Uçakların kalkış ve iniş anları her zaman büyüleyici bir manzaradır. Ancak bir uçağın geniş bir pistte havalanmasını izlemekle, küçücük bir gemi pistinden kalkışını izlemek arasında büyük bir fark var.
Özellikle savaş uçakları, deniz üzerinde küçük pistlere sahip gemilerden nasıl kalkabiliyor?
Çocukken hepimiz sapanla bir şeyleri fırlatmışızdır. İşte bu basit prensip, savaş uçaklarının küçük pistlerden kalkış yapmasını mümkün kılıyor.
Nasıl ki bir lastik sapanın gerilmesiyle enerjiyi objeye aktarıyorsak, uçak gemilerinde de benzer bir sistem kullanılıyor. Fakat burada lastik yerine buhar gücü devreye giriyor.
Geminin güvertesinin altında bir buhar deposu bulunur. Bu buhar, çok silindirli pistonlara gönderilir ve burada biriken basınç, uçak kalkışa hazır olduğunda serbest bırakılır.
Uçağın ön tekerleği, bu pistonlara bağlanmış bir mekanizma ile çekilir ve uçak, sadece 300 feet gibi kısa bir mesafede havalanacak hıza ulaşır.
Kalkış sırasında uçak gemisinin üzerindeki katapult sistemi, uçağı sıfırdan 273 km/saat hıza sadece 2 saniyede çıkarabilir. Bu inanılmaz hızlanma, buhar gücünün ve güvertede oluşan rüzgarın birleşimiyle elde edilir.
Rüzgar, uçağın kanatlarına ekstra kaldırma kuvveti sağlar ve böylece uçak küçük pistten rahatça havalanabilir. Ayrıca kalkış sırasında uçağın arkasındaki jet patlama deflektörü (JBD) devreye girer.
Eğimli platform, jetin egzozundan çıkan kuvvetli rüzgarın güvertedeki diğer ekipmanlara zarar vermesini önler.
Uçakların savaş gemilerine inişi de en az kalkış kadar ilginç bir mekanizmaya dayanıyor. Uçağın iniş takımı, geminin güvertesinde gerili çelik kablolara takılacak şekilde tasarlanmıştır.
İlginç olan şu ki uçak pilotları iniş sırasında motorları tam güçte çalıştırır. Bunun sebebi, eğer uçak kabloya takılamazsa, motorların uçağı tekrar havalandırmaya yetecek güce sahip olmasıdır.
Bu yüzden savaş gemileri üzerindeki iniş sistemleri, tam güçte çalışan bir uçağı bile durdurabilecek kapasitededir.