Üretici ve Sanayicinin Gücü Kalmadı: Seçim Sonrası Beklentiler Arttı

Türkiye'nin 15 gün arayla iki kez sandığa gitmesi, uzun süredir bu psikolojiyle yaşayan herkes yorarken, bu süreçte ekonominin de 'bir el atın kardeş' edasıyla iş ve finans dünyasına yıkılması yorucu oldu. Yarından itibaren netleşecek olan ortamda vatandaş ezilme konusunda yüksek lisans yaparken, bu işin profesörleri olan bankalar da Ajan Smith karşısında Neo misali falsolarla durumu idare ediyor. Ya üretici? Kısaca biz 'nefesi tükendi' diyelim, siz anlayın. Buyurun sizler için reel sektördeki durumu derledik. 👇

2021 yılından bu yana uygulanan ekonomi modelinde önce vatandaş, ardından sanayi, ihracat ve üretici, son olarak da bankalar isyan bayrağını açmıştı. Çiftçi, hayvancı kısmına hiç girmeyelim onlar yıllardır isyanda zaten yaraya tuz basarız.

Bu ortamda vatandaşın alım gücü düşerken, enflasyondaki hızlı yükselişe çare olmayan zamlar, bankaların karşılaştıkları düzenlemeler karşısında sistematik krizden korunma çabaları derken, modelin 'selektif' yöneldiği ihracat, üretim, sanayi tarafındaysa finansman sıkıntısı, döviz, belirsizlik gibi birçok şekilde sorunlar yayılmıştı. Son geldiğimiz noktada seçim odaklı yürütülen politikalar sorunları su yüzüne çıkardı. 29 Mayıs itibarıyla yol çizilebilecek ancak yol ayrımında halen soru işaretleri yoruyor.

Sanayici, Merkez Bankası gerginliği geçen yaz görünür olmuştu.

Merkez Bankası Başkanı ve Sanayicilerle Başlayan Gerginlikte Perdeler Açılıyor: Gerçek Sorun Ne?

Seçim öncesi polemik olmasa da sorunlar zirveye çıktı.

Sanayici TL Krediyle Dolar Almasın Diye Seçim Öncesi Kredi Yok!

İş dünyasının kredi, bankacılık işlemleri, fiyatlama, döviz sorunları son aylarda adeta seçimle duraklayarak zirveye çıkarken, konuşmalara ve açıklamalara da yansıdığı görüldü.

Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Seyit Ardıç, Meclis toplantısında konuşmasında, 'Seçimin ardından ülkemizi kalkınma hedeflerine ulaştıracak reformlara ve özellikle ekonomiye odaklanmamız gerekiyor” ifadelerini kullanırken, “Ekonominin toparlanması için yeni hükümetten bir an önce, istikrarlı, bütüncül ve iktisadi anlayışa uygun bir programın devreye alınması beklentimizdir. Halen dış ticaret ve cari açığımız ile dış borçlarımız yükselirken, kamu dengesinde de bozulma yaşandığını görüyoruz' dedi ve ekledi: 

Enflasyonla mücadelede Merkez Bankasının bağımsızlığı ve saygınlığının önemidir. Aylık enflasyon 52 aydır artmaya devam ederken, para piyasalarında çok fazla düzenleme yapılması, reel sektörün yatırım kararlarında belirsizliğe yol açıyor. Finansmana erişimde çok ciddi sıkıntılarımız var.

Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) ve Antalya Organize Sanayi Bölgesi (AOSB) Başkanı Ali Bahar, yaşanan ekonomik olumsuzluklara dair, piyasalarda güvenin sağlandığı, finansal istikrara yönelik adımların atıldığı bir ekonomi politikası uygulanmasının gerekliliğini ifade etti.

Artık önümüzü görebilmeyi, doğru politikaların, süratle hayata geçirilmesini talep ediyoruz. Artık iş dünyamızın ve ülke ekonomisinin buna tahammül edecek ne bir dakikası, ne de kaybedecek bir kuruşu dahi kalmamıştır. Türkiye ekonomisinin en öncelikli sorunları faiz, enflasyon, döviz kurlarındaki belirsizlik ve cari açıktır.

Kurun şu an ki yerinin ve faizlerin piyasalar tarafından reel görünmemesi de, ekonomiye güvenin negatif olmasının en önemli sebebidir. Önümüzdeki dönemde yaşanacak bir vergi artışı, zaten zor durumda olan ve yüksek maliyetlere maruz kalan birçok işletmenin kapısına kilit vurmasına neden olacaktır. Kaynak: Aposto, Ekonomim

Adana Ticaret Odası (ATO) Meclis Başkanı İsmail Acı, önce pandemi, sonra savaş, son olarak depremle sel felaketlerinin, ekonomiyi sekteye uğradığını seçim sürecinin de piyasalarda durgunluğa yol açtığını söyledi.

Krediye erişim zorlaştı, birçok banka kredi vermeyi durdurdu, piyasalarda çek senetle ticaret devri kapandı, nakit parası olmayanlar ticaret yapamaz duruma geldi. 

En çok korkulan ise baskılanan döviz kurlarının yükselmesi. Yıllardır ekonomideki en önemli mesele olan enflasyonun tek haneleri görmesini diliyoruz. Zira bu gerçekleşirse piyasalar canlanacaktır ve bu durum üretim artışını beraberinde getirecektir. Üretim artışı da istihdam yaratacaktır. Seçimi kim kazanırsa kazansın beklentimiz güven ortamı ve ekonomik istikrar. Kaynak: Aposto

Türkiye Beyaz Eşya Sanayicileri Derneği (TÜRKBESD) verilerinde, nisan ayında beyaz eşya satışlarının ana gruplarında yurt içi satışlar yüzde 27 arttı. Ancak ihracatta yüzde 54 oranında düşüş görüldü.

Üretim de altı ana grupta yüzde 13 oranında düşerken, yılın ilk dört ayında üretim yüzde 5 oranında geriledi.

TÜRKBESD Başkanı Sığın, savaş sonrası enerji fiyatlamaları ile belirsizlik ve yüksek enflasyonun sonucunda rakamların 2023 itibarıyla küçülmeye geçtiğini belirtti ve 'Avrupa’daki ekonomi ve resesyon kaygılarıyla ihracat açısından talep daralması riskinin sürdüğünü' söyledi.

İhracat alanında başarılı sektörlerden olan deri ve deri mamülleri, geçen iki yılda 800 milyon dolar cari fazla verirken, TL maliyetler, enflasyon, dövizdeki baskılama ile cari açık sınırına yaklaştı.

İhracat tarafında rekabet gücünü kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya olan sektörde, iç pazar dahi Çin ile rekabet kaynaklı zor düştü. 

Türkiye Deri Konfeksiyoncuları Derneği (TDKD) tarafından düzenlenen Antalya'daki fuarda sektör temsilcileri ile görüşen Aydınlık'tan Recep Erçin, öne çıkan konuların döviz baskılanması olduğunu iletirken, enflasyon nedeniyle TL maliyetlerdeki artışın, Türk ihracatçısı açısından dezavantaj yarattığına, Çin’deki pandemi sonrası açılmanın da ihracat müşterisini kaçırmaya başladığını aktardı. 

Sektörün önde gelen temsilcileri, Merkez Bankası ve piyasa arasındaki bakış açısı farkına değinerek, mevcut para politikası ile ihracatın biterek, ithalatın patlamaya devam edeceğine vurgu yaptı.

Geçen günlerde gazeteci Serdar Akinan da dikkat çekici iddialarda bulunmuştu.

twitter.com

Üretimi ve sanayiyi etkileyen başka sorunlar da görülüyor.

2023 yılı sonunda devreye girecek olan, 'nihai kayıt yükümlülüğünün zorunlu hale geleceği Kimyasalların Kaydı, Değerlendirilmesi, İzni ve Kısıtlanması (KKDİK)' uygulaması Plastik Sanayicileri Derneği (PAGDER) Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Gülsün tarafından dile getirilirken, sanayi üretiminin neredeyse tamamında kullanılan kimyasal hammaddeler açısından sorun yaratabileceğine dair uyarıda bulunuldu. Sanayi üretiminde ciddi bir sekteye uğrama ihtimali öngörülüyor.

Umut her daim baki olurken, seçim sonrasında işlerin yoluna gireceği, talebin artacağı düşüncesi haliyle belirsizlik perdesinin kalmasıyla bir nebze mümkün olabilir.

Resesyon beklentileriyle küresel talepte görülen daralmanın ihracatta miktar bazlı düşüşe yansıdığını belirten Akdeniz Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği (ADMİB) Başkanı Fuat Tosyalı, enerjide ithalata bağımlılığı azaltacak çözümlerin bir an önce devreye alınmasıyla, sorunların bir nebze aşılabileceğini vurguladı. Pandemi sonrası en büyük düşüşün yaşandığını belirten Tosyalı, “Her şeye rağmen yılın ikinci yarısının, ilk yarıya göre daha pozitif geçeceğini düşünüyoruz. Ertelenen taleplerin gelmesi kapasitelerin artmasını, bu da sanayi üretiminin canlanmasını sağlayacaktır. Fiyatta rekabetçi şartların oluşmasıyla beraber ihracatta daha pozitif rakamlar elde edeceğimize inanıyorum” dedi.

Durumdan etkilenmeyenler de gündemde: Marketler!

Geçen hafta Citibank'ın 'Türk süpermarket şirketleri'ne dair yayımladığı rapor da dikkat çekmişti. Hem Borsa yatırımcısı hem de ekonomik anlamda piyasaların özeti niteliğinde olan raporda dikkat çeken ifadeler kullanılmıştı:

Ürünlerdeki fiyat artışlarını direkt tüketiciye yansıtıyorlar, enflasyondan etkilenmiyorlar. Faaliyet kârları 2018'den bu yana dolar bazında %150 arttı.

Barış Soydan da Citi raporunu aktaranlar arasındaydı.

İlgili twit silinmiş ya da sahibi tarafından gizlenmiş.

29 Mayıs sabahı itibarıyla Türkiye'nin ekonomi politikalarında çizilecek yol netleşecek. Uzun süredir beklentiler, belirsizlik, geçici tedbir ve uygulamalarla yönetilen ekonomide vatandaşın, finans ve reel sektörlerin gerçek ihtiyacının şeffaflık, öngörülebilirlik ve normalleşme olduğu da herkesin malumu.

Bu içerikler de ilginizi çekebilir.

Merkez Bankası ve Erdoğan'ın Döviz Girişi Açıklaması Dünyanın Gündeminde Yer Aldı
KKM'de Geri Sayım İddiası: Döviz Dönüşümlü KKM'nin İzleri Derinleşiyor
Canikli, "Fakirlik Azaldı" Dedi Yorumlar Gecikmedi
Merkez Bankası Rezervleri Başa Döndü: 2002 Sonrası İlk Kez Ekside!
Türkiye'de Ekonomik Kriz Yok mu? Ekonomistlerin Seçim Yorumları Gerçeği Gösterdi

Popüler İçerikler

Diline Fena Doladı: Hasan Can Kaya'dan Vural Çelik'e Veda Yazısıyla Tepki Çeken Gülse Birsel'e Büyük Gönderme!
Güldür Güldür Show'dan Duygulandıran 29 Ekim Skeci Geldi
6 Yıllık Evlilik Tek Celsede Bitti: Eşi Selim Selimoğlu ile Anlaşmalı Boşanan Bengü'den İlk Açıklama Geldi!
YORUMLAR
28.05.2023

Tüm yazı çok doğru 👏 üreticiyiz ve üretime bu kadar düşman olunamaz. Yanlış para politikaları yüzünden üreten ihracat yapan işveren küsüyor. Kendi yandaşları dışında kalan herkes taş yesin, kafa bu. 😡

28.05.2023

Artık suçlayacak kimse kalmadığı için kendi güdümlerinde olan kurumları suçlamaya başladılar.

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ