Uğruna Şiirler Yazılmış 15 Kadın ve Şairlerin Onlara Adadığı Unutulmaz Dizeler

Edebiyat tarihimizde büyük şairlere ve büyük şiirlere ilham kaynağı olmuş 15 kadını, onlara sözcüklerini armağan eden şairleri ve yazdıkları dizeleri hatırlayalım.

1. Celile Hanım - Yahya Kemal

Yahya Kemal'in ünlü şair Nazım Hikmet'in annesi, ressam Celile Hanım ile olan aşkları dillere destandır. Yahya Kemal'in Nazım Hikmet'e ders verirken tanıştığı Celile Hanım ile olan ilişkisi mutlu sonla noktalanmamış, bu aşktan geriye şairin ölüme yazıldığı zannedilen ama aslında Celile Hanım'ın Heybeliada'dan İstanbul'a doğru yol alışında yaşadığı kederi anlattığı meşhur şiiri kalmıştır.

Sessiz Gemi

Artık demir almak günü gelmişşe zamandan

Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan

Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol

Sallanmaz o kalkışta ne mendil, ne de bir kol

Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli

Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli

Biçare gönüller! Ne giden son gemidir bu!

Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu

Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler

Bilinmez ki giden sevgililer dönmeyecekler

Bir çok gidenin her biri memnun ki yerinden

Bir çok seneler geçti; dönen yok seferinden

2. Muazzez Akkaya - Sezai Karakoç

Sezai Karakoç'un Mülkiye'de okurken uzaktan uzağa aşık olduğu kadına yazdığı şiirin kıtalarının ilk harflerini birleştirdiğinizde 'Muazzez Akkayam' ismi okunuyor. Okulun en popüler kızlarından olan ve kendisine Cemal Süreya'nın da şiirler yazdığını anlatan Muazzez Hanım şairin kendisine olan aşkının da farkında olduğunu söylemiştir. Aşkına bir türlü açılamayan Karakoç ise ona şiirleriyle seslenmiştir.

Monna Rosa

Ulur aya karşı kirli çakallar,

Ürkek ürkek bakar tavşanlar dağa.

Monna Rosa bugün bende bir hal var.

Yağmur iri iri düşer toprağa,

Ulur aya karşı kirli çakallar.

Açma pencereni perdeleri çek,

Monna Rosa seni görmemeliyim.

Bir bakışın ölmem için yetecek.

Anla Monna Rosa ben bir deliyim.

Açma pencereni perdeleri çek.

3. Piraye - Nazım Hikmet

Nazım Hikmet'in uğruna şiirler yazdığı pek çok kadın var ama en uzun sürelisi ve Nazım bu ilişkinin büyük kısmını hapiste geçirdiği için en çilelisi Piraye ile olanıdır herhalde.

Piraye için Yazılmış: Saat 21-22 Şiirleri

Ne güzel şey hatırlamak seni: 

ölüm ve zafer haberleri içinden, 

hapiste ve yaşım kırkı geçmiş iken...

Ne güzel şey hatırlamak seni: 

bir mavi kumaşın üstünde unutulmuş olan elin 

ve saçlarında 

vakur yumuşaklığı canımın içi İstanbul toprağının... 

İçimde ikinci bir insan gibidir seni sevmek saadeti... 

Parmakların ucunda kalan kokusu sardunya yaprağının, 

güneşli bir rahatlık 

ve etin daveti: kıpkızıl çizgilerle bölünmüş 

sıcak koyu bir karanlık...

4. Makber - Abdülhak Hamit

Abdülhak Hamit Tarhan'ın kaybettiği eşi Fatma Hanım'ın ardından yazdığı bu şiir bir kadın için yazılmış şiirlerin en hüzünlülerindendir.

Makber

Eyvah! Ne yer, ne yâr kaldı, 

Gönlüm dolu ah-u zâr kaldı. 

Şimdi buradaydı, gitti elden, 

Gitti ebede gelip ezelden. 

Ben gittim, o haksar kaldı, 

Bir köşede tarumar kaldı, 

Baki o enis-i dilden, eyvah, 

Beyrut'ta bir mezar kaldı.

5. Mari Gerekmezyan - Bedri Rahmi Eyüboğlu

Bedri Rahmi'nin bu şiirini çoğu insan ezbere bilse de hikayesi pek bilinmez. Şair sanılanın aksine bu şiiri karısına değil, asistanlık yaptığı üniversitenin heykel bölümüne misafir öğrenci olarak gelmiş olan Mari'ye yazmıştır. Mari Gerekmezyan ile yaşadıkları büyük aşk maalesef hüsranla noktalanmış, 1946 yılında hastalığa yakalanan Mari, şairin tüm çabalarına rağmen kurtulamamıştır.

Karadut

Karadutum, çatal karam, çingenem 

Nar tanem, nur tanem, bir tanem 

Agaç isem dalımsın salkım saçak 

Petek isem balımsın a gülüm 

Günahımsın, vebalimsin. 

Dili mercan, dizi mercan, dişi mercan 

Yoluna bir can koyduğum 

Gökte ararken yerde bulduğum 

Karadutum, çatal karam, çingenem 

Daha nem olacaktın bir tanem 

Gülen ayvam, ağlayan narımsın 

Kadınım, kısrağım, karımsın.

6. Tomris Uyar - Cemal Süreya, Turgut Uyar, Edip Cansever

Tomris Uyar kendisine şiir yazılan kadınların en şanslısıdır herhalde. Kocası Turgut Uyar, tutkulu bir aşk yaşadığı Cemal Süreya ve ona olan ilgisi ve hayranlığını saklamayan arkadaşı ve belki de platonik aşığı Edip Cansever, yani şiirimizin 3 büyük ismi de satırlarında kendisine seslenmiştir.

Sayım / Cemal Süreya

Ayışığında oturduk

Bileğinden öptüm seni

Sonra ayakta öptüm

Dudağından öptüm seni

Kapı aralığında öptüm

Soluğundan öptüm seni

Bahçede çocuklar vardı

Çocuğundan öptüm seni

Bir Bozuk Saattir Yüreğim Hep Sende Durur / Turgut Uyar

Bir bozuk saattir yüreğim hep sende durur

Ne var ki ıslanır gider coşkunluğum durmadan

Durmadan

Dağ biraz daha benden deniz her zaman senden

Hiçbir dileğimiz yok şimdilik tarihten coğrafyadan

Kimselere benzemesin isterim seni övdüğüm

Seni övdüğüm zaman

Güzel bir çingene yalnız başına dolaşmalı kırlarda

Seni övdüğüm zaman

Yaş Değiştirme Törenine Yetişen Öyle Bir Şiir /  Edip Cansever

Ben seni uzun bir yolda yürürken görmedim ki hiç

Yağmurlar altında gördüm, kadeh tutarken gördüm de

Bir kıyıya bakarken, bakarkenki ağlayan yüzünle

Ve yarışırsa ancak Monet’nin

Kadınlarına yaraşan giysilerinle

Gördüm de

Ben seni uzun bir yolda yürürken görmedim ki hiç.

7. Mevhibe Beyat - Özdemir Asaf

Mevhibe Beyat ismini bilmiyorsanız bile Lavinia'yı mutlaka duymuşsunuzdur. Güzel Sanatlar Akademisi'nde okuyan ve güzelliğiyle dillere destan olan Mevhine Hanım'a duyduğu karşılıksız aşk Asaf'a bu dizeleri yazdırmıştır. 

Lavinia

Sana gitme demeyeceğim.

Üşüyorsun, ceketimi al.

Günün en güzel saatleri bunlar.

Yanımda kal.

Sana gitme demeyeceğim.

Gene de sen bilirsin.

Yalanlar istiyorsan yalanlar söyleyeyim

İncinirsin.

Sana gitme demeyeceğim

Ama gitme, lavinia

Adını gizleyeceğim.

Sen de bilme, lavinia.

8. Maria Missakian - Attila İlhan

Attila İlhan bu şiiri, Paris seyahati sırasında tanıştığı ve oldukça etkilendiği Maria Missakian'a yazmıştır. İlhan Türkiye'ye dönmek zorunda kalmış ama Maria'yı bir türlü ülkesine getirtememiştir. Mektuplarla devam eden aşkları aradan geçen seneler içinde kopmuş ve yıllar sonra şair, Maria'nın evli, mutsuz ve alkolik bir kadın olduğunu öğrenip yıkılmıştır.

Maria Missakian

Yüksekkaldırımda bir akşam

Maria Missakian'ı düşündüm

Eğer kendimi bıraksam

Yağmur olabilirdim yağardım

Kasım'da bir çınar olurdum

Yaprak yaprak dökülürdüm

Kalbimi sıkı tutmasam

Döküp saçıp boşaltsam

İçimde yükselen şiiri

Kaldırımlara döküp harcasam

Gözleri balıkçıl gözleri

Dudaklarında tutup rüzgarı

Maria Missakian adında biri

Gelse göğsüne kapansam

9. Fahriye Abla - Ahmet Muhip Dıranas

Şairin annesinin arkadaşı ve komşuları olan Fahriye Hanım'a yazdığı ve eşinin 'Evlendiğimizde o kadın 70 yaşındaydı. Ben Fahriye Abla'yı hiç kıskanmadım' dediği şiir, edebiyatımızın en bilinen şiirlerinden biri olmuştur.

Fahriye Abla

Hava keskin bir kömür kokusuyla dolar,

Kapanırdı daha gün batmadan kapılar.

Bu, afyon ruhu gibi baygın mahalleden,

Hayalimde tek çizgi bir sen kalmışsın, sen!

Hülyasındaki geniş aydınlığa gülen

Gözlerin, dişlerin ve ak pak gerdanınla

Ne güzel komşumuzdun sen, Fahriye abla!

10. Ayten - Ümit Yaşar Oğuzcan

Ayten; şairin İş Bankası'nda çalışırken tutulduğu, kendinden oldukça ufak stajyer bir kızdır. Evli olan Oğuzcan, Ayten'e olan tutkusunu dizelere şöyle dökmüştür:

Milyon Kere Ayten

Ben bir Ayten'dir tutturmuşum 

Oh ne iyi Ayten'li içkiler içip sarhoş oluyorum ne güzel 

Hoşuma gitmiyorsa rengi denizlerin 

Biraz Ayten sürüyorum güzelleşiyor 

Şarkılar söylüyorum şiirler yazıyorum 

Ayten üstüne 

Saatim her zaman Ayten'e beş var 

Ya da Ayten'i beş geçiyor 

Ne yana baksam gördüğüm o 

Gözümü yumsam aklımdan Ayten geçiyor 

Bana sorarsanız mevsimlerden Ayten'deyiz 

Günlerden Ayten'ertesidir

11. Burçak - Ah Muhsin Ünlü

Nevi-i şahsına münhasır şair, Ah Muhsin Ünlü nam Onur Ünlü'nün Burçak'ı meşhurdur. Hakkında şiirleri dışında konuşmayı sevmediği Burçak'ına adanmış pek çok dize tek şiir kitabı olan Gidiyorum Bu'da yer alır.

Ah!

ah! ben bundan sonra bir karı sevmek

başkasını sevmek*

-burçak’a evet

işte sen gülüyorsun

ve beni daha geniş bir salona almış oluyorlar

gözlerim dönüyor sevdadan, merkezden değil

tam beş milyon park oluyorum, mavzerler caba

defterime tartışmasız bir kuzu çiziyorum da!

12. Azime Korkmazgil - Hasan Hüseyin Korkmazgil

Şair oldukça ilginç ve güzel bir hikayeleri olan, zor kavuştuğu ve çok sevdiği eşine pek çok dize ve görkemli şiirler armağan etmiştir.

Azime'li Temmuz Bildirisi 2

saksılarda çöl bitkileri, salonlarda kartpostal mutluluklar

eskidi maskelerin sırıtan düşmanlıkları -- ve nice yazlar

oh ne güzel yeniden -- bu senin güzelliğin ne demek

sel ne demek azime'm, savaşlara durmak ne demek, güzel ne demek

sen geldin ey benim kadın ülkem -- yepyeni ufuklar geldin

dürülü bayraklarım güldü gülüm -- sen geldin kutuplarım değişti

13. Mihrimah Hanım - Cahit Sıtkı Tarancı

Arkadaşı Vedat Günyol'un kardeşi Mihrimah Hanım'a aşık olan ancak aşkını gizlice içinde yaşayan Tarancı, Kara Sevda şiirini onun için yazmıştır. Bu aşkını çok uzun seneler sonra arkadaşına itiraf etmiştir ancak Mihrimah Hanım artık evlidir. Vedat Günyol 'Keşke zamanında söyleseydin, evlenmenizi çok isterdim' demiş, bunun üzerine Tarancı derin bir pişmanlığa düşmüştür.

Kara Sevda

Bir kere sevdaya tutulmaya gör; 

Ateşlerde yandığının resmidir. 

Aşık dediğin, Mecnun misali kör; 

Ne bilsin alemde ne mevsimidir. 

Dünya bir yana, o hayal bir yana; 

Bir meşaledir pervaneyim ona. 

Altında bir ömür döne dolana 

Ağladığım yer penceresi midir? 

Bir köşeye mahzun çekilen için, 

Yemekten içmekten kesilen için, 

Sensiz uykuyu haram bilen için, 

Ayrılık ölümün diğer ismidir.

14. Mihriban - Abdurrahim Karakoç

Abdurrahim Karakoç bu şiiri gençlik çağında sevdiği, 'seviyordum ama olmadı' dediği bir kıza yazdığını söylemiştir. Kızın adı başkadır, orası şairde saklıdır, Mihriban ise onun temsil eden bir semboldür sadece. Şiir bestelenip pek çok sanatçı tarafından seslendirilmesi ile oldukça meşhur olmuştur.

Mihriban

Sarı saçlarına deli gönlümü 

Bağlamıştın, çözülmüyor Mihriban 

Ayrılıktan zor belleme ölümü 

Görmeyince sezilmiyor Mihriban 

Yar, deyince kalem elden düşüyor 

Gözlerim görmüyor aklım şaşıyor 

Lambada titreyen alev üşüyor 

Aşk kağıda yazılmıyor Mihriban

15. Leyla Erbil - Ahmed Arif

Ahmed Arif genç yaşında aşık olduğu ve bu aşkı kalbinden uzun yıllar taşıdığı ancak dostluktan öte bir karşılık bulamadığı Leyla Erbil'e pek çok şiir yazmıştır ama en meşhuru muhakkak ki şudur:

Hasretinden Prangalar Eskittim

seni, anlatabilmek seni.

iyi çocuklara, kahramanlara,

seni, anlatabilmek seni,

namussuza, haldan bilmez,

kahpe yalana.

ard-arda kaç zemheri,

kurt uyur, kuş uyur, zindan uyurdu.

dışarda gürül-gürül akan bir dünya...

bir ben uyumadım,

kaç leylim bahar, 

hasretinden prangalar eskittim.

saçlarına kan gülleri takayım,

bir o yana,

bir bu yana...

Popüler İçerikler

TSK'dan Atatürkçü Teğmenlerin Kılıçlı Yemini İçin Açıklama: "Mesele Kılıç Değil, Emre Uyulmaması"
"Bir Evim Varsa Onun Sayesinde": Hakan Meriçliler'den Vural Çelik Tartışmasında Gülse Birsel'e Büyük Destek!
RTÜK Başkanı'ndan Gündüz Kuşağı Programlarına Son İkaz: "Toptan Yok Ederiz!"
YORUMLAR
14.06.2021

#1'deki şiiri hümeyra'nın seslendirmesi... aşırı güzel açıp açıp dinliyorum.

23.11.2021

Müslüm Gürses den dinlemenizi tavsiye ederim!

17.11.2021

Eren Hanım'ı bir kez daha ağlattın editör. 5 numaradaki güzel kadın Eren Eyüboğlu, şairin eşi.

22.11.2021

Biz mi haketmedik şiiri, yazana mi denk gelmedik bilemedim şimdi..

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ