Üniformalı Padişah II. Mahmud'un El Yazılarından, Bakış Açınızı Genişletecek Örnekler!

II. Mahmud Osmanlı Yenileşmesinin en önemli padişahıdır. Zira eski ve bozuk olduğuna inanılan düzeni değiştirerek hem devlet yapısına hem de sosyal yapıya yeni bir şekil vermiştir.

Padişahın icraatları kadar tahta çıkış hikayesi de gayet enteresandır.

Ağabeyi IV. Mustafa tarafından öldürülmek istenirken bir anda kader Mahmud'u seçmiş ve cellatlarının elinden kaçan bu genç şehzade padişahlığa yükselmiştir. Fakat burada bunun detaylarından bahsetmeyeceğiz. Ayrıntılı bilgi için ilgili yazıya göz atabilirsiniz.

Genel olarak bakıldığında II. Mahmud'un 1826'da Yeniçeri Ocağını kaldırana kadar pasif bir konum aldığı görülüyor.

Ocağın geçmişini ve zararlarını çok iyi bilen padişah son olarak amcası III. Selim'in tahtından indirilişini seyretmişti. Şartların olgunlaşmasını ve en doğru vakti bekleyen padişah, bir gecede yeniçeriliği ortadan kaldırdı. Böylece yeniliklerin karşısındaki en güçlü engellerden birisi de kaldırılmıştı.

1831'de Sarayda Mabeyni yani günümüzün söylemiyle genel sekreterliği kurdurdu. Bundan sonra padişahların bizzat emir yazması adeti ortadan kalkacaktır.

Bu sebeple II. Mahmud'un el yazıları da çoğunlukla 1808-31 tarihlidir. Bu tarihten sonra sıklıkla Mabeyn Başkatibi padişahın emirlerini kağıda dökmeye başladı. Kağıdın sonuna da kendilerini belli eder bir şekilde ''Serkâtib-i Hazret-i Şehriyari'' unvanıyla imza atarlardı.

II. Mahmud hat sanatıyla da ilgilendiği için el yazısının gayet düzgün ve okunaklı olduğu görülüyor.

Benim vezirim

Rumeli Hisarında Ermeni mahallesinde bir adet kârgir papaz odasını tamir ve tevsi' ile kilise şekline koyup mabet yapmışlar deyü mesmu'-ı hümayunuma vasıl olmağla (kulağıma çalınmakla) bu maddenin aslı var mıdır? ve sahih olduğu takdirce ne veçhile olmuştur? Keyfiyeti tetkik ve ifade eyleyesin.

Unvan ve makamlarda bazı yenilikler yapılması ve bunların Takvim-i Vekayi gazetesinde de yayınlanması hakkında II. Mahmud'un onayı.

Benim Vezirim

İşbu takririn manzur ve meali-i malum-ı hümayunum olmuştur (yazın tarafımdan görülmüştür). Hariciye Nazırı müşarünileyh ile bilmüzakere takrir-i kesere beyan ve istizan olunduğu veçhile (Dışişleri bakanıyla meseleyi görüştüğümüzde) tevcihat usulünün badezin (bundan sonra) terk ve ilga olunduğu mukaddemat-ı münasebe ile Takvim-i Vekayi'e derç ve Beylikçilik tabiri dahi gerek telaffuzda ve gerek tahrirde yakışıksız bir şey olduğundan şimdi alel-ıtlak  (genel) olarak ona dahi evamir-i aliyye kitabeti tesmiye (isimlendirilmesi) ve hayn-ı tefrikinde dahi ol veçhile tanzimine bakılmak üzere icra-i iktizalarına ibtidar olunsun.

Eski sadrazamın geriye kalan eşyaları hakkındaki yazı üzerine, mirasçısının çağrılması konusunda padişahın talimatı.

Manzurum olmuştur. 

Sadr- sabıkın (eski sadrazamın) Yanyalı hazinedarının bu tarafa celbi (getirilmesi) içün irade-i hümayunum südur etmiş (emrin olmuş) idi. Merkum (adı geçen kişi) şimdiye dek gelmemiş ise celbine mübaderet olunsun (getirilmesine çalışılsın).

Bu yazısında padişah, vazifesini hakkıyla yapmayanların görevden alınması için sadrazama talimat veriyor. Belge fazlaca teknik bilgi içerdiği için, sadece padişahın sadrazama hitaben yazdığı bölümleri naklediyoruz.

Benim Vezirim

Senin her hususta gayret ve ikdamına (çalışmana) diyecek yoktur. Lakin sana sadık derun ile kapı hademesinde yardım eder görmüyorum. Her biri kendi umurlarını düşünmekte. Birkaç defa hatt-ı hümayunumda ima ettim müsmir (olumlu) olmadı. Binaenaleyh birazının azil ve tebdili lazım geldi. Padişah birtakım görev değişiliklerini talimat verip sözlerini şöyle bitiriyor: Hak Teala cümlesine tevfik-i ihsan eyleye. Yeni memurların ikdamlarıyla senin umuruna dahi biraz sühulet gelir İnşallah.

II. Mahmud şehri gezerken gördüğü bekar odalarının neden yıktırılmadığını sitemli bir şekilde sorup emrini tekrarlıyor.

Kaymakam Paşa

bugün tebdilimde hedm olunan (yıkılan) bekar odaları manzur-ı şahanem olmuştur. Hedm olunan birkaçından ibaret olup çoğunun münhedim olmayub öylece durmasında bana hayret geldi. Bu husus içün iki defa hatt yazmam iktiza etmez (gerekmez) idi. Senin sadakatinin muktezası (gereği) bundan agahın (haberin) olmadığı malumdur. Mimar Ağanın işgüzarlığının semeresidir (sonucudur). Güzelce çağurub bazını yıkub bazını bir nizam-ı alemden olmadığı dirayetin muktezası malumundur. Gönderdiğin telhiste müekkir ferman-ı ali ısdarıyla tenbih olunduğunu iş'ar etmiş idin. Mahzuru var ise niçün ifade olunmadı? Vaki hali taraf-ı mülukâneme arz ve telhis eyleyesin.

Popüler İçerikler

Montella Görevini Bırakırsa A Milli Takım'ın Başına Kim Geçmeli?
Meteoroloji 49 Kente Fırtına Uyarısı Verince Hava Forum 58 Kilo ve Altında Olanları Tiye Aldı
'Atatürk' Yorumu Büyük Tepki Çekmişti: İlber Ortaylı'dan Daron Acemoğlu'na Tarih Dersi!
YORUMLAR
06.01.2018

Keşke tercümenin de tercümesi olsaymış admin bu ne hshsjw

Tercüme değil bu. Arapça yazı karakterleri kullanılan Osmanlıca diye tabir edilen ağdalı ve bol miktarda Arapça-Farsça kelime içeren saray Türkçesinin günümüz Türkçesi yazılırken kullanılan Latin harfleri ile yeniden yazılmış hali. Görüldüğü üzere cümle kurma şekli aynı, kelimeler farklı.

06.01.2018

Ayrıca radikal dönüşüm ve değişimlere imza atmaya çalıştığından ötürü, günümüz İslamcıların o zamanki dedeleri tarafından "Gâvur Padişah" lâkabını almıştır.

Pasif Kullanıcı
06.01.2018

okumadım çok uzundu hadi bb

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ