O dönem Foucault meşhur olduğu için basının bunları gün yüzüne çıkarmayı göze alamaması...
O dönem Foucault meşhur olduğu için basının bunları gün yüzüne çıkarmayı göze alamaması...
Özellikle Deliliğin Tarihi, Hapishanenin Doğuşu ve Cinselliğin Tarihi ile antropoloji, sosyoloji ve epistemolojinin her noktasına temas etmesi bir yana fikirleriyle bu alanda uzman olmayanları da etkiledi. Onun böylesine meşhur olmasının bir sebebi de anlattıklarının teorik doygunluğunun yanında pratikte de çok büyük bir karşılığı olmasıydı.
Guy Sorman'a göre 1960'ların sonunda Tunus'ta yaşayan Faucault, bulunduğu köydeki çocuklara cinsel istismarda bulunmuştu. Bu olay bir iki örnekle de sınırlı değildi iddiasına, daha doğrusu itirafına göre.
1969 yılında Sorman o dönem Tunus'ta yaşayan dostunu ziyarete gidiyor ve sokağa çıktıklarında köyde yaşayan çocukların yanlarına gelip 'Ben? Beni de al!' dediklerini duyuyor. İlkin anlam veremiyor olsa da Foucault'nun onlara para verip 'Akşam saat 10'da, her zamanki yerde' dediğini duyunca işkillenmeye başlıyor.
Para verdiği çocuklarla akşam 10'da buluşup mezarlığa gidiyor, iddiaya göre onlarla cinsel ilişkiye giriyordu. Bazı çocukların yaşı 10 bile değildi ve çocukların fikrini bile sormuyordu o an. Korkunç değil mi?
Daha da korkunç olan basının bunun farkında olması ancak o dönem Foucault meşhur olduğu için bunları gün yüzüne çıkarmayı göze alamaması...
Foucault'nun Tunus'ta rahatça yaptığı ve kimsenin de sesini çıkarmadığı şeyleri Fransa'da yapmayı aklından bile geçiremeyeceğini söylüyor.
Bir ırkın diğerinin yanında normalde yapmayacağı şeylere cesareti göstermesi utanç verici.
Tabii Sorman da burada bunları görüp sessiz kaldığı için utanıyor, polise bildirmediği için pişmanmış.
1977'de çocuklarla cinsel illişki kurmanın yasal olması için öneride bulunuyor ve 'çocuğun rızası varsa uygundur' gibi çirkin bir noktaya kadar bu görüşü ilerlettiğini de biliyoruz. Bu öneride kendisi yalnız da değilmiş, bugün 'aydın' olarak andığımız düşünürlerin de önerinin altında imzası var.
Simone de Beauvoir, Gilles Deleuze, Félix Guattari, Jacques Rancière, Bernard Besret, Philippe Sollers, Michel Leiris. Tüm bu düşünürler de imzacıymış. Yani ortaya çıkan şey bize göre korkunç bir haber olsa da Fransa'da pek de şaşırılmamış.
Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Aklım almadı. Ama insanoğluna güvenim de kalmadı artık.