Unicornlar Gerçekten Var mıydı? Ameliyatla Tek Boynuzlu At Yaratmaya Çalışan Adam

Modern toplum tek boynuzlu atları var olmayan efsanevi yaratıklar olarak kabul ediyor. Bununla birlikte bazı tarihçiler aksini iddia ediyorlar. Çok eski zamanlarda yazılmış olan bazı kaynaklarda unicornlardan bahsedilmesi nedeniyle kimileri geçmişte var olduğunu ve soylarının tükendiğini iddia ediyor.  Bazı bilim insanları ise unicornları yeniden üretmek için birçok deney yapmış. Yapay ortamlarda tek boynuzlu at geliştirebilmişler mi öğrenelim...

Tek boynuzlu atlar tarih boyunca hep merak edilen bir konuydu.

19. ve 20. yüzyıllarda, tek boynuzlu atlar yetiştirmeye çalışan birkaç doktor vardı ve onlardan biri bunu gerçekten başardı Oberon Zell. Ondan bahsetmeden önce gelin unicornların tarihçesine bir bakalım...

MS 1500 yıllarına ait Tek Boynuzlu At Duvar Halıları bulunması varlıklarını tartışmalarının başlıca sebeplerinden. Bu eserler klasik unicornun arketipini yansıtıyor. Uzun yeleleri ve beyaz renkleri ile cezbedici görünüyorlar. Boğa veya taurin atları, başta İndus Vadisi olmak üzere Tunç Çağı'ndan kalan hemen hemen her görüntüde tasvir ediliyorlar. Sadece Avrupa değil Asya kaynaklarında bile.

Tek boynuzlu atlar Orta Çağ'da oldukça ünlüydü.

Var olmuşlarsa bile onları yok ettiği düşünülen tufan en az 6 bin yıl önce meydana geldi. Varlıkları hakkındaki argümanlar kişiden kişiye değişebilse de, gerçek şu ki, fosillerinin bulunduğunu iddia edenler var. Ancak bunun için bazı potansiyel açıklamalar da mevcut.

Tek boynuzlu atın gerçek kökenleri bilinmemekle birlikte, yaklaşık 4 bin yıl önce Mezopotamya ve İndus Vadisi'nin heykellerinde, silindir mühürlerinde ve kabartmalarında yaygın olarak temsili geçen bir varlık.O zamanlarda insanların gördüklerini çizdikleri hesaba katıldığında sorgulamamak elde değil elbette.

Bu yazıtlardaki okunamayan şifreli mesajlar çözüldü.

Son zamanlarda bu şifreli görüntülere eşlik eden yazıtlar nihayet okunabildi. Arkeologlar eski sanatçıların iki boynuzlu hayvanları sadece bir boynuzu varmış gibi tasvir ettiklerini düşünüyor. Yine de, hem iki hem de tek boynuzlu canavarları tasvir eden çok sayıda resim mevcut. 

Peki, tarihlerine ve belirsiz varlıklarına rağmen bu atlara takıntılı olan bir adam tek boynuzlu at yetiştirmek için cerrahi olarak en fazla ne kadar ileri gitmiş olabilir?

Oberon Zell, ya da Unicornların Tanrısı

Bazıları Zell'i sadece hayalperest bir deli olarak görüyordu ancak aslında edebiyat eğitimi almakla kalmayıp farklı bilimler üzerine kendi kitaplarını yazan bir bilgindi.

1961'den 1965'e kadar Westminster Kolejinde çalışırken Fulton, Missouri Psikoloji, Sosyoloji, Antropoloji ve Tıp Öncesi alanlarına yoğunlaşmıştı. Eğitimine St. Louis'deki Washington Üniversitesi'nde devam etti ve burada Klinik Psikoloji alanında uzman oldu.

Sonraları Zell unicornları bir takıntı haline getirdi.

Tek boynuzlu atlara olan takıntısı 1970'lerde Son Tek Boynuzlu At Peter S. Beagle'ın fantastik romanıyla başladı. Tek boynuzlu atların bir zamanlar Dünyamızda dolaştığı ve çeşitli nedenlerden dolayı soylarının tükendiği ideolojisi, onu adeta kendine bağlamıştı.

Cerrahi müdahaleler ile unicorn üretme çabasına girişti.

Oberon Zell'in tek boynuzlu atlar yaratma hikayesi, 1970'lerin sonlarında ve 1980'lerin başlarında çok popülerdi. Yarattığı cerrahi prosedür, aynı zamanda tek boynuzlu atlar yaratmaya çalışan Dr. Franklin Dove'dan ilham alınarak ortaya çıktı ancak tıp o zamanlar o kadar gelişmiş değildi. 

Öncelikle atın boynuzunu uzatmak hedefleniyordu. 

Mayıs 1936 tarihli dergide Dr. Dove tek boynuzlu at yetiştirmek için çeşitli çabaların izini sürdüğü, ancak hepsinin başarısız olduğu 'Muhteşem Tek Boynuzlu Atın Yapay Üretimi' başlıklı bir makalede yazmıştı.

Bu yöntem başarısız olunca da pes etmeyerek başka yöntemler denedi.

Sonrasında yeni doğmuş bir hayvanın boynuz tomurcuklarının olağan yerlerinden hayvanın kafatasının önündeki merkezi bir konuma aktarıldığı cerrahi bir süreçle yaratılması planlandı. Gelişimin ilk haftasında boynuz tomurcukları sadece cilde bağlı olduğu ve kafatasına bağlanma daha sonra başladığı için bu deney de başarısız oldu.

Hayvanların zihinsel ve fiziksel yeteneklerini en üst seviyeye çıkarmak istiyordu.

Çalışmalar arasında boynuz tomurcuklarının kafatasının önüne nakledilmesi veya boynuz tomurcuğunu barındıran kanatların nakledilmesi yer alıyordu. Deney yalnızca büyükbaş hayvanlar üzerinde gerçekleştirildi. Atlar sığırlar, antiloplar, koyunlar ve keçiler.

İşleri daha basit bir ifadeyle ifade etmek gerekirse, örneğin keçiler büyüdükleri gibi iki boynuz yerine kafatasının ortasında bir boynuz yetiştirmek için kullanılmış ve cerrahi olarak değiştirilmişti. Zell'in hikayelerine dayanarak yapılan prosedürlerin çoğu başarısız oldu.

Sonunda deneylerden biri pozitif sonuç verdi.

Deneyler sonucunda gerçekten de bir atın boynuzunu uzatıp unicorn görüntüsü yakalamayı başardı ancak ne at zihinsel olarak daha zekiydi ne de kanatları vardı. 

Yine de bu başarıdan sonra, Zell dünyaya onların gerçekten var olduğunu göstermek istedi ve bunu Ringling Bros / Barnum & Bailey Circus ile düzenlediği sergilerle duyurdu. Atların uçamadığını gören insanlar hayal kırıklığına uğramıştı ve zaman içerisinde hikayesi de unutuldu.

Bu içerikler de ilginizi çekebilir:

Daha Önce Hiçbir Yerde Duymadığınızı İddia Ettiğimiz Her Biri Birbirinden Etkili 19 Psikolojik Gerçek
Bu Kez Firavunlar Değil! Sıradan Biri İçin Hayat Nasıldı? Antik Mısır'ın Bilinmeyen 12 Gerçeği
Dedikoduyu Hem Yapmamak Hem de Etkilerinden Korunmak İçin Kulanabileceğiniz Taktikler

Popüler İçerikler

Volkan Demirel, Elini Sıkmadığı Şenol Güneş'le Arasında Geçen Diyaloğu Anlattı
Serdal Adalı, Ricardo Quaresma'ya Jübile Yaptıracağı Tarihi Açıkladı
İstanbul Boğazı'nın En Pahalı Yalısında Fiyat Güncellemesi: Değeri Tam 120 Milyon Euro