Ünlü İsimlerin İçlerini Döktükleri Kimisi Güldüren Kimisi de Duygulandıran Samimi İtiraflar

Ünlüler çeşitli röportajlarda, şovlarda samimi bir şekilde içini dökmek istemişler ve kendi özellerini bizlere açmışlar. Bu satırları okuduktan sonra onları biraz daha yakından tanıma fırsatı buluyoruz.

1. Emily Ratajkowski

Hayatımda en sevdiğim iki insan, annem, babam ve ben vardık. Ailemin tek çocuğuydum. 8. sınıftayken disiplin müdürü, diğer öğretmenlerin ve bütün sınıf arkadaşlarımın gözü önünde sütyen askımı pat diye kopardı. Bunu, sütyen askısı üzerimdeki askılı tişörtten görünüyor olduğu için yaptığını söyledi. Okulun kurallarına uymuyormuş!

13 yaşındayken, yakın bir aile dostumuz bir tiyatro oyunumu izlemeye geldi. Hafif yanmış, ilk kez ruj sürmüş ve şık giyinmiştim. İlk kez kendimi güzel hissetmiştim. Aile dostumuz akşam yemeğinden sonra annemi kenara çekip nasıl göründüğüm konusunda endişeli olduğunu söylemişti. Kim olduğum nasıl giyindiğimmiş! Kendimi erkeklerden korumam gerekiyormuş.

Yine aynı sene, ailem evde bir akşam yemeği vermişti. Çok neşeliydim, pek çok hikaye anlatmış ve şakalar yapmıştım. Tek çocuk olduğum için hikayelerimi yetişkinlerle paylaşmakta sakınca görmezdim. O gün de yaşlı bir aile üyesi beni bir kenara çekti ve 'Senin gibi bir kızın bu kadar dikkat çekmemesi gerekir.' demişti. Ne demekse!

Kadın olduğum için sürekli utanç duymak ve sessiz özürler içinde yaşamayı reddediyorum. Hayat başkalarının bakış açısını bize dikte ettirmeleri üzerinden yaşanmaz.

2. Ekrem Bora

Şöyle düşünüyorum, belki isyankarlık etmiş olacağım ama keşke bir devlet memuru olsaydım da normal olarak maaşımı alsaydım her ay diye düşünüyorum. Yani ne demek istiyorum anladınız mı? Keşke bu işi yapmamış olsaydım diyorum... Bana isimden başka bir şey bırakmadı sinema.

3. Johnny Depp

Şöhretten nefret eden bir paranoyağım, şöhretten kaçmak için her şeyi yaptım ama o yakamdan düşmeyen bir kadın gibi.

Ben demode bir erkeğim. Bıyık bırakmak, göbek yapmak ve yaşlanınca bir deniz kıyısında yaşamak istiyorum.

4. Aamir Khan

Sadece 12. sınıfa kadar eğitim aldım çünkü okuldan hemen sonra filmlere verdim kendimi. Bu yüzden ortalığı sallayan bir üniversite hayatım olmadı. Fakat 3 Idiots’un çekimleri sırasında öğrenci hayatını yaşadım ve çok hoşuma gitti.

5. Münir Özkul

Annem beni paşa oğlum diye severdi. Ben 15 yaşına kadar paşa olacağım diye yetiştim. Fakat bu sinema ve tiyatro merakı başlayınca olamayacağımı anladım maalesef. Annemi razı etmek çok zor oldu. İleride çok çok bunalımlara düştüm bu yüzden. Çünkü annem başarımı görmeden vefat etti.

6. Jared Leto

Hayranlarımdan bir tanesi bir kulağını kesip bana gönderdi. Bu Van Gogh aksiyonu oldukça tuhaftı.

Dışarıda bir yerlerde kulağı olmadan yaşayan biri dolanıyor.

7. Meryl Streep

20 yaşımdayken para kazanmakta zorlanıyordum. Yeterli para kazanamadığım bir gece, Londra’daki Green Park’ta açıkta yatmak zorunda kaldım. Karşımda Ritz Hotel manzarası vardı. Günün birinde orada kalacağıma dair yemin ettim. Ve bu yeminimi yerine getirdim.

8. Keira Knightley

Twitter hesabı açtığımda sadece 12 saat dayanabildim. Sanki bir okul bahçesinin ortasında duruyormuşum gibi hissettim. Hayatımın bana özel kalmasını seviyorum.

9. Shailene Woodley

Bende skolyoz(omurganın göğüs veya bel bölgelerinde görülebilen, yana doğru eğriliği) var ve insanlar her zaman bu konu yüzünden benim için üzüldüklerini söylüyorlar ama bence bu çok güzel bir şey.

İnsanlarla hayatımda hiç konuşmadığım kadar çok konuşuyorum çünkü artık telefon kullanmıyorum. Teknolojik vızıltılardan ne kadar çok uzaklaşırsanız o kadar çok özgürsünüz.

Annem 18 yaşındayken otobanda araba kullanıyormuş ve önündeki arabanın plakasında 'Shai' ve sonrasında da birkaç numara yazıyormuş. Annem 'Shai'in nasıl telaffuz edileceğini bile bilmiyormuş ama kendi kafasında böyle bir şey yaratmış.

10. George Clooney

Hayatta kalmak için Kentucky’de tütün kestim. Bu zor bir işti. Kapı kapı sigorta sattım. Bu da zor bir işti. Oyunculuk ise zor bir iş değil. Böyle bir masada oturacak kadar şanslıysanız hayatınız boyunca şanslı olmuşsunuzdur. Başarıyı bir yerde bir şekilde yakalarsınız.

11. Jennifer Lawrence

Aç olduğumda önüme gelen her şeyi yiyebilecekmişim gibi hissediyorum.

Hiçbir şey beni hareket ettiremez. Açlık Oyunları çekimleri sırasında aşırı bir şekilde yemek yiyordum, kendime sürekli 'Yemeyi kes artık, kilo alacaksın!' demeye başladım ama işe yaramamıştı.

Bir gün doktora gittim. Göğsümden akciğer grafisi çekilmesi gerekiyordu fakat o sırada göğüslerimin eşit boyutta olmadığını fark ettiler.

12. Russell Crowe

1991 yılındaki Cannes Film Festivali'nde ilk kez kırmızı halıda yürümüştüm. O gün yağmur yağıyordu ve her adımda ayakkabım daha fazla su alıyordu. Film başladığında lavaboya gittim ve çorabımın suyunu sıktım. Bu benim için bir tecrübeydi. Hayat, kendisine merak içinde yaklaşan insanlara her zaman beklenmedik sürprizler sunuyor.

13. Clark Gable

Ben aktör değilim ve asla da olamadım. İnsanların ekranda gördüğü şey benim.

Ben sadece doğru yerde ve doğru zamanda olan Ohio’dan şanslı bir pasaklıyım.

14. Kemal Sunal

Türkiye’nin okuyan insana ihtiyacı var okumayana değil… Bunu bildiğim için üniversiteyi 27 senede bitirdim.

Aslen 10 Kasım doğumluyum. Ama Atam'ın vefat ettiği günde doğum günü kutlayamam, sevinemem, gülemem. 11 Kasım doğum günümdür.

15. Marlon Brando

New York’a geldiğimde çoraplarım ve aklım delikti. İçki içer, kaldırımda yatıp uyuyakalırdım. Kimse beni rahatsız etmezdi.

Eğer Hollywood'daysam bunun sebebi parayı geri çevirecek ahlaki cesaretimin olmaması.

16. Catherine Zeta-Jones

Bipolar, milyonlarca insanı etkileyen bir davranış bozukluğu. Ben de onlardan biriyim. Eğer bu açıklamam, tek bir kişiye bile profesyonel yardım alma cesareti verirse çok mutlu olacağım. Ne sessizce acı çekmeye ne de yardım istemekten utanmaya gerek var.

17. Ryan Gosling

Bir gün rahatlamak için bir Türk hamamına gittim. Tellak bana masaj yaparken bir anda ağzıma tanımlanamayan bir şeyin değdiğini hissettim. Daha sonra ağzıma değen şeyin masörün kıllı göbeği olduğunu fark ettim. Bu, travmatik bir andı.

18. Tom Cruise

Çocukken çevremde bir şeyleri paylaşabileceğim ve güvenebileceğim bir tane bile samimi arkadaşım olmadı. Daima yanlış aksanla konuşan, yanlış davranışlarda bulunan yeni çocuktum. Babam bizi iş bulamadığı için oradan oraya sürükledi. 12 yıllık ilköğretim yılımı 15 farklı okulda geçirmek zorunda kaldım.

7 yaşındayken bazı testlerden geçmek için okul tarafından psikiyatri servisine gönderildim. Orada beni inceleyen psikiyatristler, Bu çocukta disleksi(öğrenme bozukluğu) var, teşhisi koydular. Böylece etiketlenmiş oldum. Bu da beni bunalıma sürükledi. Küçük yaşımda saygınlığımdan çok şey yitirmiştim.

Babam ödlek, alçak ve zorba kişilikli bir adamdı. Küçükken beni her fırsatta azarlardı. Ne zaman bir şeyler ters gitse öfkesini benden çıkarıp tekmeyle döverdi. Onu nasıl sakinleştirmemiz gerektiğini, kendimizi nasıl güvende hissedeceğimizi bilemezdik. Kısa bir an sakin durduktan sonra aniden patlardı. Babamda yanlış bir şeyler vardı. Ona asla güvenemezdik ve yanındayken dikkatli olurduk. Bizler için sürekli endişe kaynağıydı.

Annemle babamın boşanması acı verici bir deneyimdi. Annem sonunda babamın karşısına dikilip, 'Buraya kadar! Seni artık daha fazla çekmeyeceğim. Güle güle!' diyecek cesareti bulmuştu. İnsanlar kendi hayatlarını yaratabilirler. Annemin kendi hayatını nasıl yaratabildiğine yakından tanık oldum. Çocuklarını hayatta tutabilmek gibi bir imkansızı gerçekleştirdi. Aynı anda üç işte birden çalışarak bizi büyüttü. Küçükken annemden duyduğum, 'Biz bu işi başaracağız.' sözü hala kulaklarımdadır. Annemin cesaretini gördükten sonra ben de kendi hayatımı yaratmaya, başkalarının ne dediğine aldırmamaya karar verdim. Yaşamımın her aşamasında annemi örnek aldım.

Babamın kanser olduğunu, hastanede yattığını duyunca 10 yıl aradan sonra ziyaretine gittim. Geçmişle ilgili hiçbir şey sormamaya, geçmişi konuşmamaya özen gösterdim. Nefret ettiğim babamı acılar içinde ve yapayalnız görünce, 'Vay, ne kadar da yalnız bir hayat yaşamış.' diye düşündüm. Henüz 40’lı yaşlarında olduğu halde inanılmaz derecede çökmüştü. Çevresinde hiç kimsesi yoktu. Zaten ziyaretimden kısa süre sonra öldüğünü haber aldım.

19. Adile Naşit

Evde ekmek olmazdı, komşuya giderdim çocuk köfte istiyor biraz bayat ekmek varsa alabilir miyim diye. Halbuki evde yiyeceğimiz bir lokma ekmeğimiz olmazdı.

20. Leonardo DiCaprio

Çocukluğum korkunç bir çevrede geçti. Beni çok etkileyen olaylara tanık oldum. Çevrem hayat kadınlarıyla ve uyuşturucu bağımlılarıyla doluydu. Sokaklarda sevişenleri de gördüm, uyuşturucu bağımlılığının insanı nasıl yıkıma sürükleyeceğini de. İşte bu yüzden uyuşturucu kullanmayı hiç düşünmedim.

Titanic sonrası beklenmeyen şöhret beni mahvetti. Altında ezildim. Kendimi bir bok sandım. İnsanları çok kırdım. Aileme, yakınlarıma posta koydum. Psikolojik travma geçirdim. Küfürbazdım, kavgacıydım, yalancıydım, pisliktim. Çok şükür o günler geride kaldı. Titanic ile barışık değilim.

21. Hulusi Kentmen

Yıllarca hep zengin, fabrikatör baba rolünü oynadım. İşin en acıklı kısmı ise bütün gün zengin baba rolünü oynayıp çekim bitiminde eve gitmek için soğukta, köşedeki durakta dolmuş beklemem olmuştur.

Popüler İçerikler

Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan 'Audi A8' Savunması: 'İhtiyaç'
Ünlü Restorandaki Bir Buçuk Porsiyon Adana Kebabının Hesap Tutarı Dudak Uçuklattı
Arzu Sabancı'nın "A" Harfli Ekmeğini Kesen Çalışanın 1 Mayısını Kutlayarak Hepimizi Güldüren Kullanıcı
YORUMLAR
25.07.2016

jared leto yu korkutmak istemem ama o kulağnı kestiğni söyleyen hayranın başkasının kulağnı kesip benimki diye yollamış olma olasılığı var dışarda kulak kesen bi psikopat da geziyo olabilir

27.07.2016

aynısı aklıma geldi be :D

Pasif Kullanıcı
25.07.2016

yerli-yabancı eskilerin dertleriyle, yenilerin dertleri arasındaki fark ne kadar net

26.07.2016

Hulisi Kentmen Adile Naşit dağladı be

TÜM YORUMLARI OKU (57)