Düşmanımız ki? Yel değirmenleri ile mi savaşıyoruz? Don Kişot muyuz? Kimden nefret ediyoruz ve gerçekten bu nefret, safların sıklaşmasına fayda sağlıyor mu? Hadi fayda sağladı diyelim, kime ve nasıl fayda sağlıyor.
En üzücü olanı da sadece bunları yazdığım için bir mihrak hâline geliyor muyum?
Nefret en masum hâliyle bile insanları birbirlerine yaklaştırmıyor. Sadece senin gibi olmayanı anlamak buna yarayabilir. Bu ülkenin nefrete geçici olarak gark olmuş insanlarının, tüm kalpleriyle komşularını yeniden sevmeye (en azından nefret etmemeye) başlamasını diliyorum.
Master Yoda’nın dediği gibi:
“Korku karanlık tarafa geçiş yoludur. Korku öfkeye dönüşür. Öfke nefrete… Nefret ise acı çekmeye yol açar.”
iste bu yuzden hemen suan daha cok insanin kendine bakmasi, kendini gormesi, kendini anlamasi, anlamdirmasi cok onemli. bu kadar disariya bakarsan, iceride olana korlesirsin. sonra kendini bilmez olur, kendini ayri sanarsin. ayri sandikca korumaya calisir, duvar orersin. zaten bakabilmek cesaret isiydi, simdi birde duvari yikmak cikti, o kadar yaptim duvari kalsin iyidir dersin. o duvarlarin arasinda kendini de etrafi da goremez hale geliverirsin. sonrasini yazmissin zaten umut kisa, korkarsin , korktukca ofkelenirsin, ofkelendikce nefret edersin, nefret ettikce aci cekersin... duvarlarin arasindayim aci cekmiyim de ne yapayim dersin ustune birde.....