Kraliçe II. Elizabeth'in saltanatının anlatıldığı meşhur dizi The Crown, ilgiyle seyredilen yapımlar arasında yerini koruyor. Dünya genelinde izlenme rekorları kıran dizinin mekânları da hayranlık uyandırmayı başarıyor. 'Ölmeden önce keşke görsem.' diyeceğiniz görkemli mekânları sizler için araştırdık. Bakalım The Crown dizisi hangi ülkelerde, hangi büyüleyici mekânlarda çekilmiş. Gözlerinizin kamaşmasına hazırsanız içeriği okumaya başlayabilirsiniz. İşte o muhteşem yapılar!
Kraliçe II. Elizabeth'in hayatını anlatan dizi; saltanatın şekillenmesini, siyasal konuları ve tarihte yaşanan çarpıcı olayları ele alıyor. Kraliçe II. Elizabeth tarafından da seyredilen dizi, 2016 yılından beri devam ediyor. 5 sezon yayınlanan dizi, Kraliçe Elizabeth'in vefatı ile daha da popülerleşti ve çok sayıda ödüle layık görüldü. Gelelim asıl konumuza! İşte The Crown dizisinin çekildiği görkemli mekânlar...
The Crown çekimlerinin Buckingham Sarayı sahnelerinin bazıları bu görkemli binada çekildi. Lancaster Evi, Buckingham Sarayı döneminin mimarisini yansıttığından çekim için kaçırılmayacak bir mekân olarak görüldü. Aslında bir malikâne olan Lancaster Evi, 1825 yılından beri İngiliz Kraliyet Ailesi tarafından kullanılıyor. Ayrıca bu malikâne, The Crown dizisinin dışında İngiltere tarihini ve İngiliz Kraliyet Ailesi'ni anlatan birçok film ve dizide de kullanıldı.
Dizinin dördüncü sezonunda karşımıza çıkan ve Balmoral Şatosu olarak yansıtılan bu görkemli yapı, dizide Margaret Thatcher'ın Kraliyet Ailesi ile birlikte yaptığı tatili yansıtmıştı. İngiltere'nin ilk kadın başbakanı Thatcher'ın sahnelerinin yer aldığı bölümde, Prenses Diana'nın da aile tarafından tanınmasına değiniliyordu. 19. yüzyıldan beri kraliyet mülkiyetinde olan Balmoral Şatosu, Kraliyet Ailesi'nin yazlık sarayı olarak bilinir. Balmoral Şatosu, Kraliçe'nin özel mülkü olduğu için çekim yapılması yasaktı. Bu nedenle Balmoral Şatosu yerine Ardverikie Mülkü'nün çekimlerde kullanıldığını görüyoruz. Yani Ardverikie Mülkü dizide Balmoral Şatosu'nu temsil ediyor.
Kraliyet Ailesi söz konusu olunca kale görmememiz olanaksız bir şey tabii. Dizide Windsor Kalesi'nin anlatıldığı sahneler aslında Belvoir Kalesi'nde çekildi. Belvoir Kalesi'ni dizinin dört sezonu boyunca ekranlarda görüyoruz. Kraliyet Ailesi'nin anlatıldığı birçok film ve dizide de kullanılan Belvoir Kalesi'ni ziyaret etmek isterseniz Leicester şehrine doğru bir rota oluşturmalısınız.
Londra'nın güneydoğusunda, Greenwich'de yer alan Eski Kraliyet Denizcilik Koleji; dizide Buckingham Sarayı yerine kullanıldı. Dizinin ilk sezonunda sarayın dış mekânını görüyoruz. İlk sezonun haricinde diğer sezonlarda da dış çekimler için çok az da olsa bu mekân kullanıldı. Şimdilerde bu kolej, bir müze olarak kullanılıyor. Eski Kraliyet Denizcilik Koleji'nin bahçesinde Osmanlı Devleti'nden kalma 5.2 ton ağırlığındaki bronz top sergileniyor.
Kraliyet düğünlerinin olmazsa olmazı, göz kamaştıran katedraller! İngiltere'nin en eski katedralleri arasında yer alan Ely Katedrali, 1083 yılında Fatih William'ın İngiltere tahtını elde etmesi sonucu inşa edildi. Katedral, Cambridgeshire eyaletine bağlı Ely şehrinde yer alıyor. Bu görkemli yapının inşası ne kadar sürdü dersiniz? Tam 300 yıl! Katedral, gotik mimarisinin âdeta göz bebeği ve ülkenin en önemli dinî yapısı. Dizinin ilk bölümünde henüz Prenses olan Kraliçe Elizabeth, Prens Philip ile burada evlendi. Dizide Ely Katedrali, Westminster Abbey'in bir temsili olarak kullanıldı
Pek çok dönemin izlerini taşıyan bu muhteşem saray, 14. yüzyıldan beri çok sayıda İngiliz kralı tarafından kullanıldı. Eltham Sarayı, dizide kullanılan mekânlar arasında en dikkat çekenlerden biri. Odalarda bulunan eşyalar ve tasarım âdeta 'Ben buradayım!' diye bağırıyor. Orta Çağ, Rönesans ve Viktorya döneminin mimarîsini yansıtan bu görkemli saray, dizinin birçok bölümünde karşımıza çıkıyor.
Dizide çoğunlukla kale, saray, malikâne ve şato görsek de sıklıkla seyahat eden Kraliçe II. Elizabeth için havalimanı sahnesi olmazsa olmaz. Elizabeth'in Güney Afrika'ya gittiği esnada havalimanında karşılandığı sahneler Shoreham Havaalanı'nda çekildi.
Dizide ise Kraliçe II. Elizabeth'in annesi olan Kraliçe, kocası VI. George'un vefatıyla kendisini huzurlu hissedeceği bir mekân arıyor ve Castle Mey'e yerleşiyor. Kraliçenin yaşamını sürdüğü bu kale, İskoçya'nın tepesinde yer alıyor. Muhteşem bir manzaraya sahip Slains Kalesi'nin yıkıntıları günümüzde ziyarete açık.
Dizi her ne kadar Birleşik Krallık'ta geçse de bazı çekimler ülke dışında gerçekleştirildi. Dizinin birçok sahnesine Güney Afrika Cumhuriyeti'nin başkenti Cape Town ev sahipliği yaptı. İkinci sezonda Prens Philip dünya turuna çıktığında, Melbourne sahneleri bu büyüleyici şehirde çekildi. Yine aynı şehirde, dizide yer alan Süveyş Krizi sahneleri burada tamamlandı.
Bir başka mekân ise nehrin etrafını saran ağaçlık bölgeler. Doğal güzelliğin göz önüne serildiği Güney Afrika Cumhuriyeti'nde bulunan Keurbooms Nehri, dizide Prens Philip'in Amazon Nehri'ndeki kayık sahnesinde yer aldı.
İspanya'nın doğal güzelliklerine birçok film ve dizide yer veriliyor. Ülkenin muazzam şehirleri ve tarihi yapılarının çekimlerde kullanılması da kaçınılmaz oluyor. Bu eşsiz şehrin güzelliğini The Crown dizisinde de görüyoruz. Prenses Diana ve Prens Charles'ın Avustralya ziyareti Almeria'da çekildi.
İspanya'nın güzellikleri dizide kullanılmaya devam ediyor. Turistik bir bölge olan Malaga, dizinin birkaç bölümünde yer alıyor. Prenses Diana ve Prens Charles'ın Avustralya ve Yeni Zelanda gezisinin gösterildiği sahnelerin çekimleri, Malaga şehrinde gerçekleşti. Şehrin tatil bölgesini andıran mimarisi, diziye istenilen havanın yansıtılmasına yardımcı oldu.
Dizinin beşinci sezonunda yine Prenses Diana ve Prens Charles sahnelerinde İspanya'nın doğal güzelliklerinden yararlanıldı. 1991 yılının anlatıldığı dizide bu tatil, çiftin son mutlu günlerinin bir temsili olarak nitelendirildi. Yani Prenses Diana ve Prens Charles'ın İtalya tatilinin çekimleri aslında İspanya'da yapıldı. İspanya'nın tatil adaları arasında yer alan Mayorka Adası, bugün de yaz tatillerinin vazgeçilmez adresi.
İngiltere'nin Hertfordshire şehrinde yer alan Brocket Hall 1239 yılında inşa edildi. Tabii o yıldan sonra epey bir değişime uğradı. Devasa yapı şu anki görünümüne 1760 yılında yapılan restorasyonla kavuştu. Dizide Kraliyet Ailesi'nin Kensington Sarayı'nda geçen sahneleri aslında Brocket Hall'de çekiliyordu.
Hempshire bölgesinde yer alan Somerley Hall, dizide Kraliçe Camilla ve Kral III. Charles'ın aile konutu olarak kullanıldı. Highgrove Evi'ni temsil eden Somerley Hall, 1701-1705 yılları arasında inşa edildi ve günümüzde çok sayıda etkinliğe ev sahipliği yapıyor.
Thames Nehri yakınlarında bulunan Hedsor Evi, Hedsor ailesine ait ve bu devasa yapı 1166 yılında inşa edildi. Yapı, 18. yüzyılda Galler Dowager Prensesi Augusta'nın kraliyet ikametgahı olarak kullanıldı. Görkemli ev, dizideyse No.10 Dowing Street olarak anılan İngiltere Başbakanlık Konutu'nu temsil etti.
Dizide Buckingham Sarayı yerine kullanılan bir diğer mekân ise Hatfield Evi. İngiltere'nin Hertfordshire bölgesinde Hatfield kasabasının doğusunda yer alan muhteşem yapı, 1611 yılında inşa edildi. Yapı, Great Park'ta yer alan bir kır evi. Alışık olduğumuz kır evlerinden biraz farklı sanki!
Stamford'da bulunan ve 16. yüzyıldan beri varlığını koruyan Burghley Evi, 1555-1587 yılları arasında Kraliçe I. Elizabeth'in danışmanı William Cecil tarafından inşa edildi ve yapı bugünde Cecillerin mülkiyetinde. Dizide ise Windsor Kalesi olarak bahsedilen sahnelerin çoğu, Burghley Evi'nde çekildi. Her biri ayrı güzellikte olan bu yapılar için siz ne düşünüyorsunuz?