Nezihe Muhiddin 1898'de İstanbul'da dünyaya geldi. Çok iyi bir katip ve öğretmen olan Muhiddin, yazar olarak da oldukça başarılıydı. Çok sayıda roman, yüzlerce öykü, sahnelenmemiş piyesler, filme alınmış senaryolar yazdı.
Evlendi fakat soyadını hiç değiştirmedi.
15 Haziran 1923 yılında Kadınlar Halk Fırkası'nı kurdu. Parti Mustafa Kemal'e bağlılıklarını bildirdiler. Fakat partinin 'kadınlara siyasal hak talebi' aşırılık olarak görüldü ve parti Cumhuriyet Halk Fırkası tarafından kapatıldı.
1925 Yılında, Kadın Yolu dergisinde, Nezihe Muhiddin; 'Kahvehane köşelerinde miskinane esrar çeken birine verilen bu hak, tahsili mükemmel bir kadından esirgenebilir mi?' diyerek ne kadar kararlı olduğunu ve vazgeçmeyeceğini gösterdi.
Kadınlar Halk Fırkası, Cumhuriyet Halk Fırkası'na katılabilmek için başvurdu fakat 'hayır işleriyle uğraşın' yanıtı alarak reddedildiler.
Bu arada, Cumhuriyet gazetesi başta olmak üzere pek çok gazete ve dergide, Nezihe Muhiddin ve arkadaşları aşağılanarak dalga geçiliyordu. Kadınların siyasal haklara sahip olması fikrine 'komik' gözüyle bakılıyordu.
Nezihe Muhiddin, 1927'de baskılarla partiden ihraç edildi ve yerine Latife Bekir başkan olarak geldi. Latife Bekir, kadınların milletvekili olma fikrine 'Biz Nezihe Hanım gibi olmayacak hayaller peşinde koşacak değiliz' dedi...
Nezihe Muhiddin ve yoldaşlarının hayali gerçekleşmişti.
Nezihe Muhiddin ve Halide Edib Adıvar milletvekilliğine aday olarak gösterildi. Nezihe Muhittin, asla ispatlanamayan yolsuzluk iddialarından hapis yattı ve af yasası ile çıktıktan sonra kendisini edebiyata verdi.
1958 Yılında, yattığı akıl hastanesinde hayatını kaybetti.
Haklarımız ve itibarımız uğruna akıl sağlığını bile gözden çıkaran, türlü aşağılamalara ve zorluklara göğüs geren bu efsanevi kadına teşekkür ediyoruz. Ruhu şad olsun!
Kadınların 1908'den beri ısrarla ve azimle talep ettiği seçme ve seçilme hakkı 1934'te kazanıldığında, aday gösterilenlerden biri ünlü Halide Edip Adıvar'dı.
Halide Edip Adıvar, başarılı yazarlığının yanında aynı zamanda çok iyi bir hatipti.
Dernek, kadına boşanma hakkı tanınması ve çok eşliliğin kadının rızasına sınırlandırılması yönünde çalışmalar yapıyordu. Her milliyetten kadını kabul ediyorlardı ve asla ayrımcılığa yer yoktu.
Halide Edip, savaş sırasında sürekli halka konuşmalar yapıyor ve mitingler düzenliyordu.
Savaştan sonra Mustafa Kemal ile fikir ayrılıkları yaşadı,bu sebepten iktidar çevresinden uzaklaştırıldı; edebiyata ağırlık verdi, akademik hayatına odaklandı ve yurt dışında Türkiye ile alakalı kongrelerde bulundu.
Dönemde pek çok kadın dergisi vardı fakat tam anlamıyla feminist diyebileceğimiz tek dergi Kadınlar Dünyası idi. Tüm çalışanları kadındı. Ulviye Mevlan; kadın ve erkeğin eşit olduğunu, yetenek ve zeka açısından hiç farkları olmadığını; kadının ezilmişliğinin yetiştirilme koşullarından kaynaklandığını sürekli dile getiriyordu.
Kocası Rıfat Mevlan da 'Erkekler Dünyası' adında bir dergi çıkararak, erkeklere kadın haklarını anlatmaya çabalamıştır.
Emekleri için teşekkür ediyoruz!
Telefon idaresinde çalışma hakkı bunlardan sadece biriydi!
Fatma Aliye Hanım, özel bir eğitim görmemesine rağmen; erkek kardeşlerine verilen özel dersleri gizlice dinleyerek kendisini geliştirdi ve iyi düzeyde Fransızca öğrendi. 17 yaşında evlendi ve 10 yıl boyunca eşinden gizli kitap okumak zorunda kaldı. Bir süre sonra eşinden izin alabilen Aliye Hanım, tercümeler yapmaya başladı.
İlk romanını 1892 yılında kendi adıyla yayınladı ve bu romanda 'kadının ilk aşkını unutamayacağı' klişesini yıkmaya çalıştı.
Nezihe Muhiddin ile tanıştıktan sonra sıkı ve uzun bir arkadaşlıkları oldu. Birbirlerine sürekli fikir danıştılar.
Fatma Aliye, ilk kadın romancımız olarak tarihe geçti.
50 Liralık banknotların üzerinde gördüğümüz kişi; evet, Fatma Aliye Hanım'dır.
Nigar Hanım, toplam 8 dil biliyordu ve akıcı bir şekilde konuşabiliyordu. Nezihe Muhiddin ile aynı kuşaktan olan Nigar Hanım, yazdıklarıyla kadınlara destek verdi.
'Üryan Kalp' rumuzuyla şiirler yayınladı. Pek çok dergide yazısı yayınlandı.
Kadın hakları bizlere altın tepsi üzerinde sunulmadı, güçlü ve azimli kadınlar haklarını söke söke aldı... Unutmuyoruz, unutturmuyoruz!