Ülkemizdeki cami sayısı ile okul ve hastane sayısını karşılaştırdığımızda inanılmaz bir uçurum olduğunun sanırım herkes farkındadır. Bir de bazı camiler var ki gerçekten neden ve nasıl o çirkinlikte yapılmış anlamak mümkün değil. Buna karşın içeriğimizde göreceğiniz birbirinden güzel bu mabetler içimizi açan nitelikte.
Kaynak: Ömer Yılmaz
Kınalıada'da iskelenin güneyinde bulunan camii Mimar Başar Acarlı tarafından soyut ve modern bir üslup ile tasarlanır. Söylenene göre şu an yoğun bir bakıma ihtiyacı vardır.
Malatya'nın Darende İlçesi'nin Balaban Köyü'ndeki bu caminin tasarımı Şeref Ali Akkurt'a ait.
Mimarı Cengiz Bektaş olan caminin en önemli özelliği penceresiz ve ışıksız olmasıdır. Aydınlatma ise dikine ve yatayına bırakılan kesitlerden güneş ışığıyla sağlanır. Ayrıca bu sistem namaz vakitlerini de gösteriyor.
Behruz ve Can Çinici tarafından tasarlanan bu neoklasik yapısı ile TBMM binasının bir devamı niteliğinde görülebilir.
Nevşehir'de yer alan ve Heykeltıraş Hakkı Atamulu tarafından tasarlanan camii adeta bir heykel görünümünde.
Çelik Erengezgin tarafından tasarlanan cami, Bursa'nın Nilüfer ilçesinde bir benzinliğin yanında adeta 'mola yeri camii' olarak hizmet veriyor.
Mutlu Çilingiroğlu'nun mimarlığını yaptığı İstanbul Yenişehir'deki cami, Arapça sözcük olan kabenin kökü olan küpten esinlenilerek ve oldukça sade bir şekilde tasarlanır.
Erkut Şahinbaş'ın tasarladığı Ankara'daki camide resim sergisi, konser ve seminer yapma imkanı olduğu gibi, seminer salonlarının ikisi, talebe göre sinagog ve kilise olarak kullanılacak şekilde tasarlanır.
İstanbul, Ümraniye'de bulunan bu cami, modern mimariye uygun bir şekilde ve 2003 yılında Adnan Kazmaoğlu tarafından tasarlanır.
Mimar Emre Arolat tarafından tasarlanan camii tasarlandığı günden beri birçok ödül almasının yanı sıra aslında oldukça sade çizgilere sahiptir. İstanbul, Büyükçekmece'deki yapı engebeli bir arazide olmasından kaynaklı bir yer altı camisi hissiyatı verir.
Ankara Yenimahalle'de bulunan ve tasarımını Ali Osman Öztürk'ün yaptığı bina, uzmanlar tarafından modern ile gelenekselin bir sentezi olarak görülüyor.
Hilmi Şenalp'in mimarlığını yaptığı camii 2015'te hizmete açılır.
Eskiden yerinde 15. yüzyıla ait olan bir mescit olan ve sonradan camiye çevrilmiş bu yapı geçirdiği yangınlar ve bakımsızlık sebebiyle yıkılır. 2017'de ise modern mimarinin bir örneği olarak yeniden inşa edilir.
İstanbul, Dragos'ta bulunan caminin mimarı Emre Apak, yapı hakkında şöyle söylüyor: Mimaride, kulun tek başına bir şey ifade etse de bunun yanında cemaat ile birlikteliğiyle daha değerli br hal aldığını yansıttık.
İstanbul Havalimanı'nda bulunan yapı ayrıca çevreci bir camii olarak biliniyor.
İsteyince oluyormuş demekki.bazıları gerçekten çok başarılı. aynı mimari yeteneği, emeği diğer yapılarda da görmek güzel olurdu. odun gibi binaları görmekten bayıldım artık.