Hayvanların insanlara eğlence sunması nedeniyle gösterimi yüzlerce yıldır devam etmektedir. Hayvanat bahçesi dediğimizde de genellikle aklımıza bir kafesin arkasında yer alan goriller, aslanlar veya kuşlar gelir. Her birimiz yine empati yapar ve acılarını sonuna kadar hissederiz. Ancak ya bir evde olan, tasmayla dolaşmak zorunda olan köpekler, evlerde kafeslerde yaşayan kuşlar, hamsterlar…
Onlar da o kadar farklı mı? Çoğu insanın buna “Evet ama sokakta yaşayamazlar.” dediğini duyuyorum ancak dünyada çok gelişmiş ve bazı hayvanların neslini devam ettirmek için çalışan bilimsel araştırma yuvası ve onları doyurabilmek ve güçlü tesislerini ayakta tutabilmek için ziyaretçilerden gelecek gelire bel bağlamış yüzlerce hayvanat bahçesi var. Bunu geride bıraksak bile bir tavuk çiftliğinde ya da entansif tarım yapılan ve boğazlarından antibiyotikle dolu yiyecekleri bir huniyle alan kazların yaşadığı çiftlik daha mı az acı doludur. Bana sorarsanız Washington Smithsonian Ulusal Hayvanat Bahçesi’nde yaşamaya karşı Nazi Toplama Kampı sayılabilecek bir çiftlikte yaşamaya tercih edebilirdim. Hayvanların doğada yaşamayı tercih ettiğini varsayıyoruz ama bundan o kadar emin değilim. Çoğu insan yemek bulabileceği, çiftleşebileceği ve doktor imkanlarının olduğu beyaz yakalı ve bordro karşısında özgürlüğünü satabilirken, neden bir şempanze çiftleşebildiği, hiç aç kalmadığı ve bir ağaçtan diğerine atlayabildiği ve asla bir kurt tarafından korkuyla var olmayacağı bir dünyayı seçmesin.
Üstelik, Smithsonian Ulusal Hayvanat Bahçesi gibi bir yerdeki ortalama bir şempanze ömrü doğadakinden çok daha uzun. Bundan daha önemli sorun ise kanunun nasıl kaleme alınacağı. Mesela şöyle bir madde gerçekten işimize yarar mıydı? “Hiçbir hayvan kapalı alanda bulunamaz ve ticari olarak sömürülemez.” Bu maddenin birçok çiftçinin canını acıtacağına eminim.
bence, vegan, vejetaryen ya da peskataryen olmak insanların kendi seçimiyken "inekleri kesiyoruz ama" gibi bir önerme doğru olamaz. Et yemek ya da yememek insanın kendi seçimiyken, hayvanlara iyi davranmak kesinlikle bir seçim olmamalı. Türkiye'de bu yasa çıksa, zorlanır mıyız sizce acaba kim ceza alacak diye? Her gün pati kesme, tecavüz, sopayla dövme, kafasına sıkma haberlerinden bıkmadınız mı? Ceza alacak kişiler gayet belli değil mi? Hayvanat bahçelerinin ve su parklarının gerçeklerini bilmeyen yoktur mesela hele hele sirklerin. Gitmeyin? Bir kere bile gitmedim, canlı fili görmüşüm görmemişim ne sanki? Hayvanın oradaki acısına, hasretine, yalnızlığına neden demir parmaklıklar ardından bakıp gitmek insanların hoşuna gidiyor, anlamıyorum. Daha bu konularda gidecek çok yolumuz olduğu kesin, ama kesinlikle bir yerden başlamak lazım.
Kölemiz yaptığımız hayvanları eşitimiz olarak görmek istemiyoruz. Köle sahipleri de siyahi köleleri için böyle düşünmez mi? C.Darwin
ya seneler gecti, kapsamli, her sektoru tek tek ele alan bir yasa her gun 1 satir yazilsa simdiye cikmis olurdu. kimse ustune egilmek istemiyor nedeni bu.