Güzel ülkemizde adımımızı nereye atsak bir güzel ahlak örneğiyle karşılaşmamız mümkün. Komşu, akraba, arkadaş, kardeş, hatta birbirini hiç tanımayan ama vatandaş olabilen insanların bildiği örnekler bunlar. Toplumsal bağları oldukça yüksek olan milletimizde kendine has bir toplumsal ahlakın yansımaları olan davranışlardan 13 tanesini sizler için sıraladık.
Bir araba yolda öylece bekliyor, dışarıda da şoförü çaresizce etrafa bakıyorsa, zaten kaç çeşit sorun olabileceğinin de farkındayız. Bizim de başımıza gelebilir ve genelde birileri durur. İçimiz rahat.
Bu ülkenin insanlarının soğuklukla arası pek iyi değil. Olabildiğince samimi ve içten bir 'Merhaba!' ile ısınıvermek öncelikli tercihimiz.
Her ailenin temizliğe harcadığı zamana baktığımızda da anladığımız üzere, yaşadığı çevreyi temiz tutmayı şiar edinmiş bir milletiz. 'Evi batıranlar'a tahammülümüz az! Bir kanıtı, Japonya'da da gördüğümüz ayakkabısız ev kültürü.
Öyle köklü bir tarih bizi bağlıyor ki, bu topraklarda hiç yaşamayan insanların sadece okumakla, araştırmakla, gezmekle etkisinde kaldığını görebiliyoruz. Bizlerse, çocukluktan beri hafızasına kazıdıklarıyla bu tarihi yaşayanlarız.
Öncelikle Türkiye'nin her şehrinde görebileceğimiz bir durum; misafirimizin doyduğundan emin olana kadar o sofrayı toplamıyor olmamız. Diğer yandan yoksul vatandaşlara yardım etmek için gönüllü milyonlarca insanımız, gücü yettiği sürece yardımını esirgemeyecek.
Gerek turistine, gerekse vatandaşına elindekinin en iyisini herhangi bir zorlama olmaksızın, içinden gelerek sunmaya çalışan bir milletiz.
Tarihimizdeki fedakarlıklarımız bunun en büyük kanıtı. Bununla birlikte, uzantılarını bugün zor durumlarla yüzleştiğimizde de tecrübe etmeye devam ediyoruz. Coşkulu ve mutluyken de bir olmayı biliyoruz; milli maçlarımızda, Eurovision'da, bayramlarımızda...
İkramsız bir bayramımız yoktur. Yeter ki ziyaret olsun, buluşma olsun.
Ebeveynlerin çocuğuna öğrettiği ilk yemek alışkanlıklarından birisidir: 'O tabak bitecek!' O günlerde istemezdik ama bugün bu öğütlerin kıymetini biliyoruz. İsrafın ne kadar büyük bir zarar olduğunu da.
Ülkemiz her köşesinde, rastgele seçilmiş bir yerinde bile cennetten kopma manzaralarla dolu. Al, kartpostala koy. Gerek insan eliyle, gerekse doğal yollarla oluşmuş güzelliklerimiz de tarih boyunca onlara ne kadar iyi baktığımızı gösteriyor.
Bir amca/teyze karşıdan karşıya geçmeyegörsün, koluna giriveririz. Kendisi geçebilir mi, geçemez mi sorgulamayız. Eşya taşırlarken, otobüste ayakta giderlerken... Türkiye, her durumda yaşlısının rahatını gözeten gençlerle dolu.
Bizde çocuk olmak bitmez. Anne/babalar olsak bile çocuğuz. Yeğenlerimizin de bizim çocuklarımızdan farkı yoktur, kuzenlerimizin de kardeşimizden. Şartlar ne olursa olsun, aile olmaya devam ederiz.
Dini ve milli birçok bayramımızla, bir arada olmayı nasıl da istediğimizi anlıyor ve bu isteği pekiştiriyoruz. Bir el öpmenin, kısa da olsa bir ziyaretin verdiği sevgiyi ve güveni hep arıyoruz. Hangi görüşte olursa olsun, bir bayramlaşmaya hangimiz hayır deriz ki?
İyi ki böyleyiz!
Ülker olarak, “Önce Ülkem, sonra Ülker” ilkesiyle “Güzel Ülkem İçin Doğa Bize Emanet” diyoruz ve sürdürülebilirlik konusunu önemsiyoruz!
#GüzelÜlkem #DoğaBizeEmanet
Hıhı,çok misafirperveriz değil mi, yolda kalmış görünce dayanamayız değil mi? 2008 yılını hatırlatırım size, hiçbir suçu olmayan masum bir kadının tecavüz ile ölümünü. Pippa Bacca, otostop ile birçok ülkeyi dolaştı, Gebze'de adi bir insan tarafından öldürüldü. Gerçekten çok misafirperveriz. Geçenler Rus üç tane insan, hiçbir sebep yokken yolda bıçaklandı. Kadınlardan birinin durumu çok kritikti ne oldu bilmiyorum. Daha bunun gibi binlerce örnek var ama sonuçta güzel ülkemiz, herkes bizi kıskanıyor.