Bazıları henüz iddiayken, bazıları ise gerçek ne yazık ki...
Bazıları henüz iddiayken, bazıları ise gerçek ne yazık ki...
Gündeme bomba gibi düşen bu şiddet iddiasının detayları da bir o kadar kan dondurucu cinsten. Ozan Güven'in yargılanması devam ederken, geçtiğimiz günlerde adli tıp raporu ortaya çıkmıştı. Raporda, 'Deniz Bulutsuz’un yapılan muayenesinde abajurla yaralanması sonucu çene ucunda 1×0,3 santim iyileşmekte olan yara, kafasının duvara yan şekilde çarpması sonucu sol göz içinde ve çevresinde morarma, sol kol dış alt kısmında 4×5 santim, sağ kol iç kısımda 6 santim morarma bulunduğu, kolların çeşitli yerlerinde morluklar ve cam kesiği, kalça ve uyluk bölgesinde çok sayıda morluk, merdivenden yuvarlanmaya bağlı sol diz kısmında morluklar ve baş parmak altında cam olabileceği ifade edilen yara, Bulutsuz’un beyanıyla gözde hafif puslu görünüm tespiti yer aldığı' belirtilmişti...
Özer Arkun'un evlilik hazırlığı yaptığı kız arkadaşı, Arkun'dan bir tartışma esnasında şiddet gördüğünü iddia ederek savcılığa suç duyurusunda bulunmuştu. Arkun'un kız arkadaşının iddiaları ise gerçekten kan dondurucu... 'Saçımdan kan geliyordu. Yüzümde, başımda travma vardı. Gözlerimde morluk vardı. Dudaklarım patladı. Kolumda morluklar vardı. Kolum incindi. Ağrılarım çok fazlaydı. Hala psikolojik olarak burnumdan kan geliyor. Gözümdeki morluklardan dolayı 17 tane gözaltı kremi aldım.' Olay anı için ise, '10-15 dakika özür diledi. Kapıyı açtığımda öpmeye çalıştı, benden uzaklaşmasını istediğimde ise kafama suratıma yumruk attı. Banyoda yüzümü temizlerken bilincimi kaybetmişim. Gözümü açtığımda yüzüme buz torbası koyuyordu. Kimseye bahsetmemem şartıyla beni hastaneye götüreceğini söyledi. Hastaneye gittik. Korktuğumdan merdivenden düştüğümü söyledim. Özer'in evde benim kanlarımı temizlerken çok kısa bir videosunu çektim' açıklamasında bulundu...
Sadece fiziksel şiddet de değil üstelik, kanımızı donduran birçok detay var... Yılmaz Güney zamanında Nebahat Çehre'yi öldüresiye dövmüş, kafasına bardak koyarak nişan alıp o bardağa ateş etmiş hatta yaşanan bir kavga sonrası arabayla bilerek ezmeye dahi çalışmış Çehre'yi! Ünlü yapımcı Abdurrahman Keskiner, Çehre'nin yaşadığı dehşet dolu anları şu sözlerle anlatmış, 'Yılmaz önce kamerayı yerleştirdi, Nebahat'ın yanına giderek şu bardağı al karşıya geç kafanın üzerine koy dedi. Nebahat büyük bir şaşkınlıkla 'anlamadım' dedi ancak Yılmaz ısrar etti. Olur olmaz derken Nebahat çaresiz dediğini yapmak zorunda kaldı. Duvarın önüne gidip bardağı kafasına koyup beklemeye başladı. Setteki herkes bunun şaka olduğunu sandı ancak iş ciddileşince nefesler kesildi. Herkes dehşet içinde Yılmaz'a bakmaya başladı ancak o gayet sakindi. Kameraya 'motor' dedi. Kamera çalışmaya başlayınca Nebahat'ın yüzü bembeyaz oldu. Gitti gidecek. Yılmaz nişan aldı, Nebahat ağlamaya başladı. Yılmaz tetiğe bastı kurşun ıskalayıp geçti. İkinci kez tetiğe bastı bu kez kurşun Nebahat'ın başındaki bardağa isabet etti. Nebahat koşarak Yılmaz'a sarıldı ve ağlamaya başladı. Herkes bir oh çekerken Erol Günaydın ve Tuncel Kurtiz'in elindeki bardaklara da Yılmaz ateş etti.' İnsanın gerçekten kanı donuyor...
Avukat olan Eylem Toroman, eşinin kendisine hamileyken şiddet uyguladığını söylemişti... Eylem Toroman'ın uygulanan şiddet nedeniyle, 'Kafasına darbe aldığını, kafasını mermere çarptığını ve baygınlık geçirdiğini söylemesi' de kanımızı ayrıca donduran bir detay. Üstelik Eylem Toroman, İbrahim Toroman'ın kendisine AVM ortasında da şiddet uyguladığından bahsetmişti... İnanılır gibi değil gerçekten!
Ahmet Kural'ın Sıla'ya hayranlıkla bakması hiçbir şeyi değiştirmiyor... Sıla'nın yüzündeki ve vücudundaki morluklar hepimizin dün gibi aklında. Henüz bu yaşananlar birer iddia olsa da şiddet anıyla ilgili Sıla'nın beyanları hepimizin kanını dondurmuştu! Sıla, Ahmet Kural'ın kendisini 'yerlerde sürüklediğini, kafasını duvarlara vurduğunu ve kül tablasıyla saldırdığı' söylemişti. Saldırı sonrası can havliyle kaçmak isteyen Sıla'nın tekrar yerlerde sürüklendiği ve vücudunun değişik bölgelerine, kafasına ve kulağına darbe aldığı söylenmişti...
Eda Pera Küçük, oyuncu sevgilisi Tolga Pancaroğlu'ndan şiddet gördüğünü söyleyerek sosyal medyadan yardım istemişti... Eda Pera'nın iddiaları ise yine hepimizin irkileceği cinstendi. ''Ayrıldım ama üç hafta sonra tekrar barıştık. Ancak şiddet uygulamaya devam etti. ‘Ben oyuncuyum, benim dediğim olacak. Sen evde oturacaksın, çalışmayacaksın’ diyordu. Gizlice çektiği videolarımla tehdit ettiği için ondan ayrılamıyordum. Arkadaşlarımın polise haber vermesiyle ölümden döndüm. En son dövdüğünde bir hafta hastanede yattım. Belgelerimle savcılığa başvurdum, koruma kararı çıktı. Tolga bana bıçak çekti ve ölümle tehdit etti. Ailesi de davayı geri çekmem için tehdit ediyor. Bugüne kadar aileme bir şey anlatamadım. Ancak artık her şey ortaya çıksın istiyorum...” Bir kadının çaresizliği maalesef bu satırlarda gizli!
Eşi Perihan Savaş'a uyguladığı şiddetin boyutları ise inanılmaz... Perihan Savaş, 'İbrahim Tatlıses'in kendisine bütün gece boyunca acımasızca şiddet uyguladığını' söyleyerek kendisinden şikayetçi olmuştu. İbrahim Tatlıses'in açıklaması ise hepten inanılmaz... 'İki tokat attım, önceden demircilik yaptığım için elim ağır olabilir. Kendime hakim olamadım, onu öldürebilirdim.'
Bu da şiddetin bambaşka bir boyutuydu... Söylentilere göre Sezer İnanoğlu, sevgilisi Harika Avcı'nın evine izinsiz girerek; Avcı'yı kurşunlamıştı. Avcı bacağına isabet eden kurşun yüzünden ağır yaralanmıştı.
Yıllar önce sevgilisi Aysun Kiremitçi'ye şiddet uyguladığı gerekçesiyle gündeme gelmişti Nihat Doğan. O dönem Hürriyet'in haberine göre Aysun Kiremitçi, Nihat Doğan'ı sevişmeye zorlamıştı. Doğan kendisini reddedince de Kiremitçi, kapıyı kilitlemişti. Kapının açılmasının ardından ise Nihat Doğan, Aysun Kiremitçi'ye şiddet uygulamıştı. Bu iddiaların ne kadar doğru olduğunu bilmiyoruz ancak Kiremitçi'nin şiddet mağduru olduğu ortadaydı...
Eski kocası Halis Serbest'in yüzüne kezzap attırması sonucu tek gözünü kaybeden ve vücudunun büyük bir kısmı yanan Bergen, şiddetin belki de en canice tarafına maruz kalan kadınlarımızdan biri... Nitekim yüzüne kezzap atan Halis Serbest tarafından yıllar sonra, tartıştıkları lokantanın önünde silahla vurularak öldürüldü...
Kadına şiddetin her türlüsünün bir an önce son bulması umuduyla...
Kızanlar olacak ama Müslüm Gürses'i unutmayalım.
Yılmaz güney de tam piskopatmış.
Kodumun ibneleri.