Üniversiteli olmak çoğu öğrenci için sefil bir şekilde yaşamak demek. Ama yine de gençliğin en güzel zamanları üniversitede yaşanıyor. Merak etmeyin, sizi çok iyi anlıyoruz!
Üniversiteli olmak çoğu öğrenci için sefil bir şekilde yaşamak demek. Ama yine de gençliğin en güzel zamanları üniversitede yaşanıyor. Merak etmeyin, sizi çok iyi anlıyoruz!
Ders çıkışı yemek yemeğe gidileceği konuşulursa kimseye fark ettirmeden hemen ne kadar para kaldığı kontrol edilir. Eğer yeterli bütçe yoksa hemen 'Ben zaten aç değildim' moduna girilir.
Okurken bir yandan çalışmak zorunda kalınırsa bunun bedelini ne yazık ki uyku ödüyor. Hele ki vize-final zamanı her şey daha da sarpa sarıyor. Böyle günlerde 'Keşke bir gün 24 saatten daha fazla olsaydı' diyor insan...
Özellikle devlet üniversitelerinde yemekhane tam bir kurtarıcı! Fiyatlar çok uygun ancak kimi zaman hiç sevmediğimiz yemeklerle karşılaşmamıza sebep olabiliyor. Ama el mahkum, mecbur yiyoruz. 😔
Sefalet içinde sürünürken aile fertlerinden biri 'Var mı bir aksilik?' diye sorduğunda her şey yolundaymış gibi davranmak... Oscar'lık oyunculuk!
Kitap fiyatlarının gereksiz pahalı olduğu düşünüldüğünde bu durum ne yazık ki üzücü bir gerçek olarak önümüze çıkıyor. Yoksa kim istemez kendine ait büyük bir kütüphane oluşturmak?
Sırf toplu taşımaya para vermemek için yürümekten profesyonel sporcular kadar bacak kasına sahip olan öğrenciler tanıyorum. 😅
Hesaba para girer girmez hemen yemek, yol, faturalar ve diğer ihtiyaçlar hesaplanarak bir bütçe planlaması yapılır. Geri kalan azcık parayla da biraz kendinizi şımartmayı ihmal etmeyin!
Gençliği gezerek doya doya yaşamak yerine cüzdandaki iki kuruş para yüzünden evden okula, okuldan eve gitmek zorunda kalınıyor. 😒
Hele bir de devamsızlığı sorun eden bir hocaya sahipseniz bu durum daha da zorlaşır. İş yeriyle derslik arasında küçük çaplı bir maraton yaratmak zorunda kalırsınız.
Hangimiz daha sonra susarım veya acıkırım düşüncesiyle çantasına ekstra ekmek ve su koymadı ki?
Öğrenci evindeki eksiklerin hepsi aile evine gidildiğinde bir şekilde tamamlanır. Sonra siz öğrenci evinize döndüğünüzde aileniz 'Nereye gitti bu kadar eşya?' diye kara kara düşünür. 🤪
Kırmızı etin varlığını unutup acıkınca tavuk döner yemek zorunda kalan gençler, gençlerimiz...
Şimdi sen de Maximum Genç’e katıl, aklından geçenleri hayata geçirmeye başla!
Tavuk döner yemek zorunda olmak ? milyonlarım olsa ölümün tavuk döner :)
Ara ara çoluk çocuğa ders veriyordum onun dışında bir depoda hamallık yapıyordum . Düzenli olarak gittiğim için hep beni ararlardı baktım para kazanınca diğer arkadaşlar da gelmek istediler. Her zaman çalıştığım depoda değil de başka depoya gitmiştik bu sefer . Bu depoda tam üniversitenin karşındaymış taşıdığımız da peros deterjanlar hem ağır hem de tozlanmış üstümüz başımız batmıştı. Üniversiteden çıkanlar bizi görmesinler diye arkadaşlar saklanmıştı ben tek başıma çalıştım . Yani demem o ki helal paraysa ne iş yaptığın önemli değil. Kimsenin düşüncesi de önemli değil.
Üniversitede 3 öğün tavuk döner yediğim günleri hatırlıyorum. Evden yurda geri dönerken 2 valiz erzak valizi olurdu. Sigara zaten lüks ama kullanırdık, dal olarak alıp yarım yarım içerdim :) Canım çekti akşam gidem de tavuk döner yiyem