Üniversite hayatı bitmek üzere ya da yeni başlamış olanlar buraya..
Üniversite hayatı bitmek üzere ya da yeni başlamış olanlar buraya..
Bu dönemde her açıdan zor evet ama bir gün 'her şey' düzelirse, Avrupa'yı trenle mi gezersiniz, yoksa Asya ya da Afrika'nın geniş topraklarında bir maceraya mı atılırsınız, orası size kalmış. Para biriktirip en küçük bütçeyle de olsa yapın bunu.
Filmi üniversiteden sonra izleyemezsiniz diye bir şey yok ama genç yaştan itibaren bol bol film izlemek ve bu alanda birikim oluşturmak faydalıdır.
Normalde klasikler ilkokul döneminden itibaren okunur ama bu genellikle pek olmuyor. O yüzden üniversite yıllarındaki bol miktarda boş vakitlerden birini dünya klasiklerini okuyarak geçirebilirsiniz. İnsanlığa ve insan ruhuna dair onlardan daha güçlü aynalar bulmak zordur çünkü. İlla dünya klasiği okuyacaksınız diye bir şey de yok gerçi. Siz bir şeyler okuyun. İyi eserler okuyun. Dünya klasikleri de araya kaynar.
Hangi bölümü okuyacağınıza karar vermeniz yeterince zahmetliydi ama şimdi asıl sorun başlıyor. Daha erken demeden bir an önce mezuniyet sonrası planlamanızı yapın. Olası bir aksilik durumunda kenarda tutacağınız bir b planınızın olması da önemlidir.
Eğitim aldığınız alan dışında ikinci bir yetkinliğe sahip olmak sahip olunan bir bileziktir. Hem ek gelir yaratabilir hem de olası bir işsizlik döneminde size bir alternatif sunar.
Ortalama iş hayatında o kadar önemsenen bir şey olmayabilir, siz de bu yüzden öğrencilikte pek umursamayabilirsiniz fakat, düşük bir ortalamanın geri dönüşü yoktur. Mezun olduktan sonra akademik kariyer yapmaya karar verirseniz ayağınıza bağ olur.
Yaz aylarını verimli geçirmenin en iyi yollarından biri de iş deneyimi kazanmaya çalışmaktır. Bölümünüz talep etmese bile staj başvuruları yapın, işi mutfağında öğrenme şansı edinin. Keşke böyle olmasa ama mezuniyetten sonra tecrübesize iş vermiyorlar!
Çağımızın lingua francası İngilizceyi artık akıcı bir şekilde kullanabilmek gerekiyor. Yalnızca bu beceri bile insanlara pek çok iş imkanı sağlayabiliyor.
İş ya da okul fark etmez, insanlarla tanıştığınızda bağınızı bir şekilde kurun. Bunun için sosyal ağları kullanabilirsiniz. Hiç ummadığınız bir bağlantı yeri geldiğinde size çok kıymetli kapılar açabilir.
Basit ama önemli. 'Arabam yok, niye alayım?' diye düşünüp ötelemeyin ve ehliyet işini mutlaka aradan çıkartın. Şehirli yetişkinler için şoförlük zaruri bir meziyettir. Ayrıca yalnızca ehliyetiniz olmadığı için size oldukça uygun olan bir iş fırsatını kaçırabilirsiniz.
Zaman akıp gidiyor. Siz de geçmişe baktığınızda tebessümle hatırlayacağınız zamanları ölümsüzleştireceğiniz bir yöntem benimseyin. Kişisel blog olur, Twitter olur, klasik günlük tutmak olur. Yeter ki yapın bunu.
Tek başına sinemaya gidin, tek başına seyahate çıkın, tek başına akşam yemeği yiyin. Yalnızlığı öğrenmek önemlidir. Her zaman yanınızda birileri olmayacak. Şimdiden alışın!
'Böyle tavsiye mi olur?' demeyin. Çuvallamak, bir şeyler için çabalamak ama başaramamak kadar iyi bir öğretmen yoktur hayatta. Samuel Beckett'ın dediği gibi 'Yenilin, hatta daha iyi yenilin.'
Ne güzel söylemişti Steve Jobs. Aç kalmaktan, perişan olmaktan korkmayın. Çünkü ancak bu şekilde yaratıcılığınız artacak ve hayata karşı güçlü durabilmeyi öğreneceksiniz.
Evet güzel öneriler ama gerçek hayat çok farklı be ;)
"Bağlantılar kurun, çevre edinin." Herkes de yeri geldiğinde bize çok kıymetli kapılar açmak için kollarını açmış bizi bekliyordu değil mi..
en sona üniversite terk steve jobs ı koymanız çok manidar olmuş :)