Galerinin özetidir ki ; para kolay kazanılmıyor.
Galerinin özetidir ki ; para kolay kazanılmıyor.
Bir organizasyonda hostes olarak görev almak en gereksiz işlerden birisidir belki de. Yapacağınız işler; yüzünüzde aptal bir gülümsemeyle misafirlere sürekli ne taraftan gidileceğini söylemek, toplantı odasında masalara bırakılacak kalemleri nizami şekilde dizmek ve hatta bazen de şirketin 60 yaşlarında 1.40 boylarında ve daima topukluyla gezen bir sahibi varsa ona bir prenses muamelesi göstererek düşmesin diye eşlik etmektir.
İşin güzel yanı birine birşeyler katabildiğini hissetmektir elbet; lakin siz siz olun zaten size dünya para ödeyerek ders aldırabilen ailenin çocuğuna ödül sözü vermeyin. Zira çok güzel hislerle alıp gittiğiniz 12li boya setinin 'aa bende de 120lisi var onun abla/abi' diyerek önünüze serildiğinde utançtan o yüzyirmi rengin her bir tonuna bürünmeniz kuvvetle muhtemeldir.
Özel bir firmanın yüzü olmak için size giydirilen komik kostümler içinde tanıtım yapmaya çalışmak için düşmüşseniz yollara; şehrin yakıcı sıcağında terlemeniz bir yana; şehir esnafının arkanızdan bin bir hevesle pek de yaratıcılık gerektirmeyen laflarını duymanız cabasıdır. Jaws ve Nemo kostümleri içinde Kaleiçi sokaklarında esnaftan duymanızın muhtemel olduğu sözler şöyle ki : 'Jaws geliyyo amanın gaçın' , ' Nemoyla Jaws nasıl kanka olmuş' , 'Siz balık değil misiniz nasıl yürüyüsunuz?' Töbestt.
Moda fuarında teşhir için manken aranırken ; arkadaşınız aklına gelip çağrıldığınıza mı üzülürsünüz yoksa oraya gittiğinizde görevlilerce yeteri kadar şişman bulunmayıp seçilemediğinize mi ? Orasına da siz karar verin.
Bir açılışta hosteslik yapmak için gittiğiniz işte sizden yapmanız beklenebilecek saçma şeyler:
*kesilecek olan kurdelayı tutmak
*işyeri sahiplerine anneleri görmesin diye (!) el altından viski servisi yapmak
*siz hariç oradaki tüm kızların çılgınca dans edişleri
*işyeri sahiplerinin bitmek tükenmek bilmeyen 'sen niye oynamıyosun Karadeniz de gemilerin mi battı' sorularına ısrarla işin içeriğinde oynamak mı vardı diye cevap vermek.
Bir de bunca saçmalığın arasında etrafımızda sürekli paramı alamıcam diye yakınıp duran acemi çaylağa selamlar olsun. ( komiktir ki gün sonunda parasını tek alamayan kız da o çaylağın ta kendisi olmuştur)
Bir kozmetik dükkanında herhangi bir ürünü tanıtmakla görevlendirilmişseniz şayet yaşayacağınız en olası vaka bir başka ürünün tanıtıcısı olan en az 85 kilo, ağır makyajlı asık suratlı egoist kızdır. Gün boyu şeytani bakışlarını üzerinizden eksik etmemekle yükümlüdür sanki. Müşterilerle yaşadığınız onca saçma diyalog da yanınıza kar kalacaktır.
Hani o caddede arkadaşınızla gezerken elinize zorla tutuşturulan broşürler var ya, hah işte onları dağıtan kişi siz olduğunuz vakit görürsünüz madalyonun diğer yüzünü. O günden sonra hiç bir broşürcü zavallıyı pas geçmezsiniz, gönlünüz elvermez. Böyle de hazin dolu dramatik bir iştir. İşin özü; alın o broşürleri.
Broşürlerin alınmamasının sebebi broşürlerin ikiye ayrılması.Birincisi bir ürünün,mekanın,bir etkinliğin tanıtımı olarak dağıtılan broşürler ikincisi ücretli kuponlar.Bişey satmaya çalışıldığı için yalan söyleyip param yok demek yerine acelen varmış gibi hızlı yürüyosun mecbur.