Uğur Batı Yazio: Güzelliğin Yarattığı Etki Marihuana Gibidir Desek!

Instagram’daki bütün o güzel kadınlar. Şili’den bir şelale manzarası. Dağdaki eşsiz çiçekler ya da denizde gözünün önünden kayıp giden 40 metrelik bir yat... 

Evet, bunlar güzeldir ve güzellik beynin anlık zevkidir. 

Halil Cibran’ın söylediği gibi: “Güzellik, aynada kendini seyreden sonsuzluktur.”

Güzellik, tarihin ilk dönemlerinden itibaren adeta “sarsıcı” bir olgu olmuştur.

Antik Yunan’da ruhun varlığının tanıtı fiziksel güzelliktir. Güzelin insanı hafifleten, denge konumuna ulaştıran mucizevi bir gücü vardır. Peki, efsanelere, sanata, edebiyata kaynak olan güzellik; lütuf da kabul edilen, ilham da görülen güzellik; beynin bir estetik haz arayışıdır desek? Ya da güzellik beynin bir oyuncağıdır desek?  

Nöropsikoloji açısından öyledir aslında. Beyin güzel bir yüzle karşılaştığında “opioid” adında morfin benzeri bir madde salgılayarak zevk duyar, tabiri caizse anın tadını çıkarır!  

Buna ilişkin Norveç’te Oslo Üniversitesi bir deney yapılmıştır. 30 erkek ile iki aşamada gerçekleştirilen araştırmada denekler 3 ayrı gruba ayrılır. Deneyde, birinci gruba opioid içeren; ikinci gruba opioid moleküllerini bloke eden naltrexon; kontrol grubu olan üçüncü gruba ise plecobo ilaçları verilir. İlaçların daha sonra etkisi gözlemlenir. 

Sonuçlar şaşırtıcıdır: 

1. Birinci gruptaki erkekler güzel olduğunu düşündükleri kadınlara çok daha uzun süre baktılar ve yüksek not verdiler. Bu gruptaki denekler güzel bulmadıkları kadınlara kısa süre baktılar. 

2. İkinci grup, bir önceki test içinde güzel buldukları kadınlara dahi kısa süre baktılar ve daha az not verdiler. 

3. Placebo verilen üçüncü grupta ise bir değişiklik kaydedilemedi. 

Bu araştırma, yöntemi itibariyle de önemlidir. Araştırma, bir kişinin beğenisinin; yani beynin eğiliminin kimyasal maddelerle rahatlıkla yönlendirilebileceğinin kanıtıydı.  

İnsan bedeninde farklı oluşları bağımsız olarak yerine getiren, otonom sinir sistemi adlı çok önemli bir yapılanma vardır. Bu sistem, genellikle heyecanlı, keyif verici ve tehlikeli durumlarda harekete geçen sempatik sinir sistemi diye adlandırılan bir yapıdan teşkildir.

Haydi bir de varsayım yapalım. Varsayalım ki bir deniz akvaryumun önünde arkadaşınızla sohbet ediyorsunuz. Arkadaşınızı işaret ederek “şuna baksana” dedi. Döndünüz 8 metrelik köpek balığı ile karşı karşıya geldiniz. İşte bu anda sempatik sinir sisteminiz aktifleşmiştir. Bu sistem kalbinizi hızlandırmıştır, kaslarınıza daha çok kan pompalanmıştır, ağzınız kurumuş ve göz bebekleriniz büyümüştür. Bu olaylar zinciri istemsiz gerçekleşir.  

Şimdi köpek balığı yerine bir reklam filmi çekimi için Türkiye’ye gelmiş olan Adriana Lima’yı koyun. İstinye Park’ta bir asansörden iniyor ve yüz yüze geldiniz. İnanın istemsiz olarak sempatik sinir sisteminiz çalışır. Yani beynimizin ortasında, bilincimizden bağımsız çalışan limbik sistem gibi yapılar, böylesi durumlar için özel cevaplar oluşturur. Bilinçli olarak algılamasa da limbik sistem, karşısındaki Adriana Lima’nın “başka bir şey” olduğunu fark eder. Şayet limbik sistemin dili olsaydı ne derdi: “Burada olağanın dışında bir var oluş görüyorum. Ben bu “şeyi” tam olarak tanımlayamadım. Fazlasıyla da heyecan verici. Ben en iyisi sempatik sinir sistemimi devreye sokayım.” Ardından ilgili arkadaşın kalp atışı hızlanır, ağzı kurur, göz bebekleri büyür ve oluşlar böylece devam eder.

Tamam, güzellik sadece bakanın gözünde değil, onu anlıyoruz. Ancak dahası da var.

İngiliz Guardian gazetesindeki haber diyor ki tablo, fotoğraf gibi nesneleri seyreden deneklerle gerçekleştirilen fMRI taramalarında erkek ve kadın beyninin de güzelliği farklı frekanslarda algıladığı ortaya çıktı.  

Erkekler, güzelliği beyinlerinin sadece bir tarafıyla algıladıklarını, kadınların ise güzel olanı beyinlerinin her iki tarafını da kullandıklarını ortaya koyan çalışma İspanya Madrid'deki San Carlos Kliniğinden bilim adamları tarafından gerçekleştirilmiş ve Proceedings of the National Academy of Sciences'ta yayınlanmış. 

Bu fark, kadın ve erkeğin uzamsal bilgiyi farklı işlemesinden kaynaklanıyor. Erkek ve kadın, 3000 milisaniye içinde tepki vermesine rağmen, kadın beyninin “detay” algılama kapasitesi, daha faal bir beyin çalışma düzenini ortay koyuyor. Kadınlarda beynin parietal lobu hemen ve aşırı harekete geçiyor, erkeklerde ise sadece beynin sağ tarafından bir hareket oluşuyor. 

Bu arada bir başka haberimiz var. Beyinde güzelliğin bıraktığı etki, marihuana ya da diğer uyuşturucu maddelerle hemen hemen aynı dersek? Nöronların aralarında sinaps olarak adlandırılan mikroskopik boşluklar bulunmaktadır. Bu bölgeye gelen elektiriksel uyarı, buradaki nörotransmitter denilen kimyasal maddeler yardımıyla hedefe ulaştırılır. Bu mucizevi maddeler, konuşmamızın, hareket etmemizin, gülmemizin, hissetmemizi, aslında insanı insan kılan her şeyin de sorumlusudur.

Tüm uyuşturucu maddeler de aynı güzelliğin bıraktığı etki gibi nörotransmitterlerin salgılanmasını uyararak aşırı seviyelere çıkarır.

Bunun sonucunda bu maddelerdeki ani hareketlilik sinirsel iletilerin daha az iletilmesi ya da kendiliğinden ortaya çıkan kontrolsüz iletiler haline dönüşmesi sonucunu doğurur. Fiziksel iç dengenin sarsılması da bu nedenledir. Bu değişimler çok ani olursa sonucu ölümle bile sonuçlanabilir. Aşırı doz uyuşturucu kullanımında olan budur mesela.  

Sonuç mu?  

Güzelliğin “ölümcül” olduğu miti, belki de buradan kaynaklanmaktadır ne dersiniz? Abartı bir tarafa başlığa vurgu yaparak devam edeceğiz, güzelliğin beyinde bıraktığı etki ile marihuananın bıraktığı arasında ciddi bir paralellik vardır.

Popüler İçerikler

Bahis Reklam ve Teşvik! Acun Ilıcalı, TV8 ve Exxen Yetkilileri Hakkında Soruşturma Başlatıldı
Göç İdaresi Başkanlığı Duyurdu: Türkiye'deki Suriyeli Sayısı Açıklandı
Zoru Başardık: Karadağ'a Üç Puan Hediye Eden Milli Takım'a Gelen Tepkiler
YORUMLAR
30.10.2020

Böyle paylaşımlar onedio da çoğalmalı bence

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ