Hayatın tüm alanlarında insanın güzeli arama çabası yok mudur sizce de? Örneğin mimaride... Her ne kadar temel amaç ve işlev, barınma olsa da süslemeye yönelik çeşit çeşit mimari tarz ve stiller görürüz etrafımızda. Peki, ama neden? Güzellik bizi saniyeler içinde zamanın durduğu ve dünya ile bir olduğumuz bir yere götürür. Yaşadığımızı hissettirir. Bize ilham verir ve bizi daha iyi olmaya, daha iyisini yapmaya iter.
Bir gül, gün batımı, gökyüzündeki yıldızlar, dalgaların kıyıya vuran sesi, yeni kesilmiş çimen kokusu ne kadar güzeldir. Sağlıklı, gür, yeşil bir ağaç güzeldir. Peki, bükülmüş, eğri büğrü gövdesi olan bir ağaç güzel midir? Bu gövdede de belirli
bir güzellik ve bu güzellikle birlikte bir yaşanmışlık yok mudur sizce? Ya da resim sanatından yola çıkarsak Rönesans dönemindeki güzellik anlayışına baktığımızda soluk tenli, küçük göğüslü kadınlar “güzel”dir.