Antik Yunanlılar, yaratıcılığın Tanrılardan, özellikle de ilham perilerinden geldiğine inanıyorlardı. Peki siz ilham perilerine inanıyor musunuz? Yaratıcılık deyince sizin aklınıza kimler geliyor? Beethoven, Mozart, Leonardo Da Vinci, Van Gogh, Ernest Hemingway, Virginia Wolf, Albert Einstein, Thomas Edison. Yaratıcılık kelimesi acaba bize daha çok görsel sanatçıların, bestecilerin, şairlerin, yazarların imgelerini mi çağrıştırıyor? Einstein gibi bilim insanları veya Thomas Edison gibi mucitlerin ortaya çıkardıkları yaratıcılık ürünü değil midir? Yani aslında bence, ister resim yapın, ister uzay mekiği yapın her şey özünde aynı yaratıcı kapasiteden kaynaklanıyor. Bu ünlü isimlerin üstün yaratıcılıklarına ek olarak, ortak bir yanlarının daha olduğu iddia edilmiş. Sizce bu ortak yan ne olabilir? Hepsinin psikolojik sıkıntı ve rahatsızlıklardan muzdarip olmaları. Yaratıcılık ve psikolojik sıkıntılar arasında bir ilişki olduğuna dair varsayımı araştırmak için bilimsel çalışmalar yapılmış ancak bulunan sonuçlar bu hipotezi destekler nitelikte çıkmamış. Hatta psikolojik rahatsızlığı olan sanatçıların rahatsızlandıkları dönemlerde en iyi işlerini çıkaramadıkları gözlenmiş. Aristoteles 'Hiçbir büyük dahi, bir delilik gerilimi olmadan var olmamıştır' demiş. Onlarca yıl yaratıcılık ve deha arasındaki ilişki de deneysel araştırmalara konu olmuş ancak bununla birlikte, bu yapıların nasıl ilişkili olduğu konusunda da henüz bir fikir birliği oluşmamış. 1921 yılında Psikolog Lewis Terman tarafından başlatılan uzun soluklu bir deney, dehanın yaratıcılık için ön koşul olmadığını açık bir biçimde ortaya koymuştur.
Şu bir gerçek ki yaratıcılık aynı düzeyde olmasa da hepimizde var olan bir yeti. Yaratıcılık yalnızca çocuklara veya yaratıcılığı kariyere dönüştüren kişilere özgü bir yeti de değil. Günlük yaşamımızdan örnek verecek olursam akşam yemeği için sofra/yemek sunumu hazırlamak da bir yaratıcılık, buzdolabında hiç malzeme yokken çocukların öğle yemeği için doğaçlama nefis bir şey bir araya getirmek de yaratıcılık.
Yapılan psikolojik araştırmaların sonuç vermemesinin ana nedeni, yapılan hiç bir çalışmanın diğer psikologlar tarafından yöntemsel olarak geçerli kabul edilmemesidir. Sanatçılara dair üretilen "deli-dahi" miti her zaman insanlara çekici gelmiştir bu olgu öylesine kemikleşmiştir ki bazı sanatçılar deli rolü yaparak ünlenmeye çalışmışlar ve hatta bazı araştırmacılar sanatçılara varolmayan psikolojik rahatsızlıklar atfetmişlerdir. Psikopatoloji ve sanatsal yaratıcılık ilişkisi üzerine yüksek lisans tezi yazmış biri olarak şunu söyleyebilirim böyle bir ilişkinin var olup olmadığı sorusunun cevabının bulunması şu an için mümkün görünmemektedir, en azından bu cevabı bulacak olan "psikoloji bilimi" değildir.