Umut Nur Sungur Yazio: Çıplaklık-Nü: Sanatta Çıplaklığın Amacı Nedir?

İlk insanların ne zaman çıplak dolaşmaya son verip, hayvan postu ile vücutlarını örttüklerini tam olarak bilemesek de günümüzde hala yaşamlarını çıplak olarak sürdüren kabileler olduğunu biliyoruz. Hepimizin bir bedeni var ve hepimiz çıplak doğuyoruz. Kendimizi doğaya karşı koruyabilmek için de giyiniyoruz. Zaman ilerledikçe giyinmek, statüyü, bir kültürü, ideolojiyi veya bir gücü sembolize etmeye başlamış ve çıplaklık, dini, toplumsal ve kültürel olarak utanılası bir durum konumuna gelmiş. Rahatsız edici ve üzücü durumlardan biri ortaçağda ve daha sonra da 2. Dünya Savaşı Almanya’sında toplama kamplarında insanların bedenlerinin yok edilmeden önce zorla teşhir edilmesidir. Çıplaklık bir cezalandırma, aşağılama, utandırma, işkence yöntemi olarak kullanılmıştır.

Çıplaklık; çıplak olma, giysisiz olma durumu, doğal, doğduğu anki durum, insanın kendisi olması, süssüz, yalın olma, apaçık-gizli yanı olmamak olarak tanımlanabilir.

Sanatta çıplaklık ya da nü belirli bir şekilde poz vermeyi gerektirir ve izlenmek üzere ortaya konan bir nesnedir. Bize insan bedeninin güzel-grotesk, masum-cinselleştirilmiş olabileceğini gösterir ve tüm sanat eserleri gibi bir ayna görevi görerek bizi düşünmeye iter.  Nasıl ki, doğa, geometrik şekiller, hayvanlar sanatın konusu ise çıplak insan bedeni de sanatın konusu olmuştur. Ve çıplak beden tensel değil, estetik ve görsel bir  unsurdur.

İngiliz sanat tarihçisi Kenneth Clark “Nü” isimli kitbında çıplaklığın giysisiz kalmak olduğunu ve çıplak olmanın (nakedness) utanç uyandıracak bir soyunmuşluk hali olduğunu söyler.  “Nü” (nude) nün ise çıplaklığın sanatsal ifade biçimi olduğunu, çıplak bedenin belli sanatsal geleneklerle yeniden biçimlendirilmiş ideal görüntü olduğunu belirtir. İngiliz sanat eleştirmeni John Berger ise “Görme Biçimleri” adlı eserinde çıplaklığı insanın kendi olmasına benzetir; maskesiz olmaya, saklanmamaya. Nü’lüğün bir çeşit giyiniklik olduğunu  ve bedenin nesneleştiğini belirtir.

Sanatta çıplaklık, insanlık tarihi kadar eskidir ve tarihe damgasını vurmuş sanat eserleri arasında pek çok nü eser bulunmaktadır.

Willendorf  Venüsü

Nü eserler zaman zaman skandallara sebep oldukları gibi, günah sayılıp yasaklanmış veya erotik ve tehlikeli olarak görüldükleri için misafirlerin varlığında üzerleri perdelerle örtülmüştür.

  • İlk nü eser 1908 yılında arkeolog Josef Szombathy tarafından keşfedilen ve küçük bir kadın bedeni heykelciği olan Willendorf Venüsü’dür (yaklaşık M.Ö 25000).

  • Eski Mısır ve Mezopotamya’daki nü figur ve resimler çıplaklığın o dönemde yüksek sosyal statüye sahip herkes için büyük bir utanç kaynağı olduğunu ve düşük statü göstergesi olarak görüldüğünü göstermektedir.

  • Antik Yunan da tanrılar, erkek kahramanlar, sporcular ve savaşçılar çıplak tasvir edilir, tanrıçalar drapeli kumaşla örtülü şekilde yontulurdu. İlk gerçek boyutlu çıplak kadın heykeli Praxiteles tarafından yapılan Afrodit’dir (M.Ö. 360-340). Çıplak kadın figürler Helenistik dönemde daha yaygın hale gelmiştir.

  • Ortaçağ'da sanat dini amaçlarla yapıldığından ve çıplaklık günah sayıldığından sanattan çıkarılmış  sadece dini ikonalar İsa, emziren Meryem ve Adam ile Havva çıplak resmedilmiştir.

  • Antik çağdan sonra yapılan ilk çıplak heykel ise Rönesans döneminde Donatello’nun yaptığı David heykelidir.

Bu dönemdeki bilinen en ünlü nü eserler arasında Michelangelo’nun David’i Botticelli’nin Venüs’ün Doğuşu tablosu vardır.

David - Donatello

  • Maniyerist dönemde, çıplak resimler tüm kısıtlamalardan ve dini düşüncelerden sıyrılmıştır.

  • Barok dönemde sanatçıların nü’ye bakışı değişmiş ve daha doğal, daha az idealize edilmiş beden tasvirleri yapılmaya başlamıştır.

  • Rokoko dönemindeki örnekler daha dekoratif ve eğlenceli bir tarza dönmüştür.

  • Goya’nın Çıplak Maja’sı klasisizmden kopuşu temsil ederken, Edouard Manet’nin Olympia’sı sanat dünyasındaki en büyük meydan okumalardan biri olarak modern sanat tarihine geçmiştir.

  • 20.yüzyılda dışavurumcuların eserlerinde figürlerin yüz ifadeleri ve beden duruşlarındaki değişim çıplaklığın yalnızca izlenilen bir biçim değil, aynı zamanda sanatçının duygusal konumunu da yansıtan bir araç haline gelmesini sağlamıştır.

  • Türk resminde ilk nü eserler Halil Paşa'nın, İbrahim Çallı’nın çalışmaları olmuş ve Namık İsmail, Cemal Tollu, Melek Sofu, Naci Kalmukoğlu, Mihri Müşfik’in çalışmaları da onları takip etmiştir.

Tarih boyunca sanatta çıplaklık kavramı çoğunlukla kadın-kadın bedeni odaklı olmuş.  Feminist sanatçı grubu Gerilla Kızlar’ın 1989 yılındaki bir işi “Kadınların Metropolitan Müzesi’ne girebilmeleri için illa ki çıplak mı olmaları gerekir?” sorusunu sorar. Bence yerinde bir sorudur. Metropolitan Müzesi’nin modern sanat bölümünde koleksiyonu oluşturan eserlerden yalnızca %5’inin kadın sanatçılar tarafından yapıldığını ancak çıplak konusunun işlendiği eserlerdeki modellerin yüzde 85’inin kadın olduğuna vurgu yaparlar.

Gerilla Kızları, sanat dünyasını kadınlara ve diğer azınlıklara yönelik saygısızlığından dolayı utandırmaya çalışmıştır.

Bir dahaki sefer nü bir sanat eseri gördüğünüzde kendinize şu soruları sorabilirsiniz; “Resmedilen nünün cinsiyeti farklı olsa bu nasıl bir fark yaratırdı, tepkim farklı olur muydu?” ve “Nünün daha gerçekçi yada daha idealist resmedilmesi tepkimi nasıl değiştirirdi?”

Peki sizce sanatta çıplağın amacı nedir? Şok etmek, hayranlık uyandırmak, canlandırmak...

Web

Instagram

Popüler İçerikler

Eski Bakan Işın Çelebi'den Fenerbahçe'ye Sert Yanıt: ''Devletin İmkanlarını Kullanıp ‘Yapı’ Diyemezsin''
Üç Milyon Emekliyi Bekleyen Tehlike: 2025'te 12 Bin 500 TL Maaş Almaya Devam Edebilirler!
Galatasaray'ın Yıldızı Osimhen İçin Fenerbahçe Napoli ile Temasa Geçti