Uğur Batı Yazio: Mutluluk Öyle Çok Parçadan Oluşur ki Birkaç Parçası Mutlaka Eksiktir!

Gerçekten öyle midir? 

Büyük bir kedi, kuyruğuyla oynayan küçük bir kediye sormuş: 

“Neden kuyruğunu kovalıyorsun?” 

Yavru kedi yanıt vermiş: 

“Bir kedi için en güzel şeyin mutluluk, mutluluğun da kuyruğum olduğunu öğrendim. Bu nedenle onu kovalıyorum, yakaladığımda mutluluğa kavuşacağım.” 

Bunun üzerine yaşlı kedi söyle demiş: 

“Gençken ben de mutluluğun kuyruğum olduğuna karar vermiştim. Ama şunu fark ettim; ne zaman onu kovalasam benden uzaklaşıyor, ne zaman kendi işime baksam hep peşimden geliyor.”

Mutluluk, ah o mutluluk... Peşinden koşsan, yakalamak zor; beklesen gelmesi daha zor!

Modern dünyanın getirdiği kurallar, insanı tabiri caizse bir fanusa hapsetti. Bu bir iç hapishane. Artık dünya gerçek hapishaneyi insanın içinde yaşatıyor. Başarı hırsı, aşırı rekabet, sabırsızlık, isteme, elde etme için gerekirse acımama; bu yeni dünyanın kurallarından bazıları... Öyle ki, her şey sizinle başlıyor; güç hep içinizde dolaşıyor; limit siz oluyorsunuz; şimdinin gücü, yarının gücü vb. her şey bize yaşatabilir bir umut aşılıyor. Toplumun sağladığı koşullu özgürlük ortamında, insan mutluluk arıyor. Özgürlük peşinde koşuyor. 

Bir lokma, bir hırka mutluluk getirir mi? 

Fıçısında dikiliyor diye Büyük İskender’e “Gölge etme başka ihsan istemem.” diyerek zihnimize giren Diyojen, bir gün küçük bir çocuğun avucuyla çeşmeden su içtiğini görür. Bir an düşünür ve kendi kendine söylenir: “Bu çocuk bana hâlâ gereksiz eşyalarım olduğunu öğretti.” Ardından da su içmek için kullandığı çanağını kırar. 

Mutluluğu tüketmekte arayan insanlardan teşkil tüketim toplumunun karşısına dikebileceğimiz yetinen topluma ilişkin çarpıcı bir hikâyeciği paylaşalım istedik sizinle. Tüketme pratiklerinde tüketme motivasyonu ve mutluluk arasında fazlasıyla doğrudan bir ilişki var.

Ruh bilimsel deneylerde elde edilen bulgulara göre; mutluluk doruklarına tırmanan insanlar, bedenin grip aşısına tepki olarak ürettiği ortalama antikor miktarından yüzde 50 daha fazlasını üretmektedir.

Bu bulgu, mutluluğun bağışıklık sistemimiz üzerindeki olumlu etkisini gösteren çok önemli bir kanıttır. Bunun dışında Wisconsin Üniversitesi’nde psikiyatri profesörü olan Richard Davidson, beynin ön lobundaki etkinlikleriyle, derin düşüncelere dalmanın verdiği bir tür neşelenme arasındaki bağlantıyı araştırmış ve bu araştırma bulgularını Proceedings of the National Academy of Sciences dergisinde yayımlamıştır. Bu deneysel çalışmanın sonucunda elde edilen bulgulara göre mutluluk, beyinde bile bile yaratılan fiziksel bir durum olarak değerlendirilmektedir. 

Mutluluk üzerine yapılan diğer çalışmalar da mutlu bir beynin taşıdığı fiziksel özelliklerin bedenin geri kalan bölümleri üzerinde güçlü etkiler yarattığını kanıtlar niteliktedir. Örneğin umut, iyimserlik ve hoşnutluk gibi ruhsal durumların, görünüşe bakılırsa, kalp ve damar hastalıkları, şeker, hipertansiyon, nezle ve üst solunum yolu iltihaplanmaları gibi rahatsızlıklara yakalanma riskini de azalttığı yönündeki bulgular mutluluğun fiziksel dengemizi ne oranda etkilediğini göstermektedir. Hatta Hollanda’da yaşı ilerlemiş bireyler üzerinde yapılan bir araştırmaya göre, iyimser ruh durumlarının, bireyin ölüm riskini % 50 oranında azalttığı bile iddia edilmektedir. 

Olumlu ruh durumlarında deneklerin sol prefrontal kortekslerinde bir devinim meydana geldiği gibi, gerginlik durumunda adrenalin bezinin salgıladığı kortizol hormonunda da bir düşüş meydana geldiğini gösteriyor. İyimserlerin, karamsarlara kıyasla daha az gerginlik yaşayabileceklerine ve buna bağlı olarak gerginliğin tetiklediği bilinen kötü biyokimyasallardan uzak kalabileceklerine inanılmaktadır. Dahası, iyimser tavırlı mutlu insanlar görünürde sağlıklarına çok daha özen göstermektedir ve kendilerini daha zinde ve dinamik hissetmektedir. 

Mutluluğun fizyolojisini ve nörolojisini inceleyen araştırmacılar, bu konuları yavaş yavaş gün yüzüne çıkartarak, depresyon ve mutsuzluk nedenleri gibi çok çalışılmış bir konunun dışında, psikolojik araştırmaların olumlu duygulara yönelmesini sağlamıştır. Mutluluğun klinik olarak kesin bir tanımı yapılamamaktadır. 

Sonuç mu? 

Kendisi hatta kuramsal olarak da kişiden kişiye ve hatta durumdan duruma farklılık gösteren çok tanımlı bir olgudur. Kimine göre mutluluk, yapılan bir işin sonunda elde edilen bir ödül kimine göre ise sahip olduğumuz şeyler sonucunda hissettiğimiz “haz” duygusudur. Richard Davidson’a göre ise mutluluk, bireylerin genelde değiştirme yönünde güdülenmedikleri, bir iyilik ve esenlik durumudur ve insanlar bu durumu korumaya güdülenmişlerdir. Söz konusu güdü, dünyaya etkin bir biçimde sarılmayla ve varlığını devam ettirmeyle ilintilidir.

Popüler İçerikler

İzmir'de 5 Küçük Kardeşin Öldüğü Yangın Faciası: Bakanlık, Aileyi 18 Kez Ziyaret Etmiş!
Fernando Muslera, Jose Mourinho'yu Hedef Aldı: "İstemiyorsa Gidebilir"
Eski Bakan Işın Çelebi'den Fenerbahçe'ye Sert Yanıt: ''Devletin İmkanlarını Kullanıp ‘Yapı’ Diyemezsin''