Unutursak Kalbimiz Kurusun! Maddi Zorluklar ve Eşitsizliklerin Getirdiği Acıları Suratımıza Bir Tokat Gibi Çarpan Olaylar

Yer yerinden oynamalıydı ama susmaktan başka çare gelmedi elimizden...

Çalışırken hayatını kaybedenler, borcunu ödeyemediği için canına kıyanlar, yaşıtları gibi oyunlarda olması gerekirken iş sahalarında ölen çocuklar...Doğduğumuz andan itibaren haksızlık, eşitsizlik, adaletsizlik peşimizi bırakmıyor bu ülkede...

Ama hiçbirini, hiçbirini unutmayacağız.

Eşi işsiz olduğu için kirasını ödeyemiyor ve geçim sıkıntısıyla boğuşuyordu. Çocuklarının ısınması için saç kurutma makinesini açtıktan sonra yan odaya geçerek kendini asan 26 yaşındaki Emine Akçay'ı unutmadık.

Van'ın Gürpınar ilçesinde yolların kapalı olması nedeniyle hastaneye kaldırılamadığı için yaşamını yitiren ve cenazesi babası tarafından çuvalda taşınan 2 yaşındaki Muharrem Taş'ı unutmadık.

Kestane ve antep fıstığı satarak geçimini sağlarken zabıtaların sıkı denetimi nedeniyle malzemelerine ve tablasına sık sık el konan bu nedenle maddi sıkıntıya girip 'Bir cinayet işlendiği zaman bir ekip almaya gelir, bir tablayı almaya on ekip gelir, bu mu adalet' notuyla intihar eden Cemil Bozkuş'u unutmadık.

2013 yılında Edirne'de dönemin Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın ziyareti sırasında kanser ilaçlarının temini için yardım isteyen ve kendisine verilen parayı, 'Ben dilenci değilim. İnsanlık konusunda bir kez daha hayal kırıklığına uğradım. Görüyorum ki çaresizliği hiç tatmamışsınız hayatınızda' diyerek geri çeviren ve lenf kanseri nedeniyle hayatını kaybeden Dilek Özçelik'i unutmadık.

Adana'da haftalığı 100 TL’ye çalıştığı fabrikada kafası pres makinesine sıkışarak ölen 13 yaşındaki çocuk işçi Ahmet Yıldız'ı unutmadık.

Gökpınar baraj göletinde ağaca asılı bir şekilde bulunan ve cebinden borç ihtarnamesi çıkan pamuk işçisi Süleyman K.'yı unutmadık.

Uzun süredir maddi sıkıntılar çektiği için oğluna okul pantolonu alamayan, pantolonu olmadığı için oğlu okuldan gönderilince 'Çocuğuma bir pantolon alamıyorsam niye yaşıyorum ki?' diyerek intihar eden İsmail Devrim'i unutmadık.

31 yaşında cilt kanserine yakalanıp tedavisi için şehir şehir gezen ve imkansızlıklar sebebiyle hastane bahçesinde yaşamaya başlayan Ayılmazer'in hastane bahçesindeki bir bankta ölü olarak bulunduğunu unutmadık.

İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi’nde taşeron sağlık işçisi olarak çalışırken zorla kanalizasyon temizliği yaptırılan ve temizlik esnasında hastalanıp yaşamını yitiren 28 yaşındaki taşeron sağlık işçisi Zafer Açıkgözoğlu'nu unutmadık.

Çalıştığı pastanede zemin kattan bodrum kattaki depoya tepsi dolabını indirmek için yük asansörüne binen ve asansör hareket ettiği sırada dolaptaki tepsi yerinden çıkınca asansörle dolap arasında kalarak hayatını kaybeden 15 yaşındaki çocuk işçi Davut Ulaş Kayacan'ı unutmadık.

www.gunhaber.com.tr

Astım ve bronşit hastası olan, sosyal güvencesi ve maddi durumu iyi olmadığı için tedavi olmak için gittiği tüm sağlık kuruluşlarından geri çevrilen 79 yaşındaki Şevki Yalçınkaya'yı unutmadık.

İnterneti iyi olmadığı için EBA'ya bağlanamayan ve komşunun internetine bağlanmak için çatıya çıkan babasının peşinden giden ve çatıdan düşerek hayatını kaybeden 8 yaşındaki Çınar Mert’i unutmadık.

Evlerinin camı kırık olduğu için naylonlu örtülüydü. Bir sabah annesi Maviş Eşme emzirmek için uyandığında henüz nüfusa bile kayıt ettirilmeyen 40 günlük bebeğini ölü buldu. Zatürre nedeniyle hayatını kaybeden Ayaz bebeği unutmadık.

Ataması yapılmayan ve 'Öncelikle hepinizden ailemden arkadaşlarımdan yakın dostlarımdan, böyle bir üzücü durumu yaşattığım için özür diliyorum. Üzgünüm.' diyerek aramızdan ayrılan 23 yaşındaki İsa Erdoğan'ı unutmadık.

Bugün, Tekirdağ'da kahvehanede çalışan ve cebinde dolmuş parası olmadığı için evine yürürken araba çarpması sonucu hayatını kaybeden Recep Çetin'i unutmayacağız.

Yine bugün, mevsimlik işçi olan ailesiyle Şanlıurfa'dan geldiği Eskişehir Doğray Mahallesi'nde ayağını yıkadığı sırada nehre düşerek boğulan 13 yaşındaki çocuk işçi Gamze Kakız'ı unutmayacağız.

Yaşamak için canını ortaya koyanlar, maddi zorluklar nedeniyle yaşayamayanlar, dinmeyen acılar ve çaresiz kalanlar. Boğazımız düğüm düğüm, ama elbet bir gün devran dönecek.

Acı Düştü Peşimize: Geçim Sıkıntısı, İşsizlik ve Gelecek Kaygısı Nedeniyle Yaşamına Son Verenler ve Bir Türkiye Resmi
Çaresizliğin Gözü Kör Olsun! Geçim Sıkıntısı ve İşsizlik Nedeniyle Canına Kıyan Yitip Giden Canlar

Popüler İçerikler

TSK'dan Atatürkçü Teğmenlerin Kılıçlı Yemini İçin Açıklama: "Mesele Kılıç Değil, Emre Uyulmaması"
Zoru Başardık: Karadağ'a Üç Puan Hediye Eden Milli Takım'a Gelen Tepkiler
Askerlerine Cinsel Saldırıda Bulunan Komutana 38 Yıl 70 Ay Hapis Cezası Verildi
YORUMLAR
Pasif Kullanıcı
14.10.2020

saman alevi gibi parlayan bir toplumuz. hepsine yerinde ve sıcakken tepki gösterdik ama ertesi gün unuttuk.

14.10.2020

Şu vatandaşların tüm dertleri belki 1 milyon dolar çözer hatta üstüne de binlerce dolar kalırdı. Sadece suriyelilere 58 milyar dolar harcandı, o kadar istaf usulsüzlükerle harcananan paralar hariç. Kendi vatandaşımıza ne zaman sahip çıkmayı öğreneceğiz.

Gayet de unuttuk. Evet çok acı ama çok kolay unutuyoruz. Gerçekten amacım o partiye bu halka laf sokmak değil. Somada o 301 madenci öldükten sonraki açıklamalara rağmen hala açık ara birinci parti çıkıyorsa. Kimse bana unutmuyoruz demesin. Net söylüyorum o kaza sonrası babam o açıklamaları yapsın gidip 301 madenciyi ezip oy vermem.

TÜM YORUMLARI OKU (15)