İnternete telefon hattı üzerinden, dial-up ile bağlandığımız zamanları hatırlıyorsanız muhtemelen çoktan çoluk çocuğa karışacak yaşlarınızı devirmişsinizdir. O çağlarda akıllarımıza kazınmış Türk internetinin efsane web sitelerini gelin birlikte hatırlayalım, hatırlamayanlara da öğretelim.
Başlıkta da belirttiğimiz üzere bırakın liselileri, üniversitelileri, bugün master yapanlar dahi hatırlamayabilir ancak bir zamanlar internete dial-up ile bağlanırdık. Bu da internet erişimi için sabit telefon hattını kullandığımız, sonuç olarak da telefon hattını meşgul etmemiz gerektiği anlamına geliyordu.
İnternetin ne olduğunu anlamaya çalıştığımız, bir yandan ise neredeyse tüm dünyanın bizimle aynı zamanlarda bu kuralsız ve görece düzensiz alemde gezindiği zamanlara damgasını vuran Türk web siteleri de özellikle ülkemizdeki kullanıcıların ortak hafızalarında yer etti. Gelin şimdi bir zaman tüneline girip internetin emekleme adımlarını attığı o yıllara ışınlanalım.
Ortada daha ne Facebook ne Twitter, hele hele Tinder vs. hiç yokken bizim Yonja'mız vardı! Şimdi gözümüze tost makinasıyla çekilmiş gibi görünse de o zamanlar acayip havalı gelen profil fotoğraflarımız, kendimiz hakkındaki en cool (ve biraz da abartılı) bilgilerimizi eklediğimiz profillerimizle ortamlara yılan gibi aktığımız Yonja bugün dahi internet kültürümüze etki eden pek çok jargonun doğduğu yer olarak aklımızda.
'Ya bu sayılı mayılı bi' site vardı neydi o' diye akıllarımızın köşesinden çekip çıkartmaya çalıştığımız 80630 üyelerine davetiye sistemiyle bambaşka bir dünyanın kapılarını açıyordu. Hem davetiye sistemi, hem de 80630'un Etiler'in posta kodu olması onları hep 'internetin havalı çocukları' olarak hatırlamamızı sağlayacak.
Bir derdiniz var ve artık içinizde tutamıyor musunuz? Bir neslin imdadına kimileri ufkumuzu açan, kimileri üzen, kimilerine ise katıla katıla güldüğümüz itiraflar.com yetişiyordu. Anonim olarak internet alemi ile beğenmediğiniz saç kesiminizden yasak aşkınıza kadar her şeyi paylaşabileceğiniz bu platform daha sonrasında seçem itiraflardan oluşan bir kitaba dahi kavuşmuştu.
Henüz her şeyin devasa platformlar üzerinden yürümediği o ilk zamanlarda gülmek istersek soluğu kahkaha.com'da alıyorduk. Taa 1999'da hayatımıza giren sitede karikatürlerden komik kesitlere ve görsellere, hatta insanlarla kaynaşabileceğimiz bir bölümden oynayabileceğiniz oyunlara kadar pek çok farklı içerik bulunuyordu.
İnternetin karanlık çağları derken mübalağa etmiyorduk zira pek çoğumuzun internet ve bilgisayarlar hakkındaki bilgisi çok kısıtlıydı. Bu konuda ise imdadımıza cehennem.org yetişiyordu. Forum mantığında olan site özellikle internet ve teknoloji hakkında üyelerin birbirleriyle yardımlaştığı ve çoğumuzun içinden çıkamadığı sorunlarına şıp diye yanıt aldığı hızır gibi bir platformdu.
Çoğumuz ilk mail adreslerini @mynet.com uzantısı ile açtı, sohbet odalarında vakit geçirdi ve gündemi buradan takip etti. Türk internet kullanıcıları için yeri apayrı olan Mynet o kadar kapsamlı bir içerik ve hizmet havuzuna sahipti ki çoğu zaman başka sitelere ihtiyacımız dahi yoktu. Bir nesil için direkt internet ile eş anlamlı olan Mynet bugün hala ayakta.
Haberleri ve olayları kendi matrak diliyle harmanlayarak kullanıcılara sunan ShockHaber alışılmışın hayli dışında bir çizgiye sahipti. Yeri geldiğinde kullanıcılarla dalga geçen ancak çok sevilen ve kendi jargonunu oluşturmayı başarmış olan site bugün maalesef aramızda değil.
Flash animasyonları ile kahkaha attığımız, bayıla bayıla izlediğimiz serilerin yeni bölümlerini yana yakıla beklediğimiz Grafi2000 internetin mizah dergisiydi. Daha sonrasında flash oyunları ve farklı işleri de tanıdığımız sitenin arkasında ise başarılı karikatürist, yazar ve komedyen Varol Yaşaroğlu vardı.
İlk başta bir arama motoru gibi görünse de çalışma mantığı epey farklı olan arabul.com internetin antik çağlarında imdadımıza yetişiyordu. Farklı kategorilerdeki siteleri kendi içinde listeleyen ve isteyenin istediği konudaki içeriklere erişebilmesi için yol gösteren site adeta bir web haritasıydı.
Unutursak hakikaten kalbimiz kurusun! Bütün dünyaya 'i kiss you' diyerek öpücük yollayan, masa tenisine ve yeni insanlar tanımaya bayılan bir teknoloji aşığı olan Mahir Çağrı'nın kişisel internet sitesi o dönem ülkemiz sınırlarını da aşarak dünya çağında viral olmuş ve Çağrı'ya, daha doğrusu 'İnternet Mahir'e' David Bowie'den Julia Roberts'a kadar pek çok ünlü hayran da kazandırmıştı.
Bunları hatırlarlar mı bilmem de, zamanında turkcell-im vardı. Cep telefonlarında internete ilk onunla girmiştik. Jenerik müziği bile hala aklımda. "Bir adam vardı canı sıkılan, turkcell-im geldi sıkıntı gitti."
Çok da güzeldi bee ahhh o günlere dönebilsem.. msn de istemediğim kişilere çevrimdışı kalıp istediklerime titreşim atsam, ne dinliyorum özelliğiyle göndermeli şarkı paylaşsam herşey daha güzel olurdu..
bankaların, büyük şirketlerin siteleri, yahoo, altavista, excite gibi arama siteleri ve kişisel sayfa hazırlanabilen geocities dışında çok az site vardı ilk başlarda. yukarıda zikredilenlerin bile neredeyse hiçbiri yoktu piyasada. esas atraksiyon irc ('çet') idi. msn'nin öncüsü icq bile daha yoktu, buralar hep dutluktu. neyse, oldlardan hatırlayan çıkar belki, kral tv'nin sitesi eğlence alanında bir öncüydü. müzikli, magazinli muhabbetler dışında türk ünlülerin çıplak resimlerine ayırdıkları bir bölüm bile vardı sitede. :-0 şebnem dönmez, gönüllerdesin, hep bizimlesin.