Ümit Sanlav Yazio: Temel İçgüdü: İnteraktif İletişim

İnsanlar arası iletişim; bilgi, duygu, düşünce, tutum ve kanallarla davranış biçimlerinin kaynak ile alıcı arasındaki bir ilişkileme yoluyla bir insandan (insanlardan) diğerine (diğerlerine) bazı oluklar kullanarak ve değişim amacı ile aktarma sürecidir. İletişim kurmadaki temel amacımız karşımızdaki kişiye anlaşılabilir mesajlar göndermek ve karşı tarafın tutum ve davranışlarında değişiklikler yaratmaktır. Bu hafta temel iç güdülerimizden olan iletişim kurma güdümüzün, sosyal medya mecraları ile interaktif bir etkileşim oluşturma güdümüze dönüşüm sürecine değineceğiz.

Medyanın çıkış noktası da aslında mesaj verdiğimiz kişinin tutum ve davranışlarında değişiklikler yaratma isteğinden gelmektedir.

İnsanların varoluşlarından itibaren gereksinim duydukları bir içgüdü olan ‘’iletişim kurma‘’ isteğinin temelinde bile tutum değiştirme içgüdüsü yatmaktadır. Medya bunun en kolay yapılabilecek yolu olarak düşünülebilir. Geleneksel medya araçlarından radyo, televizyon, gazete, dergi kitlelere ulaşma açısından kullanılan ve insanların bilgi alma isteklerini karşılayan iletişim kanallarıdır.

Bu bağlamda gazeteler ilk ortaya çıktıklarında yerel bir misyon üstlenmişlerdi. Ancak taşıdıkları gücün farkına varılması onlara ulus devletin siyasal sınırları içerisinde birlik ve beraberliği sağlamak üzere ulusal bir dil ile ulusal kimliğin inşası gibi önemli bir misyon yüklenmesine yol açtı. Sonraları aynı misyonu ortaya çıkış sırasıyla radyo ve televizyon üstlendi. Radyo, televizyon, gazete ve dergi kullanımının yaygınlaşması ve ulaşılabilirliğinin kolaylaşması nedeni ile insanların bilgiye ulaşmak, gündemi takip etmek için bu mecraları kullanmaya başlaması geleneksel medyanın gücünü  her geçen gün artmasını sağladı. Ta ki Dünya’da ve Türkiye’de internet kullanımın yaygınlaşmaya başlaması ve yeni iletişim teknolojilerinin ortaya çıkmasına kadar.

İnsanlığın geliştirdiği teknolojilerin ciddi maliyetleri vardı ve o maliyetleri karşılamak önemli çaba gerektiriyordu.

Örneğin bir televizyon, radyo kanalı ya da gazetenin yayın yapabilmesi ve bunun sürekliliğini sağlayabilmesi hatta marka olabilmesi için gereken maliyetler oldukça yüksekti. İnternet bu bağlamda giderek ucuzlayan bir iletişim teknolojisi olması nedeni ile kendi pazar payını giderek genişletmeye başladı. Bu genişlemeyle birlikte yeni bir medya mecrası ‘’Sosyal Medya ‘’ tanımı da ortaya çıktı. Sosyal medya; özünde diğer kişilerle internet üzerinden sohbet etme becerisi, insanların kendilerini yüz yüze iletişime oranla daha rahat hissetmeleri hatta farklı farklı kimliklere bürünebilmeleri sebebi ile hızla yayılmaya ve yeni bir mecra olmaya başladı. Hatta sohbet ettiğiniz paylaşımda bulunduğunuz insanlar giderek sizin pazarınız, müşterileriniz, meslektaşlarınız olmaya başladı. Sosyal medyanın bu şekilde de kullanabildiğini fark eden şirketler, markalar bu mecrayı hem şirketlerini tanıtmak hem reklam yapmak hem de müşterileriyle empati kurarak ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik kampanyalar başlatmaya başladılar. Kendini küçük ölçekli bir işletme olarak tanımlayan bir firma bile sosyal medyanın gücünü kullanarak kendini çok daha fazla müşteriye ulaştırabildi. Yukarıda yazdığımız internetin etkin ve doğru kullanımı ile ilgili olan tüm bu yeni öğretiler, pandemi süreci ile birlikte hızlandı, şart oldu ve tamamen profesyonelleşti.

Şu anda sosyal medya ve geleneksel medya arasındaki tanımların farklı olmasına, sosyal medyanın geleneksel medya önüne geçtiğinin söylenmesine ve geleneksel medya ve sosyal medya arasında haber paylaşımında birtakım sıkıntılar yaşanmasına rağmen aslında birbirlerini besleyen, destekleyen ve büyümelerini hızlandıran iki medya alanı.

Geleneksel medyanın beslenmesine en büyük katkıyı sağlayan televizyon, şu anda Instagram, Twitter ve Facebook hatta YouTube'u beslerken, televizyon haber kaynakları yine bu sosyal medya mecralarından da beslenmekte. Özellikle çok fazla izlenen diziler ve TV programları hashtag kullanarak hem sosyal medyada bu programların konuşulmasını sağlıyor izleyici sayısını arttırıyor hem de bu programları izleyen kişiler bu hashtagleri gördüklerinde sosyal medyada ne konuşuluyor merakından; Instagram, Twitter ya da Facebooka giriyor hatta bazen kişisel kimliği ile angaje olmadan rahatça sallayabilmek için yeni hesaplar açıyor. Dün gece 6-0 kazandığımız milli maçı izlerken hangimiz maç etiketini takip edip, o maça interaktif katılım sağlamadık?

Köşe yazarlarının da sosyal medyada ilgi görmesi öncesinde yazdıkları gazetelerdeki köşe yazılarından kaynaklanmakta. Zaten var olan okur kitlelerinin dışında sosyal medyada da yazılarını paylaştıkları için hem var olan okurlarına hem de yeni okuyucu kitlesine bu şekilde ulaşabiliyorlar. Aynı şekilde ünlü kişilerin de tanınırlıkları geleneksel medya ile başlıyor ve sosyal medyada bu sayede ilk zamanlar 1-0 öne geçerlerken, artık sosyal medyada olmazlarsa hükmen mağlup olacaklarını çok iyi biliyorlar. Kimseye sosyal medyada kendilerini tanıtmak zorunda kalmıyor var olan çizgilerini korumaya çalışıyorlar. Sosyal medya erişilebilirliğinin kolay olması, bu mecrayı kullanmak için herhangi bir yeterliliğe sahip olmanın gerekmemesi sebebi ile bir adım önde gibi görünse de geleneksel medyanın beslenmesine en büyük katkısı olan televizyonun yerini alacak gibi görünmüyordu. Ta ki internete bağlanabilen televizyon kullanımın artmaya başlamasına ve dijital platformlardan yayın yapan, kendi his ve tutumlarınızla interaktif olarak dizinin seyrine yön verebileceğiniz TV kanallarının yaygın kullanımına kadar!

Selam ve sevgilerimle.

Instagram

Twitter

Facebook

Linkedln

Popüler İçerikler

Zoru Başardık: Karadağ'a Üç Puan Hediye Eden Milli Takım'a Gelen Tepkiler
Montella Görevini Bırakırsa A Milli Takım'ın Başına Kim Geçmeli?
İş Kadını Olan Eski Eşinden Aldığı Nafakayla Düğün Yapan Damat, Düğünden Sonra Nafaka İstemeye Devam Etti