2 Temmuz 1993'te Pir Sultan Abdal şenlikleri için Sivas'a giden aydın ve sanatçıların konakladığı Madımak Oteli, kalabalık bir grup saldırgan tarafından ateşe verildi. 35 kişi Türkiye’nin gözleri önünde diri diri yakıldı. Yaşananlarla ilgili dava ise 13 Mart 2012 tarihinde zaman aşımından düşürüldü. Üzerinden çeyrek asır geçmesine rağmen hâlâ tam manasıyla aydınlatılmadı.
“Utançtan başka ne kaldı elimizde?” Usta yazar Yaşar Kemal, Türkiye tarihinin en büyük kara lekesi olarak tanımladığı Sivas Katliamı ile ilgili yaptığı konuşmada böyle soruyordu...
Sünni doğmuş bir vatandaş olarak planlı programlı şekilde Sivas Katliamı'nı gerçekleştiren, o güzel insanları diri diri yakan devletimi, askeri ve emniyet güçlerini, o dönemin siyasilerini yerel yönetimlerini ve bu olaylar olurken Alevi insanlarımızın yanında olmak yerine olayları görmezden gelen, sonrasında da unutan halkımızı asla affetmeyeceğim... Bana dokunmayan yılan bin yaşasın diyen çakma Müslümanlar ülkesi Türkiye yatacak yerin yok...
"Alevi değilsin ki sana ne oluyor, dediler; İnsan değilsin ki sana nasıl anlatayım, dedim." Aziz Nesin bu sözüyle karşımızdaki zihniyeti en iyi anlatan 'İnsan' olmuştur belkide. En büyük sorunumuz da bu zaten : İnsan Olabilmenin bilincine varıp "EMPATİ Kurabilmek!". İnsanlık olarak bu bilinci birgün kazandığımızda, Hiçbir canlının (İnsanların, Hayvanların ve Doğanın) -En azından insan kaynaklı olarak- artık zarar görmeyeceğine eminim.
Ve bu canice eylemi gerçekleştiren katillere "Gazanız mübarek olsun" diyen biri Cumhurbaşkanlığına adaydı... Nereden nereye...