O gün, yerel gazetenin dördüncü sayfasında 'demokratların ilçe teşkilatından Frank Underwood, sade bir törenle evlendi' haberiyle yer aldılar. Ancak Usta'nın hikayesi yeni başlıyordu.
Teşvikiye Camii'nden kombine aldı, tanınan tanınmayan herkesin cenazesinde en ön saflarda yer aldı.
Teselli etti, acıları paylaştı. Yürek burkan konuşmalar yaptı, bu arada parti içinde de yükseliyordu.
Basında, mecliste olan biten her şeyle ilgili ona bilgi veren, bir dediğini iki etmeyen iyi bir yardımcı buldu. Bir göz kırpmayla sandık patlatıp açık denizlere kulaç atacak kadar yetenekli bu adam sayesinde, belediye başkanlığını kazandı.
Yardımcısı, yani Doug Stamper'a inşaat işine girmeyi önerdi, piyasa iyiydi. Ama bu adam o kadar profesyonel ki reddetti.
Parti genel merkezine gelmeden Google'da güzel sözler yazıp aratıyordu.
Doug ve irtibatta olduğu istihbarat üyeleri, tüm rakipleri inceleme altına çoktan almıştı. Artık sadece telefon dinlemiyorlardı, Vine çektiriyorlar, Instagram'a günün kombinlerini gönderttiriyorlardı.
Rakiplerin, bu ekip karşısında bir şansı yoktu. Kısa bir süre içinde Frank Underwood, ikametlerini Bakanlıklar'dan aldırdı ve hepsi Eryaman'a taşındı.
Düşmanları artmaya başladı, ama kimse yanaşamıyordu. Açamadığı kapı kalmamıştı.
Herkesin bildiği gizli lezzetler vardır. Başkent'te bu kokoreçi ile herkesi büyüleyen, onu sanata dönüştüren kokoreççi de Frank'in uğrak noktası oldu.
Önüne çıkan herkesi birer birer devirdi. Önce parti gençlik kolları başkanını, sonra ilçe başkanı, il başkanı, belediye ve başbakanlık!
Birgün bir Ankara Eskişehir yolunda sürekli şerit değiştirerek ilerleyen bir makam aracı vardı... Gören aklını kaçırıyordu, böyle bir şey yoktu! Videosu Youtube'da ANK-ESK yolu MAKAS SON NOKTA!!! olarak yüklenen o makasçının adı Frank Underwood'du, plakasında ise 0002 yazıyordu.