Polisin lider N.U’yu gözaltına aldığı sırada evde bir de Afrika Çalı Fili denilen türden, 4-5 ton ağırlığında, omuz başı 2 metre, boyu 7 metre olan bir fil, iki çita, bir kaplan, bir timsah, birkaç da vahşi sürüngen bulunuyordu. Son derece saçma diyebilirsiniz ama adamlar evde bildiğiniz bir fil ve diğer bazı vahşi hayvanları besliyordu. Hatta çetenin çocuk yaştaki lideri de daha sonra anlaşılıyordu ki lakabını bu filden alıyordu.
2 yıl kesinleşmiş hapis cezasını çekerken hastanede jandarmanın elinden kaçarak firar eden zanlı N.U. ile çete üyesi E.S.’nin yanında bir silah ya da kesici alet yoktu. Kan tahlillerinde uyuşturucu maddeye de rastlanmamıştı. N.U’nun cebinden sadece eskimiş yapraklarıyla “Fil Tyke Olmak” adında bir öykü kitabı çıkmıştı.
Bilenler bilir, Tyke, binbir işkenceyle eğitilen, sirklerde kahkahalar atıp izlediğimiz hayvanların duyguları olduğunu bütün dünyaya gösteren sembol bir olaydı. 20 Ağustos 1994 günü Honolulu şehrinde bir sirk gösterisinden isyan ederek kaçmış, kaçarken bakıcısı ezmiş ve sonunda 86 kurşunla vurularak durdurulmuştu. 20 yıllık esaretin ardından can veren Tyke’ın ölürken gururla ağlaması ise zamanında dünya gündemine oturmuştu. Ölümünden sonra fili çalıştıran Hawthorn Şirketine dünyanın her yerinden yüzlerce dava açılmış, 1994’te federal hükümet, Hawthorn’un sahibi John Cueno Jr.’ın sirkindeki 16 file el koymuştu. Fil Tyke’ın gösterdiği direniş toplumsal değişmelere neden olmuş ve Fil Tyke adeta tarih yazmıştı.
Firari hükümlü N.U. ile beraberindeki yardımcısının, yeni çete oluşturmak için çalışmalarda bulundukları kaydedilirken, olayda birkaç ilginç husus bulunuyordu. Fil N.U, suç anında bile sadece 16 yaşındaydı. Kayda geçen ilk suçunu seyis olarak çalıştığı gezer bir sirkten fil çalarken yapmıştı. Emniyetteki sorguları tamamlanan şüpheli, Anadolu Adalet Sarayı’nda verdiği ifadesinde “arabaları çalmadıklarını, sadece arabalar karşılığında para alıp, onlarla doğada olması gereken vahşi hayvanları beslediklerini” söylemişti.