Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ün Cenazesinde Gökten Yağan Düğmelerin Hüzünlü Hikayesi

Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, 10 Kasım 1938’de ebediyete uğurlandığında bütün bir ülke yasa boğulmuştu. O gün sadece Türkiye değil, dünyanın dört bir yanındaki insanlar da derin bir hüzne kapıldı. Onun bedeninin toprağa karışacağı ama fikirlerinin sonsuza kadar yaşayacağına herkes inanıyordu. 

Cenazesi İstanbul’dan Ankara’ya taşınırken gözyaşlarıyla dolu kalabalıklar yolları doldurmuştu. Fakat bu vedayı tarihe kazıyan asıl an, Karaköy semalarında yaşanan o düğme hikayesiydi...

Atatürk'ün ölümünden 9 gün sonra 19 Kasım 1938 sabahı, Dolmabahçe Sarayı’ndan alınan Atatürk’ün naaşı halkın sevgi seli arasında Karaköy’e ulaştı.

Herkes ağlıyor, her pencere, her dükkan gözyaşına tanıklık ediyordu. Tam o anda kalabalığın içinden 'Çıt! Çıt! Çıt!' sesleri duyulmaya başladı. Gökyüzünden rengarenk düğmeler yağıyordu.

Sunay Akın’ın yıllar sonra anlattığı gibi, o gün Karaköy’deki dükkanların pencerelerinden rengârenk düğmeler tabutun üzerine düşüyordu. Bu sahneye tanık olanlar ne olduğunu anlamaya çalışırken bir anda herkesin gözü gökyüzüne çevrilmişti. Türk bayrağına sarılı tabutun üzerine yağan düğmeler, aslında sevgi ifadesiydi...

Atatürk’ün cenaze korteji ilerlerken Karaköy’deki Yahudi vatandaşlar, kendi inançlarına göre bir yas geleneğini yerine getiriyordu.

Yahudilikte 'Keriya' adı verilen gelenek, derin bir acıyı ifade etmenin sembolüydü. Bir yakını vefat eden kişi, 'Ben senden sonra eksiğim' demek için gömleğinin veya ceketinin bir parçasını koparır. Koparılan parça bazen bir kumaş olur, bazen de bir düğme...

İşte o gün, Türkiye’nin Yahudi vatandaşları Mustafa Kemal Atatürk’e son kez 'Elveda' derken üzerlerindeki ceket ve gömleklerin düğmelerini koparıp tabutun üzerine attı. 

Her biri farklı renkte, farklı şekillerdeydi ama anlamı tekti. Hepsi, Atatürk'e olan minnetini, saygısını ve ölümünden sonra yaşadığı eksikliği anlatmak için düğmelerini koparmıştı.

Sunay Akın’ın anlatımıyla: "Çıt! Çıt! Çıt! Düğme yağıyordu..."

Şair ve yazar Sunay Akın, bu olayı yıllar sonra şu sözlerle anlatmıştı: 'Atatürk’ün naaşı Karaköy’den geçerken pencerelerden ‘Çıt!’ diye sesler geldi. Çıt! Çıt! Çıt! Gökyüzünden düğmeler yağdı. Atların çektiği top arabasında Mustafa Kemal’in tabutu vardı ve onun üzerine rengarenk düğmeler düşüyordu.'

O anın tanıkları, Atatürk’ü uğurlayan Yahudi vatandaşların gözyaşlarını ve düğme kopararak verdikleri o anlamlı selamı hiç unutmadı.

O gün gökten düşen her düğme, bir milletin Atatürk’e 'Ben senden sonra eksiğim' deyişiydi.

Atatürk bedenen aramızdan ayrıldı ama fikirleri ve ilkeleri her birimizin kalbinde yaşamaya devam edecek...

İlginizi çekebilir:

En Büyük Eserimiz: Cumhuriyetin İlanı O Gün Dünya Basınında Nasıl Yer Aldı?
Büyük Taarruz Neden 26 Ağustos’ta Başladı? 30 Ağustos Zaferinin Ardındaki Hazırlıklar
İçeriğin Devamı İçin Tıklayın

Popüler İçerikler

Sahte İsimle 7 Kitap Yazıp Konferanslar Veren Sosyal Medya Fenomeni Cinayet Hükümlüsü Çıktı
İsrail'in Eurovision'da Men Edilmediği Açıklandı: 5 Ülke Eurovision'dan Çıktığını Açıkladı
Asın Bayrakları: Türk Tasarımcı Dilara Fındıkoğlu, British Fashion Awards Gecesinde Vanguard Ödülü Aldı!
YORUMLAR
09.11.2025

Zamanında bu vatanda yaşayan Türk olmayan gayrimüslimler bile büyük saygı ve sevgi beslerken suanki hainleri gördükçe delirmemek elde değil!

10.11.2025

o zamanlar da vardı böyle hainler. gençliğe hitabe de anlatmış zaten Nutuk da yazıyor

10.11.2025

Tüm Dünya da kabul görmüş ve görüp görebileceği Büyük Lider .Asla senden vazgeçmeyeceğiz.

10.11.2025

Bu düğme atma hikayesi, Atatürk'ün bu millet için ne ifade ettiğinin en dokunaklı kanıtlarından biridir. Kendi inançlarındaki en derin yası onun için uygulamaları, bu topraklarda din, dil fark etmeksizin nasıl bir ulus yaratıldığının da özetidir.

TÜM YORUMLARI OKU (15)