Belki hatırlarsınız; işaret parmağını ve orta parmağını arkada çapraz olarak
birleştirmek. Bunu yaptığınızda rahatça yalan söyleyebilirsiniz. Nasıl olsa, yasak, yanlış ya da günah gibi kavramlardan muafız!
Peki yalan söylemek genelde baş ağrısı yaratsa ya da sorun çıkarsa da neden yalan söylüyoruz?
En önemli sebep çıkarlarımızı savunmak, kaybetmeyi istememek ya da daha fazlasını elde etmek istemek. Sonuçta kazanmamız gerekiyor.
Yıllar önce “Yalanın İcadı” adında bir film izlediğimde aklıma ilk gelen “Dünyada yalan olmasaydı ne olurdu?” sorusu olmuştu. Mesela bir kızla ilk defa buluştuğunuzda, gerçek amacınızın ”Onunla yatmak!” olduğunu söylemek daha mı güzel bir dünya yaratırdı?
Bence hayır, çünkü yalanı seviyoruz. Faydaları var. Halbuki gerçekler öyle mi? Gerçekler bazen herkesin canını bile yakıyor.
Filmin beni etkileme nedenlerinden biriyse “Başka bir müteşebbis tarafından yalan söylenerek kazıklanmış olmak ve ciddi bir zarara uğramak!”tı. İnsanın başına böyle bir şey gelince sorumluluk sahibi biri olarak bunu nasıl engelleyeceğini düşünmeye başlıyorsun. Bilmiyorum, siz de kazıklanma hissini hiç bu kadar derin yaşadınız mı?
Bazen kendimizi korumak için, bazen de karşımızdakini korumak için yalan söylüyoruz ama bu yalanların insanları ne kadar zarara uğratabileceğinin farkında olamıyoruz. Bunu ilk fark ettiğimde (!) ben de bu işi nasıl yapabileceğimi yani insanları nasıl okuyabileceğimi araştırmaya başladım.