Osmanlı’nın ilk başkenti medeniyetler beşiği Bursa pek çok isme ve hikayeye ev sahipliği yapıyor. Ama bir unvanı var ki tarihçesi hala tartışılıyor: Hüdavendigar Vilayeti. Bu ismin arkasında saklı rivayetler ve efsaneler sizi büyüleyecek. Peki bu ismin gerçek anlamı ne ve nereden geliyor?
Osmanlı İmparatorluğu’nun ilk başkenti olan Bursa sadece tarihi zenginlikleriyle değil, adının ardındaki efsaneleriyle de dikkat çeker. Tarih boyunca farklı isimlerle anılan Bursa’nın “Hüdavendigar Vilayeti” unvanını alması Osmanlı padişahı I. Murad’a kadar uzanır.
Bursa’nın adının kökeni tarihçilerin ve efsane anlatıcılarının da ilgisini çeken bir başka konu. Şehir Bitinya Kralı I. Prusias tarafından Kartacalı Hannibal’ın yardımıyla Hisar bölgesine inşa edilen kale kentle hayat buldu. Bu nedenle ilk adı “Prusa” idi. Osmanlı döneminde ise bu isim zamanla “Brusa” ve ardından “Bursa” olarak değişti.
Ancak “Hüdavendigar” unvanı şehrin I. Murad’ın şehit edilmesinin ardından manevi bir anlam kazanmasıyla daha sık kullanılmaya başladı. Rivayetlere göre Bursa’nın adını Süleyman Peygamber’in Uludağ’a (o dönemki adıyla Ruhban Dağı) yerleşmesiyle aldığı da anlatılır. Efsaneye göre peygamberin periler ve cinlerle birlikte burada bir kale inşa ettirdiği, kara bir devin ise bu kalede gizli bir define bulunduğunu söylediği aktarılır.
“Define bulunursa dünya nimetleri kıyamete kadar yeter” diyen bu rivayetler Bursa’nın adının “Bulursa” ifadesinden türediği söylentisini doğurur. Fakat bu masalsı hikayeler kadar ilginç başka teoriler de vardır.
Bir başka efsaneye göre Bursa adını “Pura” (Hisar) ve “Issa” (Kent) kelimelerinin birleşiminden alır. Bu görüş şehrin kale kenti olarak anılmasını destekler. Ancak tarihçiler Bursa isminin kralın unvanından çok, şehrin kimliğine uygun bir anlam taşıdığını savunur.
Bursa’nın adından “Hüdavendigar” unvanına kadar her detayı tarih ile efsanelerin iç içe geçtiği bir hikaye anlatır. Bugün UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alan bu şehir geçmişiyle olduğu kadar hala anlatılmaya devam eden efsaneleriyle de tarihe meydan okur. Peki siz ne düşünüyorsunuz sizce hangi rivayet doğru?