İlk insanların ne zaman çıplak dolaşmaya son verip, hayvan postu ile vücutlarını örttüklerini tam olarak bilemesek de günümüzde hala yaşamlarını çıplak olarak sürdüren kabileler olduğunu biliyoruz. Hepimizin bir bedeni var ve hepimiz çıplak doğuyoruz. Kendimizi doğaya karşı koruyabilmek için de giyiniyoruz. Zaman ilerledikçe giyinmek, statüyü, bir kültürü, ideolojiyi veya bir gücü sembolize etmeye başlamış ve çıplaklık, dini, toplumsal ve kültürel olarak utanılası bir durum konumuna gelmiş. Rahatsız edici ve üzücü durumlardan biri ortaçağda ve daha sonra da 2. Dünya Savaşı Almanya’sında toplama kamplarında insanların bedenlerinin yok edilmeden önce zorla teşhir edilmesidir. Çıplaklık bir cezalandırma, aşağılama, utandırma, işkence yöntemi olarak kullanılmıştır.