CHP İstanbul Milletvekili CHP örgütüne mektup yazarak, 8 Mayıs’ta MYK’dan ayrıldığı tarihe kadar geçen 22 aylık süreçte gerçekleştirdiklerini anlattı.
CHP İstanbul Milletvekili Umut Oran, CHP kurultay delegeleri, Parti Meclisi (PM) üyeleri il başkanları ve CHP milletvekillerine bir mektup yazarak son kurultaydan buyana geçen 22 aylık süreçte Genel Başkan Yardımcısı olarak görev yaptığı dönemin hesabını verdi. Oran, 5’li komisyon olarak bilinen yerel seçim komisyonuna dair getirilen eleştirilere de kendi cephesinden yanıt verirken, MYK’daki görev değişikliklerinde Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun daha farklı bir üslubu tercih etmesi gerektiğini ifade etti.
CHP PM Üyesi, İstanbul Milletvekili Umut Oran’ın söz konusu mektubu CHP örgütüne 28 Mayıs 2014 tarihinde gönderdiği öğrenildi. Edinilen bilgiye göre Umut Oran’ın mektubu şöyle:
“34. Olağan Kurultay’da göstermiş olduğunuz teveccühle Parti Meclisi’ne seçilmemden sonra İdari ve Mali İşlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı görevini üstlendiğim Ağustos 2012 tarihinden görevi devrettiğim güne kadar, yaklaşık 2 yıldır sürdürdüğüm tüm çalışmalarda şahsıma gösterdiğiniz güven ve verdiğiniz destek için size teşekkür ederim.
Bu dönemde sizlerin desteği ve onayıyla parti tarihimizde ilk kez “Mali Demokrasi” adını verdiğimiz objektif ölçütlere dayanan, saydam ve hesap verebilir yeni bir mali sistem kuruldu. Tüzüğümüz uyarınca örgütlerimize ayrılması gereken yüzde 40 hazine yardımından hangi örgütümüzün ne kadar pay alacağı adil biçimde belirlendi. 81 il ve 919 ilçe örgütümüzün alacakları paylar temsil ve performans niteliklerini ölçen beş kritere göre dağıtıldı. Sene başında her örgütümüze yıl içinde ne kadar bütçe tahsis edileceği bildirildi, bu paylar 3 ayda bir doğrudan kendilerine ödendi.
Sistemin daha güçlü şekilde uygulanması için örgütlerimizden gelen talepler doğrultusunda 2014 yılı başında örgütümüzün yıllıkkiralarının tamamı Genel Merkez’den ödendi, örgütlerimize güçlü bir destek verildi, zaman zaman yaşanan kira borcuna bağlı sorunlar da ortadan kaldırıldı.
22 aylık görev süremde temel değerlerimiz çerçevesinde bir diğer önemli adımı atarak, Genel Merkezimiz 2 kere bağımsız mali denetimden geçirildi ve hesaplarımız onaylandı. Yine bu dönemde partimizin hesapları 3 ayda bir chp.org.tr üzerinden tüm örgütümüze ve kamuoyuna sunularak halkımızın ve örgütümüzün denetimine açıldı.
Sistem çerçevesinde örgütlerimizin altyapı ihtiyaçlarını güçlendirmek için de 23 gayrimenkul alımı yapıldı, 14 ilçe ve 9 il başkanlığımızın kullanımına tahsis edildi. İl örgütlerimize 46 ve ilçe örgütlerimize 32 adet olmak üzere toplam 78 taşıt alımıgerçekleştirilerek örgütlerimize verildi. 2014 yılı başında tüm örgütlerimizin ihtiyaçlarını gidermek için bilgisayar ve internet alt yapısı güçlendirildi, 354 adet bilgisayar alımı yapıldı.
Geçen 22 ay zarfında, sizlerin desteği ve onayıyla kurumsal alanda da köklü değişiklikler yapıldı, yönetim standartları belirlenerek hayata geçirildi, kurumsal bir dönüşüm başlatıldı. İş yeri güvenliği ve sağlığı alanında gereken adımlar atıldı. Yine bu dönemde kurumsal bir hukuk birimi kuruldu.
Partimizin ilkeleri doğrultusunda taşeron işçiliğe de son verildi, partimiz bünyesinde taşeron statüsünde hizmet vermekte olan 37 çalışanımız, sözleşmeli ve sendikalı personel olarak işe alındı. Genel Merkez binamız da yenilendi, halka açık ve daha saydam bir hale gelmesi için çalışmalar başlatıldı, açık müze uygulamasına geçildi. Ayrıca engellilerin daha fazla faydalanabilmesi için binamız kamu kurumlarına dahi örnek olacak seviyede engelsiz erişim standartlarına kavuşturuldu.
Bütün bu adımlar, sizin desteğiniz, katkınız ve iradenizle atıldı. Partimize tüm bu hizmetleri yaparken her zaman sizin desteğinizi yanımda hissettim, her adımda sizlerin vermiş olduğu görev ve sorumluluğun bilinciyle hareket ettim.
Parti Meclisimizin verdiği yetki, MYK’nın onayı ve Sayın Genel Başkanın Başkanlığında kurulan Yerel Seçimler Komisyonu’nda da bu ilkelerden asla ayrılmadım. Komisyonun çalışma şeklini ve işleyişini bilmeyenler tarafından yapılan haksız eleştirilerin aksine, ilgili komisyon bir mutfak çalışması yaparak, akıl ve bilimi kullanarak yerel seçime girilecek noktalarda aday belirleme kriter ve yöntemlerini saptamakla görevlendirilmiştir. Kişisel ilişkilerle isim belirleme yerine kurumsal bir sistem çalışması ilk kez hayata geçirilmeye çalışıldı. Komisyon çalışması kapsamında da isimler değil, aday belirleme yöntemi saptanmıştır. Eğilim yoklaması, öneleme, kamuoyu yoklaması, merkez ataması gibi yöntemlerden hangisinin nerede uygulanması gerektiği yönünde bir çalışma yapılmıştır. Bu kapsamda ilgili il milletvekilleri, il başkanları, o ilden sorumlu Parti Meclisi üyeleri ve belediye başkanlarının görüşleri alınmıştır. Katılımcı ve çoğulcu bir süreç sonunda Sayın Genel Başkanın onayıyla belirlenen öneriler önce MYK’ya sonra PM’ye sunulmuş, bu kurumların tartışmasına açılmış, daha sonra bu öneriler oylanarak değiştirilmiş veya onaylanmıştır. Gerçekte, komisyon üyelerinin seçim başarısı veya başarısızlığından kaynaklanan sorumluluğu, bir PM üyesi olmak sıfatından daha eksik veya fazla değildir.
Bu çalışma döneminde, hiçbir zaman şahsi bir çıkar peşinde koşmadım, sizlerin iradesi ile orada bulunduğumu, sizlere hesap vermek zorunda olduğumu asla unutmadım. Adam kayırmacılık yapmadım, tarafsızlık ilkesinden asla sapmadım, bir hakim titizliği ile çalışmalarımı sürdürmeye çaba sarf ettim. Partimizin en iyi adaylarla en yüksek başarıyı alması için mücadele verdim.
Son MYK’da yeniden görev almamamın komisyonda yer almam ya da genel performansımla ilgili bir tercih olduğunu düşünmüyorum. Ne yazık ki görev değişikliği süreci ve yönteminin basında ve kamuoyunda gereksiz tartışmalara yol açacak şekilde yapılması hem partimizin hem de önceki MYK üyelerinin gereksiz ve haksız yıpranmalarına neden olmuştur. Her ne kadar tüzüğümüz gereği Sayın Genel Başkanın Parti Meclisi içerisinden istediği kişilerle birlikte çalışma veya değiştirme hakkı olsa da, görevden alınacak MYK üyelerinin itibar ve kişilik haklarının da gözetilmesi doğru olacaktır. Bu hassasiyetin bundan sonra gösterilmesinin daha yararlı olacağı kanısındayım.
2012 yılı Temmuz ayında gerçekleştirdiğimiz 34. Olağan Kurultayda 786 delegemizin iradesiyle en yüksek oyu alan üçüncü isim olarak bana verdiğiniz bu onurlu görevi hakkıyla yerine getirmek için tüm gücümle çalıştığımdan emin olmanızı isterim. 2 yıllık sürenin sonunda sizlere hesap verme sorumluluğunu hissettiğim için bu mektubu kaleme aldım. Devam eden Milletvekilliği ve Parti Meclisi Üyeliği görevlerimde de bugüne kadarkinden daha yüksek bir azimle ülkemiz ve partimiz için çalışacağımı bilgilerinize sunarım. Saygılarımla”