Umut Kısa Yazio: Bin Erkeğe Karşı Bir Kadın!

Yıllar önce Yalova’nın Termal kasabasında “Kadınları Güçlendirme Programı” adı altında bir program yürütmüştüm. Dünya tatlısı kadınlarla girişimcilik konusunda çalışmıştık. Erkek hegemonyasından rahatsız olduklarını iletmişlerdi. Ben de onlara “Bu ilçenin en önde gelen ve girişimci kadınlarısınız ve bu ilçede iki binden fazla seçmen kadın vardır; isterseniz beraber olup bu ilçeye bir kadın başkan seçebilirsiniz.” demiştim. 

Annem güçlü bir kadındır, bu nedenle “kadın” benim için her zaman çok güçlü ve doğru kararları alan bir cinsiyet hâline geldi ve bir yeri yönetmeye babamdan çok annemi önerirdim. Çevremde, şirketimde yöneticileri ve çalışanları hep kadınlar arasından seçtim. Cinsiyet ayrımcılığı yaptığım için değil ama onlarla çalışmayı sevdiğimden, işbirlikçi gördüğümden, güvendiğimden… Herkesin başka deneyimi olabilir elbette…

Ancak bugünün Türkiyesi’nde erkek yönetiminden şikâyet eden kadınları anlamakta zorlanıyorum. Eğer sorun bu kadar büyükse “Neden kadın bir adaya oy vermiyorlar?”

Buna ilişkin şu itirazlar gelecektir eminim: 

Daha önce Tansu Çiller’i başbakan seçtik ama hiç de umduğumuz gibi çıkmadı. 

Türkiye’de binlerce erkek siyasetçi denendi ve nelerin olmadığını biliyoruz ama daha önce denenmiş tek bir kadın ile tüm kadın yöneticiler hakkında karar vermek zor değil mi? Üstelik erkek hegemonyası ile atanmış bir kadından bahsediyoruz. Süleyman Demirel onu seçmeseydi öne çıkamazdı, ben seçmenlerin oy verdiği ve yücelttiği demokratik bir kadından bahsediyorum. 

Seçtiğimiz liderin kadın olması değil insan olması daha önemli. 

Kesinlikle katılıyorum ama insan olanların bir yarısını (erkekleri) çok denedik, neden biraz da diğer yarısını denemiyoruz?

Bir kadına oy verirsek önümüzde Meral Akşener’den başka seçenek kalmaz ki?

Bugün için böyle olabilir ve hatta Meral Akşener beğendiğiniz bir siyasetçi de olmayabilir ama kadınların bir kadına oy vermesinin amacı siyasi partilere, kadın bir lidere sahip olmanın “oy değeri” olduğunu göstermektir. Bu mesaj şu anlama gelir: Eğer önemsiyorsan sen de kadın liderleri aday göster! Üstelik diğer partiler de kadın bir lidere istedikleri zaman sahip olabilir. Belki yönetim şekline tam olarak onay vermediğiniz birine oy vermek durumunda kalabilirsiniz ama gerçekten yönetim şekline %100 onay verdiğiniz biri var mı? Hem gelecekte yönetim şeklini beğenebileceğiniz bir kadının önünüze lider olarak gelme şansı artar.  

40 milyon insan içerisinde bu ülkeyi yönetme nitelikleri olan tek bir kadın yok mu? 

Dünyanın her yerinde kadın ülke liderlerinin daha demokratik olduklarını, daha az savaşa sebebiyet verdiklerini, daha merhametli olduklarını ve daha iyi yönettiklerini görüyoruz. Bu neden benim ülkemde de olmasın? 

Size kadın liderler tarafından yönetilen ve işlerin iyi gittiği bazı ülkelerden bahsedeyim.  

Almanya: Angela Merkel 

Belçika: Sophie Wilmes 

Danimarka: Mette Frederiksen 

İzlanda: Katrin Jacobsdottir 

Norveç: Erna Solberg 

Slovakya: Zuzana Kaputova 

Estonya: Kertsi Kaljulaid 

Hırvatistan: Kolinda Grabar-Kitarovic 

Gürcistan: Salome Zurabishvili 

Singapur: Halimah Yacob 

Nepal: Bidhya Devi Bhandari 

Bangladeş: Sheikh Hasina Wajed 

Tayvan: Tsai Ing-Wen 

Yeni Zelanda: Jacinda Ardern 

Yıllar önce Dünya Kadınlar Günü’nde kadın bir topluluğa bir konuşma yapmıştım.  

Kadınlara şu soruyu sormuştum: “Aranızda Fenerbahçeli olan var mı?” 

Grubun bir kısmı el kaldırdı.  

Sonra da “Aranızda Galatasaraylı olan var mı?” dedim.  

Yine grubun bir kısmı el kaldırdı.  

En son “Aranızda hem Fenerbahçeli hem de Galatasaraylı olan var mı?” diye sordum.  

Grupta 4 kişi parmak kaldırdı. Bu sahneyi Türkiye’de erkeklerin oluşturduğu hiçbir grupta göremeziniz. 4 kişiye neden her iki takımı da tuttuklarını sorduğumda her birinin istisnasız cevabı şuydu:  

“Kocam Fenerbahçeli oğlum da Galatasaraylı, ben her ikisi de mutlu olsun istiyorum.” Aynı cevabın tam tersini söyleyen ya da iki oğlunu da desteklemeye çalışan kadınlar vardı. Kadınların çoğu; toplumda, ailede arayı bulmaya çalışan ve aileyi bir arada tutmaya çalışan bir rol üstleniyorlar.

Tam olarak bir liderin en çok önem vermesi gereken şey de bu değil mi sizce?

Bir sonraki seçimde yöneticisi kadın olmayan bir siyasi partiye oy vermeyeceğim. Bunu bir kampanya yapalım ve tüm partilerin “Kadın Lider”e sahip olmasının bir oy değeri olduğunu gösterelim. Bu çağrım aynı zamanda erkeklere de… 

Sevgili kadınlar neden birleşmiyorsunuz? Aklınız, bilgeliğiniz sizin için sorunları daha az hâle getirebilecek bir kadın lidere ihtiyaç duymuyor mu? 

Hadi birleşelim ve bir KADIN’ı bu ülkeye lider yapalım ve paylaşımlarımızda da #kadınyonetsin etiketi olsun.  

Facebook

Twitter

Instagram

Linkedln

Popüler İçerikler

Hakim Sosyal Medya Hesabından Duyurdu: 17 Yaşında 70 Suç Kaydı Var
Milyonlarca Emekliyi Bekleyen Tehlike! Emekli Maaş Zammında Sıfır Zam Endişesi
Fenerbahçe Asbaşkanı Acun Ilıcalı'dan Trabzonspor Derbisi Öncesi Kritik Açıklamalar!
YORUMLAR
11.11.2020

1-İnanılmaz boş, gereksiz ve anlamsız bir yazı. "Kadın haklarını sadece kadınlar savunur" demek ile eşdeğer. Kadın sorununun sınıfsal bir içerik taşıdığını, kadının ortaçağ gericiliğinden ve emperyalizminden kaynaklı sömürü sisteminden kaynaklandığını vs ele bile almadan "hadi bütün kadınlar bir kadına oy verelim" saçmalığı ile kadınları başka bir açıdan aşağılayan bir içerik. Kadın yöneticileri olan ülkeleri saymış, bu ülkelerde "daha demokratik bir anlayış olduğunu ve savaşa daha uzak olduğunu falan yazmış. Bu saydığı ülkelerin hemen hemen hepsi emperyalist karakterli ve 3. dünyanın KADIN-ÇOCUK VE ERKEKLERİNİ sömürüyor ve bundan haberi yok.

12.11.2020

Ne dediğiniz bile anlaşılmıyor. Bence harika bir yazı... Artık emperyalist ülkeler yok, emperyalist insanlar var. Devir değişti ve hala 100 yıl öncenin diliyle konuşuyorsunuz. Giydiğiniz ayakkabı da, taktığınız saatte, bunu yazmak için kullandığınız saatte 1 dolar alan insanlar tarafından yapılıyor ve siz kendinizin de tanımladığınız anlamda emperyalist olduğunuzu fark etmiyorsunuz. Kaldı ki Yeni Zellanda, Gürcistan, Nepal nasıl emperyalist ülkeler olabilirler. Amerika'ya karşı çıkıp on yıl sonra onlardan olan çoğu 68 kuşağı gibi hala artık anlamı olmayan emperyal kavramına yapışmış kalmışsınız. Kadınlar için hiç aşağılama yok aksine güçlerini fark ettirme var. İşçiler için aynı şeyi yazsaydık, işçilerin oy gücünü kullanmalarını da böyle mi değerlendirecektiniz. Tüm dezavantajlı gruplar -ki kadınlar da öyle bırakıldı- birleşebilir ve haklarını demokratik olarak oy yoluyla almaya çalışabilirler. Sizin öneriniz bile belli değil. Eleştirip hiç bir şey yapmamak işe yaramaz.

11.11.2020

2-Olsun ne önemi var değil mi? Önemli olan emperyalist ülkelerdeki kadınların DAHA DEMOKRAT VE RAHAT yaşamaları. Afrika ve Asyadaki kadınların ve çocukların, sırf bu ülkelerdeki kadınlar daha rahat yaşasın diye günlük 1 doların altında çalışmaya mecbur bırakılması, kadın hakkı sayılmaz. Uzatmaya gerek yok; yazı özü itibariyle kadını küçük gören, saf gören, amaçsız ve boş bir yazı olmuş.

13.11.2020

O saydığınız ülkeler zaten gelişmiş oldukları için liderleri kadın gelişmiş olma sebebleri kadın liderler değil yani bunu bilemeyecek kadar düz mantıklı olunmaz

TÜM YORUMLARI OKU (12)