biraz farklı işliyor.

Walter Tevis, Vezir Gambiti’nde zekâ dolu ve usta işi bir oyunu tek bir cinsiyete sıkıştırmaya çalışanları ezip geçerken dâhi bir kadının en az yaptığı hamleler kadar girift iç dünyasını sıkı bir serüvenle anlatıyor.

Bu içerikler de ilginizi çekebilir 👇

Hayatınızda En Az Bir Kere Okumanız Gereken Başyapıt Niteliğinde 50 Kitap
24 Saat İçinde Okuyabileceğiniz 24 Klasikleşmiş Kitap
Hep Aynı Kitap Tavsiyelerinden Sıkılanlara: 2021 Yılında Dimağınızda Derin İzler Bırakacak 17 Leziz Kitap

Popüler İçerikler

Galatasaray'ın Yıldızı Osimhen İçin Fenerbahçe Napoli ile Temasa Geçti
Türkiye'de 9.05'te Hayat Durdu! Atatürk'e Saygı Duruşu!
Apar Topar Çıkarılmışlardı: Kızılcık Şerbeti'nde Giray ve Heves Ayrılığının Gerçek Nedeni Ortaya Çıktı