Özellikle korku filmlerini seven biriyseniz İnsan Kırkayak filminin ismini en az bir kere duymuşsunuzdur. İnsanların bedenlerini birbirine bağlayarak onları bu şekilde 'tıpkı bir kırkayak gibi' yaşamaya zorlayan bir adamı anlatan filmin aslında gerçek olduğunu biliyor muydunuz? Doktor Josef Mengele gerçekten de bu deneyi yapmış bir Nazi Askeri idi. Gelin bu içler ürpertici deneye bir bakalım. 👇
2. Dünya Savaşı sırasında mahkumlar üzerinde insanlık dışı tıbbi deneyler yapan Nazi doktoru Josef Mengele bu korku filminin ilham kaynağı olarak kabul ediliyor. Kendisi savaş sırasında Polonya'da bir toplama kampı olan Auschwitz mahkumları üzerinde acımasız deneyler yapıyordu. Çalışmaları insan genetiğine odaklıydı ve zorla kısırlaştırma, kimyasal madde enjeksiyonu ve uzuvların kesilmesi gibi korkunç şeyler içeriyordu. Sadece bununla da kalmadı, çok daha ileri gitti.
Filmin ilki 2009'da vizyona girmesine rağmen hala çok konuşulan ve etkileri görülen bir film. Savaş uğruna ne kadar ileri gidilebildiğini ya da insanların uygun şartlarda ne kadar vahşileşebildiğini adeta gözler önüne seriyor ve bizleri düşündürüyor.
Filmde doktor üç kişiyi kaçırıp ameliyat yoluyla onları büyük bir canlı organizmaya dönüştürmek istiyor. Yani bir insan kırkayağına. Bu yüzden insanların ağızlarını diğerinin anüsüne bağlayarak bir deney yapıyor.
Bu nedenle izlemeden önce iki kere düşünün deriz. Ek olarak, insan Kırkayak serisinin toplum üzerinde de ilginç bir kültürel etkisi var. Bu filmlerin toplumda kontrol, hatta hükümet veya toplumsal normlar gibi baskıcı güçlerle karşı karşıya kalındığında bireysel özerkliğin kaybı konusunu yansıttığını söyleyenler de var.
Dr. Mengele'nin bu deneyi yaptığı dönemde Alman bir bireyin bir Yahudi birey ile evlenmesi ya da cinsel ilişki yaşaması yasaktı. Kendisi de Yahudileri 'düşük sınıf' olarak görüyordu.
Naziler mükemmel ırk ile kafayı bozmuştu. Hepsi fabrikadan çıkmış gibi görünen, güçlü, kusursuz ve güzel beyaz bir ırk yaratmak için deneyler yapıyorlardı. Dr. Mengele'nin deneyleri bunlardan sadece biriydi.
Hitler propagandasından etkilenerek “bilimsel araştırma' adı altında kurbanlarına anestezi veya rızası olmadan deneyler yaptı ve genellikle çocukları denek olarak kullandı. Amacı, arzu ettiği zeka, güzellik, güç gibi fiziksel özelliklere sahip bir “usta ırk” yaratmaktı.
İnsanlar arasındaki ilişkileri ve etik davranışları sorgulamanızı sağlıyor. İnsanın insan olmanın ne anlama geldiğini ve bizi tanımlayan ahlaki sınırları düşündürüyor. Sadece fiziksel açısından değil, psikolojik durumumuz açısından da. Özellikle çocuklar gibi savunmasız olan kişiler için dünyanın ne kadar korkunç bir yer olduğunu gösteriyor.
Hem yasal hem de etik ve vicdani açıdan başka birinin bedeni üzerinde ne kadar ileri gidilebilir?
yaaa İyi ki ölüm diye bişi var . Bu yaratiklara...öldüğunde bol kırk ayak gönderilmiştir umarim kendisine..azabi bitmesin.
Nam'ı değer Ölüm Doktoru , tarihin ilginç kişiliklerinden biridir.