Umudun En Ufak Kırıntısının Dahi Olmadığı 1984 Distopyasından 17 Alıntı

George Orwell'in 1948 yılında yazdığı 1984 romanı, 20. yüzyılın en zekice kurgulanmış ve yazıldığı dönemin çok ötesinde olan bir eserdir. 

Roman, televizyonlardan ve gazetelerden gördüğümüz dünyanın koca bir yalandan ibaret olduğunu adeta yüzümüze çarpar.

1984'te umudun en ufak bir kırıntısına yer yoktur, eserin kahramanı bir an için bile olsa hayatıyla ilgili iyimser düşüncelere kapılmaz, kapılamaz.

George Orwell, taa 68 yıl öncesinden günümüze selam yollamıştır.

Belki 680 yıl sonrasına bile..

#1

Bağlılık, düşünmemek demektir, düşünmeye gerek duymama demektir. Bağlılık, bilinçsizliktir.

#2

Savaş barıştır 

Kölelik özgürlüktür 

Bilgisizlik kuvvettir.

#3

Özgürlük iki kere ikinin dört ettiğini söyleyebilmektir. Eğer buna izin verilirse gerisi kendiliğinden gelir.

#4

Hani, çok güçlü bir akıntıya karşı yüzmeye çalışırken birden vazgeçip kendini akıntıya bırakırsın ya, öyle bir şeydi işte.

#5

Partinin varlığını sürdürmesi düşünce polisinden bile çok, sorgusuz sualsiz inanan, körü körüne bağlanan böylelerine bağlıydı.

#6

Partiye bağlılık, düşünmemek, düşünce gereksinimi duymamaktır. Partiye bağlılık, bilinçsizlik demektir.

#7

Oysa proleterler, kendi güçlerinin bilincine bir varabilseler, belki gizli etkinlikler yürütmeye bile gerek kalmayacaktı. Yalnızca ayağa kalkıp, sırtına konan sinekleri savuşturan bir at gibi silkinmeleri yetecekti. İsteseler, Parti'yi akşamdan sabaha yerle bir edebilirlerdi. 

Hiç kuşkusuz, önünde sonunda akılları başlarına gelecekti...

#8

Bilinçleninceye dek başkaldıramayacaklar, başkaldırmazlarsa da hiçbir zaman bilinçlenemeyecekler.

#9

Piramidin tepesinde Büyük Birader vardır. Büyük Birader asla yanılmaz ve mutlak güce sahiptir. Her başarı, ulaşılan her hedef, her zafer, her bilimsel keşif, tüm bilgi, tüm akıl, tüm mutluluk, tüm erdem onun liderliğinden ve verdiği esinden kaynaklanır.

#10

Tekdüzelik çağından, yalnızlık çağından, Büyük Birader çağından, çiftdüşün çağından selamlar!

#11

İnsanlar insan kaldığı sürece ölüm ve yaşam aynı şeydir.

#12

Küçük kurallara uyarsan, büyük kuralları çiğneyebilirsin.

#13

Akıllılık çoğunluğa bakılarak ölçülmez.

#14

Her gün, her saat hayata dört elle sarılmak, gelecekten yoksun olduğunu bile bile günübirlik yaşamayı sürdürmek, tıpkı hava olduğu sürece nefes almayı bırakamamak gibi karşı konulmaz bir içgüdüydü.

#15

Genellikle, kavrayış ne denli fazlaysa, yanılma da o ölçüde fazladır: Zeka ne denli fazlaysa, akıl o ölçüde azdır.

#16

Partinin amacı yalnızca, kadınlarla erkeklerin arasında, sonradan denetleyemeyeceği bağların oluşmasının önüne geçmek değildi. 

Asıl amacı, cinsel ilişkiden zevki kaldırmaktı. 

Sevgi değil de, ister evlilikte olsun, ister evlilik dışı olsun, cinsellikti tehlikeli kabul edilen. 

Parti üyeleri arasındaki tüm evliliklerin, bir komite tarafından onaylanması gerekiyordu. 

Bu komite, ilkelerini açıklamamakla birlikte, eğer çiftlerin birbirlerine fiziksel olarak bağlandıklarını fark ederse bu evliliği onaylamazdı. 

Evliliğin tek amacı, partinin hizmetine verilecek çocuklar üretmekti. 

Cinsel birleşme lavman yapmak gibi iç bulandıran bir işlem olarak düşünülmeliydi. 

Bu açıkça belirtilmez, ama çocukluğundan başlayarak, her parti üyesinin içine işlenirdi. 

Hatta, her iki cins için bekareti özendiren, gençlik anti-seks örgütü gibi kuruluşlar vardı.

#17

Bir zamanlar, erkekler bir kadının bedenine bakar ve çekici bulurlardı, işte o kadar. Artık saf aşk ya da tutku söz konusu değildi. Hiçbir duygu saf olamıyordu, çünkü her şeye korku ve nefret sinmişti. Kucaklaşmaları bir savaş, orgazmlarıysa bir zafer olmuştu. 

Bu, partiye indirilmiş bir darbeydi. 

Sevişmek, siyasal bir eylemdi..

Popüler İçerikler

Fernando Muslera, Jose Mourinho'yu Hedef Aldı: "İstemiyorsa Gidebilir"
10 Kasım 1938’de Hayatını Kaybeden Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün Son Sözü "Aleykümesselam" Oldu
"Bana Bilmediğim Bir Şey Söyle" Akımına Gelen Tıkanan Muhabbeti Açmalık Bilgiler