Vampirleri sadece masallarda veya dizilerde yer alan hayali varlıklar olarak biliyorsanız ufkunuzu açma vakti geldi de geçiyor, çünkü dünyada gerçekten de insan kanı içen kişiler var.
Vampirleri sadece masallarda veya dizilerde yer alan hayali varlıklar olarak biliyorsanız ufkunuzu açma vakti geldi de geçiyor, çünkü dünyada gerçekten de insan kanı içen kişiler var.
İnanması zor olsa da gerçekten insan kanı içen bu kişiler, kendilerini kan içmeye mecbur halde bırakan bir sağlık sorunları olduğunu düşünüyorlar. Hatta bu kişilerin bir araya geldiği bir topluluk bile var: Sanguinarius.
Tabii akıllara hemen bir soru geliyor: Bu insanlar insan kanını nereden buluyorlar? Birilerini mi öldürüyorlar? Cevap hayır. Nitekim bu vampirlere kanlarını veren, kendilerine ''Siyah Kuğular'' lakapları takılmış insanlar da bulunuyor. Bu kişiler ya kişilere yakınlıklarından veya aşklarından, ya da sadece birilerine yardım etmeyi sevdiklerinden dolayı bu işi yaptıklarını söylüyorlar.
1500 ve 1600'lü yıllarda, rahiplerden tutun soylulara ve hatta doktorlara kadar pek çok kişi, epilepsi ve baş ağrısı gibi sorunları çözmek adına kan içimini onaylıyor ve kendileri de kullanıyordu. Ayrıca kanın gençlik enerjisi verdiği ve yaşlanmayı yavaşlattığı düşünülüyordu. Zamanla tıp bilimi geliştikçe bu uygulamalar de kenara kaldırıldı.
Gayet tıbbi ve sağlıklı koşullar altında gerçekleştirilen kan verme işlemleri sonrasında da, hiçbir vahşet ve şiddet belirtisi sergilemeden bu ihtiyaçlarını giderdiklerini belirtiyorlar. Bu vampirler üzerine özel araştırmalar yürüten gazeteciler de bu bilgileri doğruluyorlar.
Hatta bu nedenle hastaneye kaldırılıp, hastanede kan veren partnerlerinin kanını içtikten sonra birden dinç hale gelip taburcu olanların bile olduğunu söylüyor araştırmacılar. Gerçekten ilginç bir fenomen var yani karşımızda, tüm bunlar plasebo etkisi olabilir mi?
Krystian'a günümüzden 2 sene önce bir genetik mutasyon teşhisi konulmuş. Mutasyon nedeniyle hemoglobinlerinin yapısında bir bozukluk meydana geliyormuş ve ''hem'' proteinlerinin üretiminde sıkıntı yaşanıyormuş. Krystian'a göre tüm bu sorun, kan içer içmez ortadan kalkıyormuş. Depresyonu, unutkanlığı, mide bulantıları, ağrıları, uykusuzluğu ve baş dönmeleri yok oluyormuş. Günde 125 ml kan içtiğini belirtiyor kendisi, bir kutu kolanın 330 ml olduğunu düşünerek gözünüzde canlandırabilirsiniz.
Fiziksel olarak bağımlı olmadıklarının farkında olsalar dahi, kan içince psikolojik olarak rahatladıklarını ve huzur bulduklarını belirten bu kişiler, diğerlerine göre farklı bir grup altında inceleniyorlar. Renfield Sendromu olarak bilinen, kan içme takıntısıyla ilişkilendirilen bir psikolojik durumdan mustarip olduklarını belirtiyor bu insanlar da.
Bazı vampirler, eş dostlarının kanlarını içerken, bazılarıysa bu gönüllülerin kanlarından besleniyorlar. Vampdonorhub gibi siteler üzerinden bir araya gelen bu kişiler, bu şekilde de insan kanına ulaşamazlarsa hayvan kanıyla idare etmek zorunda kalıyorlarmış. Yine de bu, çoğunun son tercihi. Çünkü genel olarak hayvan kanı içmeyi sevmiyorlarmış; hatta tadının çok daha ağır olduğunu ve bu yüzden şarapla, kahveyle veya ev yemekleriyle birlikte tükettiklerini belirtiyorlar.
Her ne kadar BDSM'le vampir fetişi arasında bağlantılar olsa da, donörlerin pek çoğu sevdiği insana yardım etme amacıyla bu işe giriyor. Bazı donörlerse yardım etmenin ve daha da özele inmek gerekirse kan vermenin kendilerini rahatlattığını, kan verdikten sonra bu kişilerde meydana gelen fiziksel değişimleri görmenin ve bir insanı iyileştirmenin verdiği hazzı sevdiklerini söylüyorlar.
Şiddet eğilimli, insan öldüren ve geceleri ortalıkta gezinip gündüz kuytu köşelere saklanan vampir tanımını sevmiyorlar ve doğru da bulmuyorlar. Bütünüyle normal insanlar gibi olduklarını, normal yaşadıklarını, tek farklarının insan kanı içmek zorunda oldukları olduğunu söylüyorlar.
Her halükarda, sanıldıkları gibi olmasalar da vampirler gerçekten varlar ve aramızda yaşıyorlar. Dünyada her tür insanın olduğunu düşününce, bu da pek garip gelmiyor, gelemiyor aslında...
yalnız bu hastalık vampir değiller ve ben vampirlerin varlığına inanan biriyim ve vampirlerin çokça bilinmeyen bir kasabada oldukların düşünüyorum. zaten vampirlerin çocuğu olamaz .canı sıkılırsa ya da eğer çok aşık olmuşsa ve bu kişi insansa vampire çevirir bu sebepten ötürü soylarının tükenmek üzere olduğunu düşünüyorum ve eğer ben gerçekten bir vampirle karşılaşırsam beni vampire çevirmesini isterdim
Vampirlere inanıyorum . Keşke beni de ısırsalar 😉😉
Ne vampiri anasını satıyım! Kan içen denyolar sadece. Ben güneşte yanmayan, tabutta uyumayan, insanların hissettiği türden açlık hisseden, sonsuza kadar yaşamayan ve yaşlanmaya devam eden adama vampir falan demem, NET!