Ülkemize Gelen Yabancıların "Keşke Bizde de Olsaydı" Demesi Muhtemel 18 Özellik

Türkiye dışında yaşayanların 'bizim buralarda da olsaydı ne güzel olurdu' gibi cümleler kuracağı, genelinin ülkemize has olduğu bu 18 özelliğin kıymetini iyi bilmek lazım.

1. "Yenge, teyze, amca, enişte" gibi akrabaların her biri için ayrı bir sözcük olması.

'Aunt diyorsunuz da, hangi aunt?' 😁

2. Çocuklara armağan edilmiş bir milli bayram.

Dünya Çocuklar Günü'nden çok daha özel bir hediye. Ülke çapında kutlamaların yapıldığı, bayrakların asıldığı bir bayramın çocuklara armağan edilmesi muazzam bir özellik.

3. Yemeğin üstüne içilen çayların müesseseden olması.

Müşterinin ayağı alışsın diye yapılan güzel bir gelenek. Hem yemek sonrası içilen çay için para alan yere de gitmeyin zaten. 😒

4. Taharet musluğu.

Kullanmayan milletlere dünya barışı adına tanıtmamız gereken bir özellik. 😌

5. Derdi, tasayı unutturarak reset atmanızı sağlayan hamamlar.

Şehirlerde bol bol bulabiliyorsunuz. Otelde kalmanız gerekmeyen bir gezide rahatlamaya ihtiyaç duyduğunuzda bir hamama girebiliyorsunuz. Yurt dışında bu iş epey zahmetli. Otelde kalsanız bile sadece bu hizmet için ülkemizde tatil yapmak tercih edilir.

6. 23 lira tutan hesaba "20 lira versen yeter" diyen esnaf.

Az kazanmalarına rağmen bunu diyebilen esnaflara her ülkede rastlayamazsınız.

7. Ne fazla soğuk ne fazla sıcak bir iklime sahip olmamız.

Biraz kuzeyde olsak donacağız, biraz aşağı insek çöl iklimi hakim. Tam da tatil yapmalık şahane bir iklimimiz var. Turizm ülkesi olmamızın en büyük nedeni. Şanslıyız, kıymetini bilelim.

8. Düğünlerde gelin ve damada takı takmak.

Evlenmek için elde avuçta ne varsa veriyorsun, sonra da bu harika özellik sayesinde o paralar geri geliyor. İlk kimin aklına geldiyse vallahi bravo!

9. Karşı şeritten gelen arabanın selektör yaparak ileride çevirme olduğunu ima etmesi özelliği.

Hiç tanımadığın birine kıyak geçiyorsun. Süper özellik. 👊

10. Sorulan adresi -yerini bilmese bile- canla başla tarif etmeye çalışan insanlar.

Faruk Eczanesiiii... Faruk Kıraathanesi olmasın? 😁

Şaka bir yana, adres sorduğumuzda ya da bize sorulduğunda insanüstü bir çabayla tarif etme gibi güzel bir özelliğimiz var.

11. Mısır gevreği, pankek, bisküvi ile geçiştirilmeyen dolu dolu bir kahvaltı sofrası.

Özellikle Batı ülkelerinde atıştırmalık bir kahvaltı kültürü var. Artık 'Turkish breakfast' şeklinde kalıplaştı, ilk kez böyle bir sofraya oturan yabancıların en sevdiği özelliklerden biri.

12. Sokaklarda kedi-köpeklerin özgürce dolaşabiliyor olması.

Özellikle Avrupa ülkelerinin sokaklarında bizdeki kadar sokak hayvanı göremezsiniz. Peki, bunun nedeni ne? Çizgi filmlerden aşinayız; başıboş hayvanların korkulu rüyası olan barınak görevlileri vardır, yakaladıkları hayvanları barınaklara götürürler ve hapishane gibi bir ortamda tutulurlar. Hatta şuradaki kaynağa göre, sayıları fazla olduğunda uyutuluyorlarmış ne yazık ki.

13. Tuvaletten sonra el yıkama alışkanlığına önem verilmesi.

Bu haritada tuvaletten sonra el yıkama alışkanlığı yüzdeleri verilmiş. Bu konuda ne kadar titiz olduğumuz ortada. 😎

14. Benzin istasyonlarında self servis yerine pompa görevlilerinin olması.

Böylece hiç uğraşmadan, arabadan çıkmadan işi halleder, gidersiniz. Hem istihdam da sağlanmış oluyor.

15. Büyüklere onun ismiyle seslenmek yerine abi/abla sözcüklerini de kullanmak.

Küçük bir çocuk bile 50 yaşındaki birine sadece ismiyle sesleniyor. Abi/abla, teyze/amca gibi hitaplar çok daha samimi duruyor açıkçası. Yabancıların ilk başta ilginç bulduğu, sonrasında akraba hitaplarının yakınlık hissettirdiğini anladığı olumlu özelliklerimizden biri.

16. Hoş bir ortamda rakı keyfi yapmak.

Buraların üzümünün tadı bir başkadır. Ortamının yeri de ayrıdır. Bir yabancıya sağlam bir rakı sofrası deneyimi yaşattığınızda 'Keşke bizde de olsa' demeden edemez.

Mesela Elijah Wood çok özlüyordur şimdi.

17. Türkçenin, okunduğu gibi yazılan bir dil olması.

Mesela isminiz bilindik değilse nasıl yazıldığını harf harf söylemek zorunda kalabiliyorsunuz İngilizcede. Ayrıca her harfin yerini bilmek gerektiği için daha fazla yazım hatası oluyor.

Hatta Bill Gates'in, Türkçenin bu özelliğini övdüğü bilinir. Teknoloji açısından kolaylık sağladığını, İngilizcenin de böyle bir dil olmasının çok pratik olacağını belirtmişti.

18. Misafir geldiğinde yapılan, krallara layık sunum.

Misafire özel bir oda vardır en başta. İkram konusunda sınır yoktur; kolonyası, lokumu, yemeği, tatlısı, çerezi, çayı derken ardı arkası kesilmez. 'Kalkalım artık, bize müsaade' dediğinizde 'Daha erken, otursaydınız', 'Daha karpuz kesecektik' denir. Hatta 'Yatıya kal' demeye kadar gider. Ayrılırken de 'Yine bekleriz', 'Bak bunu saymam' gibi cümleler duyarız, söyleriz. Bütün bunlar bize normal geliyor ama yabancı misafirler şokluyor tabii.

İşte bu özelliklerin her biri genel anlamda 'keşke bizde de olsaydı' dedirtiyor...

Popüler İçerikler

Çanakkale'de AK Partili Belediyenin Tepki Çeken Atatürk Afişi Kaldırıldı!
Galatasaray'ın Yıldızı Osimhen İçin Fenerbahçe Napoli ile Temasa Geçti
Türkiye'ye Gelir mi? Suudi Arabistan'da Forma Giyen Cristiano Ronaldo'dan Değişim Kararı
YORUMLAR
28.01.2017

Yalnız #1 hakikaten sıkıntı onlarda :)) Çocukken Örümcek Adam'ı büyüten ihtiyarları kardeş zannederdim. Her çeviride "Hala-Amca" yada "Amca-Teyze" (ki bu daha facia) saçmalamaları vardı. Bu adam bu böcüğün Amcası mı Dayısı mı? Eğer iki ihtimalde birisi ise, hatun Yenge yani. Yok, kadın Teyze-Hala'dan biri ise, öbürü enişte olmuyor mu? Dediği gibi, amca da hangi amca kardeşim? Dayı-Amca-Enişte? hangisi? Teyze-Hala-Yenge?

28.01.2017

Biz çok guzeliz lan :)

29.01.2017

Turkish breakfast olayını sevemeyeni gerçekten daha görmedim şldjaşda:D

TÜM YORUMLARI OKU (16)