Ülkemizde Günden Güne Artan Hava Kirliliği ile İlgili Bilmeniz Gereken Her Şey

Hava kirliliği günümüzün en ama en büyük problemlerinden biri. Sağlık açısından çok büyük sıkıntılar doğurabilen ve yaşam kalitesini olumsuz anlamda etkileyen hava kirliliği konusunda ülkemiz maalesef sınıfta kalıyor, bir çok bölgemizde havamız oldukça kirli. Biz de hem insanımızı bilinçlendirmek, hem de bu konuda bir farkındalık yaratmak amacıyla hava kirliliğini ele alalım dedik.

Hava kirliliğinin nedenleri nelerdir?

twitter.com
  • Kullanılan kalitesiz yakıtlar

  • Egzoz gazları

  • Kentlerdeki kontrolsüz büyüme

  • Dizel araçlar

  • Özellikle gecekondu bölgelerinde doğal gazın pahalı olması nedeniyle kömür kullanılması

Türkiye'de hava kirliliği konusunda neler yapılıyor?

Ülkemizde hava kirliliğiyle ilgili ilk ölçümler 2005 yılında başta İstanbul olmak üzere bir çok ilde yapılmaya başlandı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bünyesinde “Temiz Hava Bölge Müdürlükleri” oluşturuldu. Bu müdürlükler tarafından yapılan ölçümler toplu halde bakanlığa yollanıyor ve sonuçlar böyle inceleniyor.

Peki ülkemizin havası gerçekte ne kadar kirli?

Çok. Gerçekten çok. Hava kirliliğin ölçütü bir metreküp hava içerisindeki partikül madde (PM10) sayısı. Avrupa Birliği'nin bu konudaki maksimum sınırı 50 mikrogram. Türkiye'de ise şuan sınır 90 mikrogram olarak kabul ediliyor. Bu sınır kademeli olarak azaltılıp 2024'te 50 mikrograma indirilecek, en azından plan bu şekilde. 2012 yılında sınırımız 140 iken, 2014'te 100'e inmişti.

Maksimum kirlilik sınırının inmesi ne kadar anlam ifade ediyor?

Maalesef pek değil. Grafikte İstanbul'da geçen sene 100 mikrogram sınırının kaç gün boyunca aşıldığı ilçelere göre verilmiş. 126 gün boyunca sınır değerin üstünde olan, yani 126 gün boyunca kirli hava soluyan Esenyurt ilçede birinci sırada. Durumun ne kadar kötü olduğunu anlatabilmek için şu bilgiyi verelim: Avrupa Birliği standartlarına göre, bir bölgede yılın 7 günü sınır değeri aşılırsa acil durum ilan ediliyor ve çok ciddi önlemler alınıyor. Bu önlemler belli tip araçların trafiğe çıkmasının kısıtlanmasından okulların tatil edilmesine kadar uzanıyor. Yani her ne kadar maksimum sınırımız iniyor olsa da bu hava kirliliğinin azaldığı anlamına hiç mi hiç gelmiyor. Üstelik bu değerler 100 mikrogram üzerinden hesaplanıyor, AB standardı olan 50 mikrogram üzerinden hesaplansaydı değerler çok daha tehlikeli boyutlarda olacaktı.

Geçen seneye göre bir gelişme var mı?

Bölgeden bölgeye değişiyor, ancak genel anlamda pek bir değişim olmadığını söyleyebiliriz. Görselde kirliliğin en üst seviyede olduğu İstanbul'da ilçe bazında bu yılın 8 aylık bir sürecindeki verileri görüyoruz; geçtiğimiz seneyle kıyaslandığında Ümraniye, Kartal ve Şirinevler dışında diğer ilçelerde durumun ya aynı, ya da daha da kötü olduğunu görebiliyoruz. Ki az önce de dediğimiz gibi, bunlar 90 mikrogram üzerinden (2015'te sınırımızı 90'a düşürmüştük) hesaplanan veriler, 50 mikrogram üzerinden hesaplandığında 7 günden aşağı olan neredeyse hiçbir ilçe yok. Yani çok ciddi önlemlerin alınıp acil durum alarmı verilmesi gerekiyor.

Sağlık açısından etkileri nelerdir?

Şöyle söyleyelim, hava kirliliğinden kaynaklı ölümler gün geçtikçe artıyor. Bundan daha ciddi bir etki olamayacağını varsayıyoruz. Genel olarak hava kirliliğinin sağlığa olumsuz etkileri ise şöyle:

  • Zehirlenme

  • Kansere yakalanma riskinin artması

  • Doğumda gerçekleşen bozukluklar

  • Gözlerin mikroplanması ve tahriş olması

  • Solunum sistemi rahatsızlıkları

  • Kalp hastalıkları riskinin artması

  • Astım, bronşit ve virüs enfeksiyonlarına yakalanma riskinin artması

  • Akciğer hastalıklarını tetiklemesi

Peki neler yapılabilir?

twitter.com

Al Jazeera'ya konuşan İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Profesör Doktor Selahattin İncecik, bu konuda bazı çok basit ve etkili olan, yapılabilirliği yüksek öneriler getirmiş. Kendi ağzından aktaralım:

  • Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın sitesinde hava kalitesi indeksi diye bir bölüm var. Vatandaşı bu hava kalitesi indeksi konusunda bilgilendirmek lâzım. 

  •  'Yarın hava ne olacak?' sorusuna yanıt verildiği gibi TV’lerde ve gazetelerde halkın anlayacağı şekilde 'Yarın hava kalitesi çok tehlikeli, tehlikeli ya da tehlikesiz' diye bilgilendirmek gerekli. Herkes ona göre programını yapar. Tehlikeli durum varsa çocuğunu parka götürecek olan götürmez, yaşlılar, hastalar sokağa çıkmaz. Bunun modellemesini yapmak çok kolay.

  • Kömür yakılması işine bir çözüm bulmak lazım. Kömür yakılmasına son verilmeli. Ekonomik gerekçelerle doğalgaz kullanamayan insanlar desteklenmeli. Doğalgaz faturası ödeyemeyen, kömür yakmak zorunda kalan insanlara bir formülle destek vermek lazım. 

Popüler İçerikler

Yalı Çapkını Hayranları Ferit'i Görmek İçin Tekneyle Sete Gitti!
İlk Buluşmada Alman Usulü Hesap Ödediği İçin Buluştuğu Kişinin Cimriliğinden Dem Vuran Kadın Tartışma Yarattı
TikTok’ta "Karagül" Adıyla Açtığı Yayınlarla İnfial Yaratan Kadının Çocuklarını Devlet Korumaya Aldı!